Saçmalık mı tradutor Francês
1,149 parallel translation
- Saçmalık. - Saçmalık mı? Burada raporu var.
"Pipeau." J'ai son dossier médical.
Saçmalık mı?
Mensonges?
Bu saçmalık mı?
Est-ce des mensonges?
Bu da saçmalık mı?
Est-ce des mensonges?
Biliyor musun, bu saçmalık yerine asıl ihtiyacımız olan... Güneyli kadınlar için bir sesini çıkarabilme kursu.
Tu sais, ce qu'il nous faut au lieu de ces balivernes... c'est un stage d'affirmation de soi pour les femmes sudistes.
Yani, böyle birini tanıyorum, arkadaşım yani. Saçmalık.
Je connais un gars qui en est revenu.
Zekiydi. Saçmalık, adamım.
C'est des conneries, tout ça!
Bu saçmalık Komiserim, ona ihtiyacımız var.
Trêve de conneries, il nous le faut.
Yok canım, sadece saçmalık.
Des cons.
Saçmalık, Konuşmam lazım.
- Sottises. J'ai besoin de parler.
Kütüphanenin yöneticisi ile konuşayım. Bu saçmalık.
Passez-moi le bibliothécaire en chef.
Bu yağmur ormanı saçmalıklarından bıktım artık.
Bon sang de forêt tropicale!
saçmalık, sultanım.belliki yalan söylüyor.
Il ment, c'est évident!
Yarım olmaz. Bu saçmalık!
La demi-mesure, c'est de la merde!
Bu saçmalıktan bıktım artık biliyor musun?
J'en ai marre de ces conneries, tu sais?
- Karma Nirvana sendromu bir yığın saçmalık korkarım. Hayır.
Le syndrome karma nirvana.
İşte gidiyor, Bay Saçmalık
Voici M. Sornettes
Saçmalık. Teselli edici konuşun, dostlarım.
- Dites-moi quelques mots de réconfort.
Senin saçmalıklarından artık sıkıldım, anladın mı?
Je ne veux plus avoir à supporter votre merdier, compris?
- Saçmalıklarından bıktım artık.
- Tu fais chier!
Ah, bekleme oyunu saçmalık.
Ce jeu m'ennuie.
Bu saçmalık beni böyle bir şeyle suçlaman yani.
Je n'en reviens pas que tu oses m'accuser d'une telle ignominie.
Çünkü ben gerçek Yenilmez Asya'yım Saçmalık!
Car je suis le vrai Asia l'Invincible.
Hepsi saçmalık, Bay Reeves.
Des bêtises, M. Reeves.
Oh, adamım, bu saçmalık.
Oh mec, c'est des conneries.
Bizim yaşadığımız hayatın saçmalık olduğunu anlat ona.
Qu'il comprenne que nous, on a déconné.
- Bu saçmalık. - Tartışmaktan bıktım.
Tu me pompes l'air.
Şimdi de yapmayacağım. Saçmalık! Detayları almazsak bu bir intihar olur.
Sans infos, c'est une mission suicide!
Tatlım, bu saçmalık. Kalk kanalı değiştir.
Tu es criblé de dettes.
- Adamım, bu tamamen saçmalık.
- C'est des conneries.
Neden Christine Jorgensen'in hikayesi için en nitelikli yönetmen sensin? Oh, bu sadece saçmalık tatlım. Bir şekilde o kapıdan girmem gerekli.
C'était du baratin, pour forcer sa porte.
- Saçmalık. Kovulacaksın. Git de dışarıda iş bulmaya çalış bakalım.
Tu seras dans la rue et tu ne pourras pas te replacer.
Saçmalık.
Qui m'a fichu de telles andouilles?
Sanırım artık bu tür saçmalıklar için çok yaşlıyım.
Je suis trop vieux pour ça.
Saçmalık bu yaptığımız.
C'est n'importe quoi.
Her sene Vail'e giderdik, ve bilet paralarımızı babam öderdi ama benim şu "bağımsızlık" saçmalığını başlatana kadar ki bu işi de o yüzden kabul etmiştim zaten.
Tous les ans, on va skier à Vail, et mon père paie le billet... mais je me suis lancée dans cette idée d'indépendance... Raison pour laquelle j'ai pris ce "job".
Sıkıldım bu saçmalıklardan!
J'en ai marre de ces conneries.
Hadi, çocuklar. Bu kadar saçmalık yeter. Çalışmamız lazım.
T'es pas censé être ici.
Bu saçmalık yüzünden Navrochet'yi de öldürdün.
Tu m'as déjà fait ce coup-là en tuant Navrochet.
Bu vampir saçmalığını duymaktan bıktım artık..
Je ne crois guère à cette histoire de vampires.
Deniyorum, ama kağıtlarım hep kapkara. Saçmalık!
Ce qui sort est de plus en plus noir.
Sanırım sen "Yani" demek istedin. Saçmalık.
Tu veux dire id est.
Bu Michael Myers saçmalığından bıktım artık!
de ce Michael Myers! Conneries!
Ayrıldıktan sonra da senin bu saçmalıklarına katlanacağımı düşünüyorsan... fena halde hayal kırıklığına uğrayacaksın demektir.
Mais si tu crois que je vais encore supporter tes conneries, attends-toi à être sérieusement déçu.
Bu saçmalıktan sıkıldım!
J'en ai marre.
Tanrım. Bu saçmalık!
- C'est surréaliste!
Bu saçmalıklardan sıkıldım.
Tu commences à m'emmerder
Bak Curtis, sen sadece sür, tamam mı? Bu tam bir saçmalık!
- Conduis, tu veux?
Ne saçmalık! Kendi kızıma neden göz kırpıp durayım ki?
pourquoi ferais-je des clins d'oeil à ma fille?
Ben trajedi kelimesini kullanmazdım. Saçmalık daha uygun olurdu.
Je n'utiliserais pas le terme "tragédie", "farce" plutôt.
Artık bu saçmalıktan bıktım.
J'en ai marre de ces conneries!