English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ O ] / Onları seviyorum

Onları seviyorum tradutor Francês

492 parallel translation
Onları seviyorum.
Je les adore maintenant. "
Garip ama ne onları seviyorum ne de nefret ediyorum.
C'est drôle. Je ne les aime pas, mais je ne les déteste pas.
İnsanları prensiplerden daha çok seviyorum. ve prensibi olmayan kişiler... en çok onları seviyorum.
Je préfère les êtres aux principes, et surtout les êtres sans principes.
Emin değilim. Onları seviyorum ama hayran değilim.
Peut-être, mais je ne l'admire pas.
Onları seviyorum. Yeryüzünde çaresiz insanlar var... arkadaşlarını ondan korumaya çalışırlar
Je les aime... les personnes sans défense qui vivent sur la terre, attirer leur confort d'elle.
Niçin? Şey, Ben... Onları seviyorum, ve onları özlüyorum, ve onlar burada benimle olsalardı daha güvende olurdum.
Pourquoi? J'aime mes parents, ils me manquent, et je sentirais en sécurité s'ils étaient là.
Sanki bu çocuklar benim. Onları seviyorum. Onlar için çok şey istiyorum.
Comme si tous ces enfants étaient les miens.
Onları seviyorum : Güçlü, açık.
Je les aime : forts, clairs...
Ben de onları seviyorum.
Moi aussi, je les aime bien.
Ben onları seviyorum, onlar beni sevmiyor.
Je les aime bien mais elles ne m'aiment pas.
Kadınlara gelince onları seviyorum diye benimle dalga geçiyorsun.
Vous riez de moi parce que j'aime trop les femmes.
Evet, onları seviyorum.
Je les aime bien.
Para, çünkü çalmıyorum ve kadınlar, çünkü onları seviyorum.
l'argent parce que je ne le vole pas, et les femmes, je les adore. Je ne peux rien dire de plus!
Onları seviyorum.
Parce que je les aime.
Kamyonlar. Onları seviyorum.
J'adore les camions.
Wayne, onları seviyorum.
- tu lui as à peine parlé.
Onları seviyorum.
Je les aime bien.
Onları seviyorum. Bazen onları özlüyorum.
Mais je crois pas que mon pouls soit normal.
Onları seviyorum.
Je les aime.
Lanet olsun... Kızlara de ki onları çok seviyorum... Ne kadarlığına bilemiyorum.
merde... dis aux filles que je les aime tant, toutes les deux je sais pas combien de temps je sais, je suis désolé mais s'il te plaît, s'il te plaît... ne les laisses pas croire que je les ai abandonnées... parce que ça n'est pas le cas
Onu seviyorum. Onlar beni incitemez.
Ils ne peuvent pas me faire de mal.
Onları seviyorum, onları tanıyorum.
Je suis comme eux, je les aime.
- Ben onları ağacın önünde seviyorum.
Ça me plairait!
Prensiplerinden nefret ediyorum, ama onları anlatmanı seviyorum.
Henry, je méprise vos principes, mais vous les exposez habilement.
Ben de onları çok, hem de çok seviyorum.
Je les aime aussi... étonnamment.
Şimdi sanırım şu küçük muhteşem reklam mesajlarından bir başkasının zamanı, benim görgüsüz kardeşim bunlardan iğrense de ben onları çok seviyorum.
Maintenant, il est temps de délivrer un autre de ces splendides messages commerciaux que mon rustre de frère déteste mais que j'adore
Onları tam oldukları gibi seviyorum.
Et justement pour ce qu'elles sont.
Onları bu yüzden seviyorum, çocukları da.
C'est pour ça que je les aime. Et les enfants, aussi.
Ama ben seni onların düşündüğü gibi seviyorum.
Mais peut-être que je t'aime comme ils ont dit que je t'aimais.
Balıkları seviyorum ama onlar beni sevmiyor.
J'aime bien les poissons, mais les poissons ne m'aiment pas.
Onları da bir şekilde seviyorum.
Je les aime comme ça aussi.
Kadın kokusunu seviyorum. Onların peşinden gitmenin heyecanını, onları ele geçirme anını seviyorum.
J'aime respirer un parfum, j'aime la poursuite et le moment du triomphe.
- Saçların dağıldığında onları çok seviyorum.
- J'aime vos cheveux en bataille.
- Londra Kulesi'nden mücevherler... polisten uzak dururuz onlar bizim dilimizi konuşmaz... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneceğiz... güle güle, hemen dönün ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum, güle güle diyorum, elveda değil... fazla gecikmeyin, hemen dönün size bir bakayım, Tanrı sizi korusun... söylediklerimi sakın unutmayın çabuk dönün... uzaklardayken bile bu şarkı kulaklarımızda olacak... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz... hoşçakalın, fazla gecikmeyin ne de olsa sizleri özlerim... sizi seviyorum, güle güle diyorum, elveda değil... uzaklardayken bile bu şarkı kulaklarımızda olacak... hoşçakal, görüşürüz çok geçmeden döneriz...
Les joyaux de la couronne On connaît les policiers fouineurs Ils ignorent notre rengaine Au revoir À bientôt
- Ama onların müziğini seviyorum.
Mais j'aime la musique de Strauss.
Onları hâlâ çok seviyorum.
Oui, j'aime mes amis.
Hâlâ çok seviyorum onları.
Je les aime toujours.
Fakat onları bu yüzden seviyorum.
Et je les aime justement pour ça.
Onları çok seviyorum.
J'aime bien ça.
- Ama ben seviyorum onları!
- Mais je les aime!
Seni seviyorum! Onlar aslında yoklar!
Je t'aime, ils n'existent pas.
Onları çok seviyorum.
Je les aime tellement.
Sen önce o yakaladığın ahtapota anlat Simone. Kanatlıları üstünde çalışıyorum, çünkü seviyorum onları.
C'est que c'est le seul qui vous échappe.
Nasıl oldu bu? - Onları boş ver. Başkasını seviyorum dedim.
Oublie les gants et je suis tombé amoureux d'un autre.
Onları seviyorum.
Bien.
Mr. Jensen'i seviyorum. Onların hepsi harika. Çok güzeller.
Et M.Jensen. Ils sont merveilleux, ils sont beaux!
Ben onları böyle yufka rengi seviyorum.
Je les aime blanches comme de la farine.
- Evet onlarla yapıyorum ve seviyorum onları.
Vous avez les putains. - Ça oui. Et je les aime bien.
Onları çok seviyorum!
Je les adore.
Onları seviyorum.
Je les adore.
Yine fiyort yapacağım, çünkü onları seviyorum.
et bien entendu je lui mets de nouveau plein de fjords,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]