Kazanan tradutor Francês
4,376 parallel translation
Kazanan, diğer yarışmacılara karşı çok özel bir avantaj kazanacak.
Le gagnant remportera un avantage très spécial sur les autres participantes.
- Oyunu kazanan Chloe. - Evet!
Chloe remporte la partie.
Acı, Sheila adında bir kıza sahip olup O'nun seni Baltimore'un orta yerinde senden iki kat fazla para kazanan Dennis adında bir tamirci için terk etmesidir.
La douleur est d'avoir une fille nommée Sheila qui te largue en plein centre ville de Baltimore pour un mec nommé Dennis, qui est mécanicien et se fait deux fois plus de fric que toi.
Kazanan tarafa hoşgeldin.
Bienvenue chez les gagnants.
Bana istediğini söyleyebilirsin ama ne olursa olsun ben bir kazananım.
Je suis peut-être mesquin ou peu importe comment vous m'appelez, mais je suis un gagnant.
Sense hiçbir zaman bir kazanan olamayacaksın.
Et c'est quelque chose que vous ne serez jamais.
Ben bir kazananım.
- Je suis un gagnant. -...
Sense hiçbir zaman bir kazanan olamayacaksın.
Cette élection. - C'est quelque chose que tu ne seras jamais.
SEAWORLD TRAJEDİSİ DR. JEFFREY VENTRE Bu, katil balinaları sömürerek para kazanan milyarlarca dolarlık bir şirket.
C'est une très grosse compagnie qui gagne de l'argent en utilisant des orques.
- Abby, dinle. - Kazanan var!
Abby, ecoute nous avons un gagnant!
Kural ya da bir kazanan olmayacak.
Il n'y a pas de dirigeant ou de gagnant.
Kaybeden yerine kazananın yanında olmasını önerdim.
Je l'ai avisé pour qu'il échange une main perdante contre une gagnante.
Ve sen kazanan olacaksın lider değil. Ayrıca yanında ben de olmayacağım.
mais tu ne dirigeras pas et tu ne m'auras pas.
Ödülü kazanan...
Le gagnant est...
Ve kazanan...
Le gagnant est...
Kazananı seç, Harold.
Choisissez le bon Harold.
Burada, bugünün kazanan yıldızı, Josh Diamond'layım.
Je suis en compagnie de l'homme du match, Josh Diamond.
- Ne olursa olsun, bir kazanan çıkmayacak.
Si quelque chose arrive, il n'y aura pas de gagnant.
Black Dave Hunter'la beraber kazanan tarafta savaştı.
Il s'est battu avec Dave Hunter du côté des gagnants.
Tanrı Shiva'nın bedenlerinden biri şeytanlara ve kötü ruhlara karşı kazanan bir ilah.
C'est un avatar de Shiva et un Dieu qui gagne contre les démons et les mauvais esprits.
Adalet bakanlığındaki bir arkadaşım Donna Carlisle'ın babasının şirketini bir dava yüzünden elden çıkarmaya çalıştığını söyledi. Şanslı kazanan davayı da devralacak.
Un ami du département de la justice m'a informé que que Donna Carlisle cherche à se débarrasser de l'entreprise de son père avant une mise en examen, et l'heureux gagnant hérite des poursuites judiciaires.
Ben kazananın hikâyesini isterken kaybedenin hikâyesini vermeye devam edersen, büyük bir sorunumuz var demektir.
Tu me fourgues des histoires de losers alors que je veux voir des winners.
Oscar kazanan kadınlar.
Les lauréates féminines des Oscars.
Kazanan isim ortağı olur.
Le gagnant a le droit d'être nommé partenaire.
Seçim heyetinin raporuyla Metro bölgesindeki oyların yüzde 85'ini alarak WKRN, Nashville News 2 kanalı olarak Nashville belediye başkanlığı seçimini kazananın Teddy Conrad olduğunu söylemeye hazır.
En direct avec le comité d'élection nous rapportant un total de 85 % de la circonscription de Nashville WKRN... Nashville's News 2 est pret à annoncer la fin de la course pour être maire par la victoire de Teddy Conrad.
Benim, sana göre bir iş yapmadan çok kazanan adam.
Ici celui qui travaille moins pour gagner plus.
Kazananı çekmeye geldim.
Je vais tirer le gagnant.
Tamamdır. Bakalım kazananımız kim olacakmış?
Qui va être le gagnant?
Kazanan...
Le gagnant est...
Ve bu geceki Gruplar Çatışması'nın kazananı ve 20 bin doların sahibi, Logan Mize!
Et le gagnant de "la nuit de la bataille des groupes" et qui remporte 20 000 $ est Logan Mize!
Bu akşamın kazananı...
Le grand gagnant de ce soir est...
Ben kazananın hikayesini isterken kaybedenin hikayesini vermeye devam edersen, büyük bir sorunumuz var demektir.
Tu me fourgues sans arrêt des histoires de losers.
46 bilim insanına, iki Nobel ödülü kazananına, dokuz politikacıya birkaç polis gücüne ve bir sürü gazeteciye.
46 scientifiques, deux prix Nobel, neuf politiciens, plusieurs équipes de police et des poignées de journalistes.
Bu savaşlar yüzünden kardeşimi ve babamı kaybettim. ... ama hala kazanan taraf yok.
J'ai perdu un frère et un père à cette cause, et pourtant, ce n'est pas gagné.
Az önce sana kazanan bileti verdim.
Je t'ai offert un ticket gagnant.
Ve şimdi bu gecenin kazanan numaraları,.. ... 24...
Les numéros gagnants de ce soir sont... le 24...
Biz "kronometre" ve "kazanan" gibi sözcükleri kullanmıyoruz.
Nous n'utilisons pas les mots comme "chrono" ou "gagnant".
Sanırım kazananımız belli oldu.
Je pense qu'on l'a trouvé.
Sonunda kazanan ne iyilik ne kötülüktür.
A la fin, ce n'est pas le bien ou le mal qui gagne...
Makine, James'in söylediği gibi çalışıyorsa bütün gün Reston'a oy versek bile sonunda kazanan yine Grant olacak.
Donc il le met dans la machine, et si cela marche comme James l'a dit, nous pouvons voter pour Reston la nuit durant, et Grant gagnerait toujours dans la dernière ligne droite. ( Arrache le papier )
Hayvan olan, berbat suratlı Grammy kazanan değil.
L'animal, pas celui qui a gagné un grammy award ( Jeu de mot sur Seal. ) avec le visage en vrac.
Böyle para kazanan bir kadın bulmak için çok çalıştın.
Tu as travaillé dur pour trouver une femme riche.
O olmazsa, Moskova'dan Polonya bağımsızlığı adına savaşmaya kalkan ve gittikçe güç kazanan adamlar solup gider.
Sans lui, les forces qui gagnent en puissance pour se battre pour l'indépendance de la Pologne contre Moscou meurent.
Millet, ne işe giren var ne de bir şey kazanan.
Les gars, qui ne tente rien n'a rien.
Herkesin ilgisini beğendim Çünkü bu gecenin şanlı kazananı Bu Beyefendi!
J'aimerais l'attention de tout le monde, parce que l'heureux gagnant de ce soir est... est Ce monsieur!
Ve şimdi, kazanan...
Et maintenant le gagnant est...
- İşte kazanan çiftimiz!
Et nous avons un couple gagnant.
Kazanan, dişileri alıyor.
Le gagnant remporte les droits sur les femelles.
Kazanan hemen işine dönüyor.
Le gagnant ne perd pas de temps à retourner à ses affaires.
Müşteri başına para kazanan yalnızca biz değiliz.
Eux aussi, ils sont payés au client!
Kazanan!
Gagnant!
kazan 69
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandın 147
kazandı 52
kazandık 165
kazanacak 20
kazandınız 29
kazanacağız 59
kazanacağım 25
kazandım 241
kazanmak 22
kazandın 147
kazandı 52
kazandık 165
kazanacak 20
kazandınız 29
kazandın mı 31
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandık mı 21
kazandım mı 18
kazanırsan 21
kazanacaksın 22
kazanıyorum 16
kazanırsam 20
kazanamazsın 48
kazandık mı 21
kazandım mı 18