Numara mı tradutor Francês
2,254 parallel translation
- Longwood Yolu 106 numara mı?
- vous habitez au 106 Longwood Road?
Şimdi bu bir numara mıydı?
- C'est ça, ton tour?
Bu ayaklar oldukça küçük ne yedi numara mı yoksa?
Tu as des petits pieds. Tu fais quoi? Du 36?
Yani onca zamandır numara mı yapıyordun?
Donc pendant tout ce temps, tu as fait semblant?
Numara mı yapıyor?
- Et s'il faisait semblant?
- Sen, sen 25 numara mısın?
- Vous êtes le numéro 25?
27 numara mı?
- Numéro vingt-sept?
Bu bir numara mı?
C'est un piège?
41 numara mı? Hayır.
- Et pour toi, un 42?
Tamam, ama numara yapmak yok, tamam mı?
Très bien, mais pas d'entourloupe.
- Susar mısın? - 9 numara.
Numéro neuf rien que pour toi
Bir dingil için beş numara dal mı? Clank, yedi numara lazım demiştim.
Une brindille de calibre cinq pour un essieu?
Yanlış numara olduğunu düşündüm.
J'espérais m'être trompé de numéro.
Sakın bana numara yapmaya kalkma.
N'essaye pas de m'avoir.
Numara yapıyordum. Ne? Numara mıydı?
- J'ai fait semblant.
Bir numara olacağım
Je prendrais la tête
- Evet. İki numara, bir hayatım olmasından hoşlanmıyorlar çünkü onlarınki bitmiş ama benimki daha yeni başlıyor.
- C'est sûr... raison numéro Deux, ils ne supportent pas que je puisse avoir ue vie parce que la leur est derrière eux et que la mienne commence à peine.
Beş numara, asla bir erkek arkadaşım olmayacak.
Numéro cinq, Je n'ai jamais eu de petit ami.
- İki numara açık mı?
- La deux est ouverte?
Numara değil göz yanılmasıydı, canım benim.
Mais non, c'est une illusion.
Numara yapmayacağım, John.
Pas de mauvais tours.
Sana verdiğim numara babanda var mıdır hâlâ?
Ton père a toujours le numéro que je t'ai donné?
Sana verdiğim numara babanda var mıdır hâlâ?
Ton père a toujours le numéro de téléphone que je t'ai donné?
Adım 2 numara, "2 numara-san" değil.
N ° 2, mais en tant que Yatterman.
- 5 numara 1.85 boyunda.
Le numéro 5 fait 1,93 m.
Hâlâ burada mı? Kızı görme şansım olmadı ama ajans, 10 numara olduğunu söylemişti.
Je n'ai pas pu la voir, mais l'agence lui donne 10 / 10.
Sahte numara vermediğinden emin olmak istedim.
Je voulais juste m'assurer que tu m'avais pas donner un faux numéro.
Bana sahte bir numara verdi.
Il m'a donné le numéro de suivi.
Seni tanıdığım bunca yıl boyunca bir sürü aşağılık numara yaptın. Birçoğu da gayet komikti.
au cours de ces années, il t'est arrivé de faire des trucs, d'être balourd et la plupart du temps, c'était marrant.
Kefilimden öğrendiğim ufak bir numara.
C'est un truc que m'a appris mon parrain.
Bundan nefret ederim. Sende ediyor musun? Hep yanlış numara.
Ça m'énerve, tous ces faux numéros, pas toi?
Aslına bakarsan yakın zamanda dünyada bir numara olacağız, eğer bu sene hedefimdeki insanlarla tanışabilrisem, ki tanışacağım.
On sera bientôt numéro un mondial si j'atteins mes objectifs de l'année, ce qui sera le cas.
Bu becerebileceğin bir numara mı?
C'est un tour que vous pouvez faire?
Üç numara kırmızı boya karıştırılmış mısır şurubu çok kurumaz.
Mais pas du sirop de maïs mélangé à de la teinture rouge.
Kafamda belirli bir numara var ve henüz ulaşamadım diyelim.
Je veux atteindre un certain chiffre.
İlk gelişe özel numara da mı almadın? Önceden gelmiş miydin?
Ou le numéro de votre première visite.
Tüm hayatım boyunca sihir kitaplarına çalıştım. Bir kaç küçük numara öğrendim. Tozlar ve iksirlerle yapabileceğiniz şeyler falan.
J'ai étudié toute ma vie les livres de magie, et j'ai appris des tours qu'on fait avec de la poudre et des potions.
Keşke benim için hayal ettiğin güçlere sahip olsaydım yine de birkaç numara biliyorum.
{ \ pos ( 192,250 ) } J'aurais aimé avoir les pouvoirs dont tu as rêvé, { \ pos ( 192,250 ) } mais je connais quelques tours de guérison.
Bunun beni takip edip, arkadaşlarımı öldürmek için yaptığın bir numara olmadığını nerden bileyim?
Comment puis-je savoir que ce n'est pas une ruse, vous pourriez me suivre, tuer mes amis?
Biliyor musun, bu tam da onu aldattığımı bilseydi Roger'ın bana çekeceği türde bir numara.
Ce serait ce genre de choses que Roger pourrait mettre s'il savait que je le trompais.
1 numara, bir adım ileri.
Numéro un, un pas en avant.
2 numara, bir adım ileri.
Numéro deux, un pas en avant.
Sanırım rekabet olmadığı zaman bir numara olmanın kolay olduğunu söylüyorsunuz.
C'est facile d'être numéro un quand on n'a pas de concurrent.
37 numara mı?
37?
Clemence'ın dediğine göre aklında bir numara varmış. Burada yapmana asla izin verilmeyen bir numara.
Clémence m'a dit que tu avais un numéro que tu n'as jamais eu le droit de faire ici.
27 numara da aşırı korumacı erkek arkadaş mı?
Et numéro vingt-sept c'est "copain trop protecteur".
- Bayıldım mı? Numara yaptığını sandım ama sonra...
J'ai cru que tu faisais semblant et puis tout d'un coup.
Bu beni bir numara yaptı.
Ça m'a propulsée numéro 1.
Üzgünüm. Sanırım yanlış numara çevirdiniz.
Vous avez dû faire une erreur.
- İki numara mı? - İkinci amir.
- Numéro 2?
- Benim hayatım numara Dedektif.
Ma vie est un jeu, inspecteur.