Komuta tradutor Francês
3,005 parallel translation
Komuta'dan motor odasına.
Contrôle, salle des moteurs.
Komuta'dan Yüzbaşı'ya.
Capitaine au contrôle.
Revir'den Komuta'ya.
Contrôle, infirmerie.
Komuta'nın ısısı neredeyse eski haline döndü.
Nous sommes presque revenus à une température normale au contrôle.
Kaptan'da. Komuta bende.
- J'ai le contrôle.
- Komuta sizde, Bay Davies. Bizi limana çıkar.
- Menez-nous au port, M. Davies.
Burası da komuta merkezi.
Voilà le centre de commande.
Bir robota komuta ederek meteoru geri itecekler.
En utilisant un robot, ils vont renvoyer la comète d'où elle vient.
Komuta zinciri uymadım.
Je ne suis pas passé par les voies officielles.
İki tanesi kayak maskesi takıyordu ve üçüncüsü de, komuta ediyor gibi duran Bill Clinton maskesi takıyordu.
Deux avaient des cagoules. Le troisième, qui semblait être leur chef, portait un masque de Bill Clinton.
Pekala, konu şu ki : Bu şehir, yapılanma anlayışını kaybetmiş ve yapılanma olmadan, emir-komuta olmadan kral olmak zordur.
- Ce que je veux dire, c'est que cette ville a perdu sa structure, et sans structure, sans ordre, il est difficile de régner.
SRU'da acil. Jules, komuta sende.
Jules, tu es responsable.
Tamam, Spike, komuta kamyonunda kal.
- Spike, tu restes dans le camion de contrôle.
Ama benim komuta subayımsınız.
Mais vous êtes mon officier de commandement.
Komuta koltuğunda epey bir manyak aşkı kalıntısı buldum.
Il y a un sacré paquet d'amour geek au poste de commandes.
Komuta koltuğunun sonuçlarını aldım, biri kurbana, diğeri de kimliği belirsiz bir kadına ait, yani sonuca yaklaşıyoruz.
Je viens d'avoir les résultats de la chaise de commande, c'est la victime, plus une autre femme. On se rapproche. Super.
Ayrıca komuta koltuğunda... cinsel faaliyeti gösteren deliller de buldum.
J'ai également trouvé la preuve d'une activité sexuelle sur la chaise de pilotage.
Komuta koltuğunun tam karşısındaki konsolda.
C'est la console opposée à la chaise de commandement.
Dandik bir komuta merkezinde çalışmak hiç de eğlenceli değil, değil mi?
C'est pas marrant d'être dans un centre de commande merdique.
Komuta subayına.
Le commandant.
Bu vesileyle, Başbakan Cao Cao'nun, asi Liu Bei ve Sun Quan'a karşı asayişi sağlamak için, İmparatorluk Ordusuna komuta etmesini emrediyorum.
Par ce décret, j'ordonne que le Premier Ministre Cao Cao conduise l'Armée Impériale pour pacifier les rebelles Lui Bei et Sun Quan.
Eğer onları öldürürseniz donanmayı kim komuta edecek?
Si vous les tuez, qui mènera la marine?
- Komuta sende değil. Bende.
- C'est moi qui décide.
Erisa, konu otobüsle ilgili. Komuta merkezinden tünelde olduğunuz söylendi.
Le QG dit que vous êtes au tunnel?
Irak'taki komuta subaylarından biriydim.
J'étais l'un de ses officiers supérieurs en Irak.
Komuta subaylarından biri bugün beni görmeye geldi.
L'un de vos commandants est passé me voir aujourd'hui.
Buna "komuta tecavüzü" diyorlar.
Ils appellent ça "un viol de commandement."
Şu an ise Jedi General Mace Windu Başkent Lessu'yu kurtarmak için düşman hatlarına yapılacak olan nihai bir taarruza komuta etmekte.
Le général Jedi Mace Windu dirige l'attaque sur les lignes ennemies dans l'offensive finale pour libérer la capitale, Lessu.
Jedi saldırıya komuta ediyor.
Le Jedi dirige l'attaque!
İlk kez bir takıma komuta ediyorum R7. İyi bir intiba bırakalım.
C'est la première fois que je commande un escadron, R7, faisons bonne impression.
Bu saldırıya o komuta ediyor.
Il dirige l'attaque.
Komuta gemisine geri çekiliyoruz.
Retour au vaisseau.
Komuta etmenin gerçekliği bu.
C'est ça, commander.
Kumandan Ahsoka tüm planla ilgili olarak geçici bir süre size komuta edecek.
Le commandant Ahsoka vous exposera les détails.
Yeni bir komuta iş başında.
Un nouveau commandement est en place.
Komuta...
- Vous... - Colonel...
Komuta sende.
Prenez le commandement, compris?
Bu gemiyi, beraber çalışmamız halinde tamir edebileceğimize inanıyorum ama eğer hayatta kalacaksak bir lidere, ve açık bir komuta zincirine ihtiyacımız var.
J'ai foi en notre capacité à réparer ce vaisseau et à travailler ensemble, mais si nous voulons survivre à ça, nous avons besoin d'un chef et d'une hiérarchie clairement définie.
Kariyerimin çoğunda sizi örnek aldım, çünkü siz hep doğru olanı yaptınız, bu emir komuta zincirini hiçe saymak anlamına gelse bile- -
J'ai passé le plus gros de ma carrière à vous écouter, parce que vous avez toujours fait ce qu'il y avait de mieux à faire même si ça signifiait passer outre la chaîne de commandement- -
Albay Telford sadece komuta yerini bırakmakla kalmadı, ayrıca krize neden olan programı yazan iki bilim adamını da yanında götürdü.
Le Colonel Telford n'a pas seulement perdu tout sens du commandement, mais les deux scientifiques qu'il a désigné ont créé le programme qui a causé la crise.
Biz yokken, komuta sende.
T.J., vous êtes en charge pendant notre absence.
Komuta sende.
Autre chose? C'est vous le chef.
Şimdi burada komuta kimdeymiş? Benim için her şeyi yapabilecek koca bir korsan ekibim var benim!
Maintenant, si quelqu'un se demande qui commande ici, j'ai un équipage entier de pirates prêts à tout pour moi!
Burada komuta hâlâ bende!
- C'est toujours moi qui commande ici!
Komuta sendeydi Horace.
- C'était toi qui commandais, Horace.
- Horace, komuta sende.
- Horace, c'est toi qui commandes...
- Komuta artık onda değil.
- Ce n'est plus lui qui commande!
Şu andan itibaren komuta onda.
C'est elle qui commande maintenant.
Teğmen James ve Havacı Rennie sizi koruyor olacaklar. Ama komuta sende.
Le lieutenant James et le soldat Rennie assureront la sécurité, mais vous commandez.
Komuta, Pompa Odası.
Contrôle, salle des pompes.
TAKIM KOMUTA MERKEZİ, ÇERNOBİL
le Dr.
komutan 1282
komutanım 1037
komuta sende 41
komuta merkezi 58
komutan riker 60
komutan la forge 24
komutan sisko 38
komuta sizde 19
komuta bende 33
komutan chakotay 60
komutanım 1037
komuta sende 41
komuta merkezi 58
komutan riker 60
komutan la forge 24
komutan sisko 38
komuta sizde 19
komuta bende 33
komutan chakotay 60