English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Oldukça iyi

Oldukça iyi tradutor Francês

3,717 parallel translation
Böyle kamyonla oldukça iyi kazanırsın.
Un camion comme ça doit rapporter gros.
İşin ucunda para varsa bu benim için oldukça iyi bir sebep sayılır.
- Le gain, c'est un bon mobile.
Gördün mü ; oldukça iyi değil mi?
C'est cool, hein?
- Oldukça iyi.
- Super.
Oldukça iyi bir anlaşma.
C'est une sorte d'arrangement.
- Ben oldukça iyi sonuçlandığını düşünüyordum.
- Je croyais que ça s'était plutôt bien fini.
- Mahkemede son günlerde oldukça iyi mücadele veriyorsun, burada çalıştığın günlerden daha iyisin.
- Ils m'ont dit que tu as plaidé en ma faveur. - Tu deviens assez dur à battre au tribunal ces jours-ci.
Bence senin nasıl biri olduğuna dair oldukça iyi fikirlerim var.
Je pense que j'ai une assez bonne idée de ce qui tu es vraiment.
Aslında bir düğün soygun yapmak için oldukça iyi bir yer, değil mi?
Si tu réfléchis, un mariage est un assez bon endroit pour voler?
- Oldukça iyi. Hayvan barınağını ve parklar bütçesini kurtardık.
On a sauvé le refuge et le budget des Parcs.
Oldukça iyi gidiyor aslında.
Je me débrouille plutôt bien en fait,
Pete'in VLOG'una göre siz oldukça iyi arkadaşmışsınız.
Selon le blog de Pete, vous étiez plutôt bon amis.
Bana oldukça iyi göründü.
Ça me semble pas mal.
Oldukça iyi, yeterince iyi değildir McGee. Anlat bakalım.
Pas mal c'est pas assez, McGee.
- Şantaj için oldukça iyi bir nedeni var.
C'est un bon mobile.
O halde bu işte oldukça iyi olmalısın, değil mi?
Tu devais etre vraiment bon à ça, alors, hein?
İnanç ve umut oldukça iyi yaşayacağıma inanırdım.
J'ai toujours espéré qu'avec la foi et l'espoir je pourrais guérir.
Oldukça iyi.
Il va bien.
Bu yarışma için, oldukça iyi olduğuma inanıyorum.
J'aimerais penser que je pourrais aller loin dans cette compétition.
Oldukça iyi yalan söylüyor.
Il est doué. J'ai failli le croire.
Kendine bak, oldukça iyi iş çıkarmış.
Je veux dire, regarde, tu t'en es bien sortie.
Oldukça iyi görünüyor.
Il me paraît bien.
İlk bakışta oldukça iyi görünüyor.
A première vue, ça a l'air bon.
Evet, çok güzel. Bu oldukça iyi, kovandan çıktığı gibi.
C'est tellement bon quand ça vient directement de la ruche.
Mesajını oldukça iyi anladım.
J'ai reçu ton message cinq sur cinq.
Ama tam devrim finansmanı açısından oldukça iyi bir başlangıç, değil mi?
Mais en termes de financement d'une complète révolution, c'est un très bon départ, tu ne trouves pas?
Bu bar için oldukça iyi bir teklif.
Pour ce bar, c'est vraiment bien.
Oldukça iyi karşılamış görünüyorsun.
Tu sembles encaisser ça plutôt bien.
Bana oldukça iyi göründü doğrusu.
Ça me parait pas mal. Mr.
Oldukça iyi mesafe katettim.
J'ai fait beaucoup de progrès
Lazanya oldukça iyi çıktı, ben öyle diyorsam öyledir.
Les lasagnes étaient très bonnes, si je me peux me permettre
Laboratuvar dilini oldukça iyi konuşurum.
Je n'étais pas intimidié par tout le jargon médical.
Oldukça iyi.
Oh! Très bien.
Son yedi senemi gazilerle çalışarak geçirdim. Bu konuda oldukça iyi fikirlerim var.
J'ai passé les sept dernières années à travailler avec des vétérans, j'en ai donc une assez bonne idée.
Zor bir iş ama oldukça iyi para ödüyorlardı.
C'est un travail difficile, mais ils payaient beaucoup mieux.
Oldukça iyi.
Super!
Evet, oldukça iyi gitti.
Oui, c'était assez bien.
TGS sweatshirtlerinin "TGS Sezon Altı, Öğk" demesi gerekiyordu ki oldukça iyi bir skeçin repliğidir.
Les sweatshirts de TGS étaient censés dire "TGS Saison 6, Berk"
Peck bir haber alma analisti ve duyduğum kadarıyla da işinde oldukça iyi birisi.
Peck est un analyste du renseignement et apparemment, c'en est un excellent.
Her kimse oldukça iyi eğitimli.
Qu'importe qui il est, il est bien entrainé.
Oldukça iyi bir sipariş gibi duruyor.
ça m'a l'air d'être bon.
Oldukça iyi, değil mi?
Très bon, hein?
- Oldukça iyi bir hafızam var.
J'ai une très bonne mémoire.
Oldukça iyi.
Regarde.
Evet, bazı en iyi birikimlerim oldukça yüksekti.
Ouais, une partie de mes meilleures conclusions ont été faites défoncé.
Ekibin bir parçası olarak şahsen çok iyi çalışırım. Zorbalık ve korku salmakla ilgili gerçekten çok şey öğrenmek istiyorum. Ayrıca bence bu ekibin oldukça gözünü korkuturum.
Je travaille bien individuellement et en équipe, j'aimerais vraiment en apprendre plus sur l'intimidation et l'alarmisme en général, et je pense que j'apporterais beaucoup à la menace globale de ce groupe.
Bu şekilde doğarsa, en iyi ihtimalle yaşam kalitesi oldukça düşük olur. Peki.
S'il naît comme ça, sa qualité de vie sera fortement diminuée.
Aramız pek iyi değil... hem otelde kalmak ta oldukça sıkıntılı olur.
Elle ne va pas très bien alors... Ça serait pas le bon moment pour l'appeler.
Ayrıca biraz Sinbrad ile çalıştım. Oldukça fenalaştım o işte, ki Sinbrad'ın dediğine göre bu iyi bir şeymiş.
Donc je travaillais avec Sinbrad depuis un moment, ce qui devenait plutôt mauvais, c'est comme ça que Sinbrad dit "bien"
- Oldukça iyi.
Plutôt bien.
Bizim, uh, son torbacımız ödeme konusunda oldukça esnekti, yaniii... ve bu konuda yarraklık yapmak istemem ama, onun yaptığı iyi şeylerden biri de gerçekte bizden para almazdı ona borçlu kalırdık...
Notre, heu, ancien dealeur était plutôt laxiste au niveau des paiements, alors... Et je veux pas passer pour un connard, mais le truc vraiment cool qu'il faisait, c'est qu'il ne parlait pas de l'argent qu'on lui devait...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]