Kural bir tradutor Francês
2,682 parallel translation
Kural bir : Yapmak istemediğin birşeyde iyi olmaya çalışma.
Règle numéro un, ne pas être bon à quelque chose que tu ne veux pas faire.
Onu bayıltıp yeni bir ekip kuralım.
On l'assomme et on avise.
- Bir kural var.
Il n'y en a qu'une.
Bir kuralım var :
Moi j'ai un principe :
Bunun için bir kuralımız vardı galiba.
Je pensais qu'un de nos règlements l'interdisaient.
Bir sürü kural koyan senin tanrıların.
Ce sont tes dieux et les mêmes règles.
Bence gereksiz bir sürü kural var.
Il faut savoir quand c'est le temps de céder. Au diable.
Bir kuralımız var. - Soruna cevap verecek olursak...
- Sarah, pour répondre à ta question...
Öyleyse değiştirmek zorunda olduğum bir kural daha çıktı.
Encore une chose que je devrai changer.
Hayal gücüm geniştir, kural tanımam, Sizin gibi bir silahşörüm.
Je suis une visionnaire, une rebelle, un électron libre.
- Bu iyi bir kural. - Doğru.
Tout à fait!
Bu iyi bir kural Simon.
Bien pensé, Simon.
Kural bir Kutcher'a gönderme yapma.
- Arrête.
Kural gibi bir şey.
C'est une règle, chez moi.
Ve bu masum çocuk da bir şey kaybetti. Gel, birlikte yuvamızı kuralım.
Et cette petite fille a perdu quelque chose.
Ayrıca artık burada yeni bir kural uyguluyoruz.
Et le labo a une nouvelle politique.
Kural böyle. Bir üyeyi kaybedince 1 sene boyunca yerine kimse oturamaz.
C'est la règle : on perd un membre, sa place reste inoccupée un an.
Bobby Cobb'ın bir numaralı ebeveynlik kuralı... burnunu sokma.
La règle numéro un de Bobby Cobb?
Bu harika bir yolculuk olabilir, oraya gönderiliyoruz tamam. bu işte 2 kural var :
- Ca va être une super aventure. - Ok, il y a deux règles à respecter.
Apartman kurulu üyelerinin sıkı bir köpek yasağı kuralı var.
Le comité de copropriété a une politique stricte : pas de chiens.
Hadi Bayan Taylor için bir oyun kuralım beyler.
- Bonjour. - En position pour Mme Taylor.
Kural 17-5 : Asla kıdemli bir ajanı sahada sorgulama.
Règle 17-5 : ne jamais questionner un supérieur sur le terrain.
Çok katı bir kuralım vardır.
Je suis intransigeant.
Çalışanlar arası ilişkiler hakkında bir kuralın olduğunu sanıyordum.
Et ta règle sur les relations entre collègues?
Ama Chris'in iş arkadaşlarının görüşmemesi hakkında katı bir kuralı var.
Mais Chris a une règle très stricte. On ne fréquente pas un collègue.
- Aptal bir kural.
- Règle débile. - Je sais!
Biliyorum. Aptalca bir kural.
C'est une règle débile.
Bir başka aptal hükümet kuralı.
Je sais.
Ron, kapalı gibi gözüküyor. Bir sağlık kuralı ihlaline göre galiba.
Ils ont fermé pour des problèmes d'hygiène.
Ama seni uyarmalıyım, iyilikler konusunda bir kuralım var.
C'est la justice qui décidera.
Benim de sakız konusunda benzer bir kuralım var.
Maintenant, je suis assez fort et courageux!
Bir kez bu kuralı ihlal edip bir başkası ile bağ kurduğunuzda düşmanlarınıza sizi yok edecek anahtarı teslim etmişsiniz demektir.
Dès que vous violez cette règle et que vous être épris de quelqu'un, vous aidez vos ennemis à vous détruire.
Bir kuralım var.
J'ai une règle.
Sadece tek bir kural var Şişko Neil.
Y a qu'une règle, Gros Neil.
Tek bir kural var.
Y a qu'une règle.
Aptal bir kuralım var benim.
- J'ai un principe idiot.
- Bu bir kural mı?
- C'est une règle?
Kuralı çiğnerseniz, cezanıza bir gün daha eklerim.
À la première infraction, je vous remets une heure de colle.
Hayır, ama yazılı olmayan bir kural var ve bu tişört onu çiğniyor.
Non, mais il y a une règle tacite et ton T-shirt enfreint cette règle.
Bir kaç kural belirleyelim.
- Et établissons quelques règles.
Sen bir erkeksin ve Lara Tyler senden hoşlanıyor, o doğru kişi bu kural gibi bir şey.
Si vous êtes un homme et que Lara Tyler s'intéresse a vous, alors elle est l'élue, c'est une sorte de règle générale.
ve buyüzden bir numaralı kuralım :
Donc ma première règle de survie était :
Kosinüs kuralı pisagor teoreminin bir uzantısıdır. Rastgele seçilen bir kenara -
Alors, la règle du cosinus est une extension du théorème de Pythagore aux angles arbitraires...
Kimse tutkulu kadınları benden fazla sevemez ama bu işte ki Walt da beni destekleyecektir eminim bir numaralı kural şudur :
J'aime qu'une femme soit passionnée. Mais dans ce métier, et Walt pourra vous le confirmer, il faut savoir laisser courir.
Yazardım ama bir numaralı kural zaten kapıldı.
Je le ferais bien, mais la règle numéro un est déjà prise.
- Bir numaralı kuralı çiğniyoruz patron.
- On brise la règle numéro 1, patron.
NCIS'in iş arkadaşlarının çıkmasına karşı bir kuralı yok.
Ça ne va pas à l'encontre des règles du NCIS.
Beni dinleyin, tek bir kuralım var.
Écoutez, j'ai une règle.
Buralarda bir han kuralı vardır.
Il y a une règle ici.
Bu bir "kara han" kuralıdır.
C'est une règle dans les auberges noires.
Eğer soruşturmak dövüş sanatları âleminin bir kuralıysa belki bana kılıçlarınızı neden çektiğinizi söylersiniz?
C'est une règle jianghu de poser autant de questions. Pourquoi avoir dégainé vos épées?
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
bir şey yok 987
bir tanem 228
bir şey olmaz 235
bırak beni 1950
biraz 988
birazcık 224
bırakma 58
birazdan 150
birlikte 205
birisi 209
birini 32
bir gelişme var mı 30
bırakıyorum 119
bir ay sonra 33
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29
birini 32
bir gelişme var mı 30
bırakıyorum 119
bir ay sonra 33
bir şeyler içelim mi 27
bir şey sorabilir miyim 139
bir dakika 5689
bir şey mi oldu 310
bir defa 29