Kabul et tradutor Francês
11,966 parallel translation
Neden kabul etmeliyim peki?
Et pourquoi je devrais accepter ça?
Her şeyi unutup hayatımıza devam etme şansı olduğu için kabul ettim.
Je l'ai fait parce que c'était une chance d'entrer la hâche et d'avancer.
Ve kabul etmezsen, kendini yerden 50 kat yüksekte cam temizlerken bulabilirsin.
Et si tu ne le fais pas, tu pourrais te retrouver pendu à à 50 étages au dessus du sol. - Pourquoi?
- Kabul ettiklerinde de olan ya CEO'nuza olacak ya da size.
- Et quand on l'aura fait, soit votre PDG tombe, soit c'est vous.
Bu soylu sonu kabul et.
Embrasse la noblesse de cette fin.
Böylesine değerli bir rakibi yenebilmek güç ve cesaretinin göstergesi ama kendini kısıtlaman, sebepsiz yere öldürmeyi kabul etmemen de onurlu olduğunu gösteriyor.
Battre un tel adversaire est une preuve de ta force et de ton courage, mais ta retenue, ton refus de tuer sans raison démontre une intégrité rare.
İsa'yı efendimiz ve kurtarıcımız olarak kabul ettin mi?
As-tu accepté Jésus-Christ comme ton Seigneur et sauveur personnel?
- Özürlerimi kabul et.
- Donc, mes excuses.
Yaptığın söylediğin korkunç şeyleri kabul etmek için uğraşıyordum.
J'ai lutté pour parvenir à un accord avec les terribles choses que tu as dites et faites.
Kabul et.
Signe.
Sadece bu ülke seni kabul etmiş görünüyor sana iyi muamele ediyor.
C'est juste... ce pays semble vous avoir accueillit, et bien traité.
Sonunda tekrardan terk edildiğini kabul etti. Sonra soğukta, yıldızların altında evine yürüdü.
Il a accepté le fait qu'il serait abandonné encore et toujours, et puis est rentré à la maison sous le froid et les étoiles lointaines.
Oyuncak askerler, hiçbir oyuncak yoktu. Ağlayıp durdun ve her şeyi kabul ettin.
Plus de soldats, plus de jouets du tout, et tu as pleuré et pleuré, avouant tout.
Peter, bunu kabul et işte. Quagmire yokken neşemiz yok.
Admets-le, sans Quagmire, on est rasoirs.
Ya kabul etmeseydin?
Quoi, et risquer un non?
Ele alınan konu sanığın bütün suçlamaları kabul etmek istemesi savcılığın istisnai durum tespitine dayanarak idam cezası talebidir.
La matière en question est l'imposition d'une peine conformément à la décision du défendeur de plaider coupable de tous les chefs d'accusation, le gouvernement trouve des circonstances particulières, et recommande la peine de mort.
Anlaşmayı kabul et Mario.
Prenez l'accord, Mario.
O, kabul etti, ve GigaDyne da kabul etti.
Elle a accepté et GigaDyne aussi.
Kızın bunu kabul etmez ve cezalandırılırdı.
Ta fille, je pense, ne pouvait pas l'accepter et elle a été puni.
Sen bunun benim düğünüm olduğunu senin olmadığını kabul etmiyorsun.
Ça ne l'est pas. C'est toi qu n'accepte pas que c'est mon mariage et non le tiens.
- Ve bunu kabul etmenin bir yolunu bulamazsan o zaman belki kaçabileceğimizi düşünüyorum.
Et si tu ne trouves pas un moyen d'accepter ça, alors on envisagera de s'enfuir.
- Davetimi kabul et.
- Acceptez mon invitation.
Kabul et Alex, albüm hazırlamaktan ve el sanatlarından nefret ediyorsun.
Alex, admets-le... tu détestes le scrapbooking, tu détestes les travaux manuels.
Kabul etmeyi reddediyorum. Pekâlâ, atlama vakti geldi.
Et bien, d'accord d'être en désaccord.
Bu arada, bugünkü işi çoğunluğun yararına olduğu için kabul etmedin 100.000'e karşı 24 ya da her neyse... işi kabul ettin çünkü çaresizce yardım isteyen bir kadın gördün.
Oh, et au fait, Tu n'as pas pris le job d'aujourd'hui dans l'intérêt de tous- - 100,00 contre 24 ou peu importe- - tu l'as pris parce que tu as vu une femme dans le besoin.
Ya bu koşulları kabul edersin ya da her zaman yaptığın gibi her şeyin içine edersin.
Donc ou on laisse ces termes tenir, ou fais ce que tu fais toujours et fais tout foirer.
Ya değişimi kabul edip hayatımıza devam ederiz ya da mücadele edip geride kalırız.
Tu peux soit accepter le changement et aller de l'avant, ou le combattre, et rester à la traîne.
İtiraf etmeliyim, üç ayaklı Sphinx bilmecesinin bana uyacağı hiç aklıma gelmemişti. Ama bu cihaz hareket etmemi sağlayacaksa seve seve kabul edeceğim.
Et bien, je dois l'admettre, je n'avais jamais imaginé que l'énigme du Sphinx parlant d'un homme ayant besoin de trois jambes s'appliquerait pour moi, mais si ce dispositif me garde en mouvement,
Görevimizin her birimiz için kesin hükümler verdiğini ve akla gelebilecek her şeyin görev uğruna meşru kabul edildiğini sanıyordum.
Je croyais qu'il y avait une mission qui dictait chacune de nos actions. Et que tout était justifiable au nom de la mission.
Aksi ispat edilene kadar bunu böyle kabul edeceğim.
Et jusqu'à preuve du contraire, je vais m'en tenir à ça.
Son derece içten, acıklı bir hikaye paylaşıyorum... bunun sempati toplaması ve ortaklığa ilham vermesi için... ama tek çıkardığınız suçun kabul edilmesi.
Je partage une histoire personnelle profondément pathétique, ce qui est censé inspirer la sympathie et la parenté, pourtant tout disparu est une admission de culpabilité.
Kabul edin, tavukları yumurtadan çıkmadan saydınız ve şimdi gelip başımıza tünediler.
Avouez-le, vous avez vendu les ailes du poulet avant de l'avoir tué, et maintenant, vous marchez sur des œufs.
Hafif bir cezayı ve kamuoyu mahkemesinde kısa ama nihai bir anlamsız yargılamayı memnuniyetle kabul ederiz.
Nous acceptons la petite tape sur les doigts et un procès rapide et sans conséquence devant le tribunal d'opinion publique.
Bunu kabul edemeyiz.
Et nous ne voulons pas cela.
Hapis cezasını kabul edip yoluna bakmanı öneriyorum.
Acceptez la peine de prison et tournez la page.
Amma velakin daimi desteğini ve masajını kabul edebilirim.
Je pourrais, cependant, accepter ton soutien inconditionnel et un massage.
Tüm duygular burada geçerlidir ve kabul edilir. Ama gerçek bu.
Toutes les émotions sont valables et les bienvenues ici, mais c'est la vérité.
Benim umut şimdi bu süre içinde, bir Birbirimizi kabul öğrenebilirsiniz Ve birlikte, bu kasabayı geri Barış bir devlet olan sakinleri ile.
Mon espoir est maintenant que dans le temps, nous pouvons apprendre à accepter l'autre et, ensemble, restaurer cette ville avec ses habitants à un état de paix.
Bazen kabul görmelidir.
Et d'accepter de pardonner.
Leofric güzel konuştun ve isteğin kabul edildi.
Leofric, vous avez bien parlé, et votre demande est acceptée.
Francis'i görmeyi talep ediyor ve kabul edilmediğinde kendisine daha fazla zarar vermekle tehdit ediyor.
Elle demande à voir François et menace de se blesser plus si on lui refuse.
Oy kullanıp bir sürü aptalca zorbalık kanununu kabul ediyorsunuz!
Vous votez et adoptez des lois stupides et tyranniques!
Arkadaşlarına ve ailene saygın bir master programına erken kabul edilişinle ilgili heyecan verici bir haber verilecek ve biraz illüzyonla tüm soruları cevaplandırılacak.
Vos amis et famille vont recevoir la formidable nouvelle de votre récente acceptation dans un programme d'étude prestigieux, et avec un petit effet d'illusion, toutes leurs questions auront une réponse.
Evet, üç yıl önce Büroya kabul edilmişsin ancak sonra vazgeçmişsin. Neden?
Vous avez postulé pour le poste il y a trois ans et vous vous êtes rétractée.
Ya da müvekkillerimizin üç cinayet işlediğini.. ... kabul eder, ve kapatırız.
Ou on peut accepter le fait que nos clients vont tomber pour trois meurtres et on réduit nos pertes.
Bayan Keating, Bay Lahey ve eşinizin arasında, öldüğü gece olan şidettli bir kavganın yaşandığını, kabul ediyor musunuz? Tam da sizin öfkeli tartışmanızdan sonraki gece? Ama yine de onun cinayeti ile hiçbir ilginiz olmadığını söylüyorsunuz.
Mme Keating, vous avez parlé d'une violente altercation entre M. Lahey et votre mari la nuit où il a été assassiné, ceci après avoir eu votre propre dispute avec lui cette nuit là, pourtant vous clamez n'avoir absolument rien à voir
"Andrew öğretmenler, itfaiyeciler ve Portland polisi tarafından yürekten kabul görüyor." diyecek.
"Andrew est soutenu par les professeurs, les pompiers, et la police de Portland."
Eğer bizim işleri yürütme şeklimizi kabul edecekseniz duman ve zombiler dağılana kadar burada kalabilirsiniz.
Donc, si vous, mesdames, voulez bien accepter notre façon de faire, vous pouvez rester jusqu'à ce que le feu s'éteigne et que les Z se dispersent.
Elizabeth ziyaretçi kabul edecek duruma gelince haber veririm.
Je vous enverrai le Dr Kinney, et je vous ferai savoir quand l'état d'Elizabeth lui autorisera des visiteurs.
"Neredeyse" sadece nal atma oyununda kabul edilebilir.
Presque seulement compte comme fers à cheval et grenades à main.
Aslına bakarsan teorilerini işine geldiği gibi uyarlıyorsun çünkü mantığa uyuyor olsaydın, avukatına uyup duygusal davrandığını kabul eder ve savunmanı...
C'est des maths simples. Tu sais, tu appliques tes théories sélectivement, parce que si tu avais suivi la logique, tu aurais admis à ton avocat que tu avais agis de manière émotionnelle et tu aurais pris le plaidoyer.
kabul etmiyorum 51
kabul ettim 24
kabul etti 41
kabul etti mi 16
kabul etmelisin 27
kabul etmeliyim 22
kabul etmeliyim ki 42
etienne 37
ethan 178
etti 29
kabul ettim 24
kabul etti 41
kabul etti mi 16
kabul etmelisin 27
kabul etmeliyim 22
kabul etmeliyim ki 42
etienne 37
ethan 178
etti 29
ethel 94
ettore 17
ettim 71
ettin 18
etme 17
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
ettore 17
ettim 71
ettin 18
etme 17
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etrafta kimse yok 27
etmelisin 16
etmiyor 21
etmeyecek misin 23
etrafına bak 98
etrafına bir bak 70
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etrafta kimse yok 27
etmelisin 16
etmiyor 21
etmeyecek misin 23
etrafına bak 98
etrafına bir bak 70