English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ N ] / Neredeyse hazırım

Neredeyse hazırım tradutor Francês

122 parallel translation
Pekala, neredeyse hazırım. Eğer sen buluzumun düğmelerini iliklemede bana yardım edersen.
Je suis presque prête, boutonne mon chemisier.
Neredeyse hazırım.
- Je suis presque prête.
Neredeyse hazırım.
Je suis presque prête.
Neredeyse hazırım, Morris.
J'ai bientôt fini, Morris.
Neredeyse hazırım!
Je suis presque prête!
Fakat... sadece bir dakikada olacak. Neredeyse hazırım.
Ce ne sera pas long, j'ai presque fini.
Neredeyse hazırım.
Je vais être prête.
- İşte neredeyse hazırım.
Je suis presque prêt.
Biliyorum, neredeyse hazırım.
Je suis presque déjà prête.
Neredeyse hazırım. - Kart basmam lazım. - Selam.
J'ai presque fini, je dois juste pointer.
- Neredeyse hazırım.
- J'ai presque terminé.
- Tamam. neredeyse hazırım. - Bu da ne?
Ca ne marche pas.
Ve dahası, Arkadaşın Galen den kurtulmak için neredeyse hazırım.
Et surtout, je pourrai bientôt me débarrasser de votre ami Galen.
Neredeyse hazırım.
Je suis presque prêt.
Neredeyse hazırım.
Presque.
Neredeyse hazırım.
Je suis prête.
- Tamam, neredeyse hazırım.
- D'accord, c'est presque prêt.
Sıkıldım ama çekime neredeyse hazırım.
Je m'ennuyais. Mais je suis presque prête pour mon rôle.
Çocuklar, neredeyse hazırım.
Les gars, c'est presque fini.
- Neredeyse hazırım.
- Je suis presque prête.
- Evet, neredeyse hazırım.
- Oui, je suis presque prêt.
- Her şey hazır mı? - Neredeyse.
- Vous êtes prêts, messieurs?
- Efendim, araba neredeyse hazır.
- M. le Comte, la calèche est prête.
Sorun şu ki, Anchor'da, neredeyse iki kat fazla adam... Wade'in bardan dışarı adım atmadığına yemin etmeye hazır.
Le problème, c'est que deux fois plus d'hommes d'Anchor sont prêts à jurer que Wade n'a jamais quitté ce saloon.
Pantolon neredeyse hazır ceketinizi de verirseniz kıza iki dakikada hazırlattırırım.
Passez la veste.
- Ve Dalekler neredeyse hazır mı?
- Quand seront-ils prêts?
Adamımız neredeyse hazır.
Le client va être à point.
Çocukların bir şeyler yemesi lazım. Neredeyse hazır.
Faut faire manger les enfants.
Biliyor musun, krem karamel neredeyse hazır... ve dostum için çok güzel bir şarabım var.
La crême caramel est presque prête et j'ai un bon vin de mon ami Pierre.
Serumun son aşaması neredeyse hazır. Yardımın gerekiyor.
Le sérum pour la phase finale est presque prêt, j'ai besoin de ton aide.
Beni kara delikten ilk kurtardığınızda neredeyse tamamen muharebeye hazır durumdaydım.
Pour la première fois depuis que tu m'as sauvé du trou noir, je suis presque entièrement paré au combat.
Sanırım neredeyse hazırız.
Voilà.
Neredeyse hazırım.
- Je suis quasiment prête.
Çalışmalar ne düzeyde, Binbaşı? Donanım neredeyse hazır.
Le travail avance, commandant? Le matériel est bientôt prêt.
- Hazır mı? - Neredeyse.
- Tu as bientôt fini?
Tatlım, kahvaltı neredeyse hazır.
Chérie, le petit déjeuner est presque prêt.
İyi haber, sanırım büyük açılışımız için neredeyse hazırız.
La bonne nouvelle : On va bientôt rouvrir.
- Neredeyse hazır, acıktınız mı?
- C'est bientôt prêt. Tu as faim?
- Şimdi hazır mısın? - Neredeyse.
T'es prêt, maintenant?
- Sanırım neredeyse hazırız.
Très bien, je pense que nous sommes quasiment prêts
Geliştirmek neredeyse 10 yıl sürdü... fakat şu anda denemeye hazırım.
Ca a pris presque une décennie pour la développer, mais je suis maintenant prêt à la tester.
Annen neredeyse hazır.
Ton frère m'a payé le billet de car jusqu'ici. - Il n'est pas radin comme toi.
Tatlım, yemek neredeyse hazır.
Trésor, le dîner est presque prêt.
Neredeyse hazır, sadece ısıtacağım.
C'est presque prêt. Il ne me reste plus qu'à réchauffer. Sauce au soja ou au piment?
Takımın neredeyse hazır.
Attendez, qu'est ce que vous voulez dire, presque?
- Hazır mısın tatlım? - Neredeyse.
- On va juste manger et parler
Pekala dostlarım, neredeyse hazırız.
OK, les enfants, on y est presque.
Sanırım patlama yakında. Neredeyse hazırız.
Je crois que l'éruption est imminente et on est presque prêts.
- "Kamera hazır mı?" - "Evet, neredeyse."
Pourquoi?
Neredeyse hazırım.
Je suis déjà prêt.
Hazır mısın? Tamam, oldu, pekala. Neredeyse oldu.
Voilà, j'y vais, doucement, j'y suis presque.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]