Onlar benim tradutor Francês
5,172 parallel translation
Onların yeri çocuk havuzu. Aklımı durduramam. Onlar benim hayalimdeler.
Elles sont toujours dans ma tête.
Onlar benim değil.
Rien de tout ça ne m'appartient.
Onlar benim gerçek arkadaşlarım değil.
Ce ne sont pas vraiment mes amis.
- Hayır, benim hatamdı. Onlar benim ekibimdi.
Si, c'était mon équipage.
- Onlar benim adamlarım değil! - Umurumda değil!
- C'était pas mes hommes!
Onlar benim arkadaşım.
- Ce sont mes amis.
Bu kişilikleri sen istenmeyebilirsin ama onlar benim arkadaşım.
Indésirables à tes yeux, mais ce sont mes amies.
Onlar benim kayıtları vardı.
Ils avaient mon dossier.
Onlar benim hatamdı.
C'est mon erreur.
Onlar benim eşyalarım.
Ce sont mes affaires. Vous êtes mort.
Onlar benim üzerimde frenleme deniyorlar, adamım.
Il veut tester mes freins, ou quoi?
Onlar benim sadık arkadaşlarım.
Ce sont mes seuls véritables compagnons.
Onlar benim hakkımda ne derlerdi, sence?
Qu'est-ce qu'ils diraient de moi, à votre avis?
Onlar benim arkadaşlarım.
Ce sont mes amis.
Onlar benim bir parçam Ve bende onların bir parçasıyım.
Ils font partie de moi. Et je fais partie d'eux.
Onlar benim "N'aber komşu?" hediyelerim.
C'est un petit cadeau de bon voisinage pour vous.
Onlar benim seçimlerimdi ve ben onlarla yaşayabilirim.
Ce sont mes choix et je peux vivre avec.
Ama onlar benim çocuklarım.
Mais ce sont mes enfants.
- Onlar benim dostumdu!
C'était mes amis! Non, attendez!
- Onlar benim oyuncaklarım.
- Il a mes jouets!
Onlar benim dostum Charon.
Ce sont mes amis, Charon.
Ayrıca onlar benim ingilizce öğretmenlerim.
Elles sont aussi mes professeures d'anglais.
Carsen ve Mikey'den hoşlanmadığını biliyorum, ama onlar benim kardeşlerimdi.
Je sais que t'aimais pas Carsen et Mikey, mais c'était mes frères.
Onlar benim adamlarım. Neden sana kaptan demelerine izin vereyim?
Tu veux que je laisse mes hommes t'appeler "Capitaine"?
Pardon ama onlar benim hastalarım.
Pardon, ce sont mes patients.
Onlar benim kardeşim ama bazıları gelmeden önce hırsızdı.
Ils sont mes frères, mais certains étaient des voleurs avant.
Benim işim onları çekmek bulmak değil.
Mon boulot, c'est de filmer, pas de trouver!
Claire, benim işim eserleri bulmak ve onları geri teslim etmek.
Mon travail est de rendre l'art à son propriétaire.
Eğer onların peşinde olduğunu biliyor olsalardı, neden benim peşimden geldiler?
Tu étais sur leur piste.
Benim işler. Tanrı onları kutsasın.
Dieu les bénisse.
Kuşlarımın yanındayken, onların benim iyi yönlerimi ortaya çıkardığını hissediyorum.
Près de mes oiseaux, je sens qu'ils font de moi un homme meilleur.
Onları sevdiğimden benim için mahsuru yok tabii.
Cela me convient car je les apprécie.
Onların babası, benim için çalışan tüm adamlar, bir çoğunun eşi ve kız kardeşleri.
Leur père, tous les types qui travaillent pour moi. Beaucoup de leurs femmes et de leurs sœurs.
Cesette seni değil de, başkasını işaret edecek bir iz varsa onları bulacak tek kişi benim.
Si il y a des indices dans ce corps, cela nous menerait à quelqu'un d'autre que vous. Je suis la seule personne qui va les trouver.
yokse neden tanrı benim kumandama onların desin ki?
sinon, pourquoi Dieu aurait fait de ma télécommande son bien?
"Zenginliği neden önemseyeyim ki? Onların benim için bir anlamı yok"
Les richesses n'ont aucune valeur à mes yeux
Onların hayat sigortaları benim üniversite masraflarımı karşıladı.
Grâce à leur héritage, j'ai fait des études.
Lütfen onları benim kötü kararlarım yüzünden cezalandırma. "
Ne les punis pas pour mes mauvaises décisions. "
İyi, 3'ünün içinde en genç olanı benim. Benim abilerim rally yarışçısı. Babamdan sonra onlar aldı.
Je suis la petite dernière et mes deux grands frères sont pilotes de rallye.
Benim ayakkabılarım değil mi onlar? - Dolu!
C'est mes bottes ça?
Elini uzattı ve benim memelerimi tuttu ama çok köpüklüydüler çünkü Trav 20 dakikadır yıkıyordu onları.
Elle a tendu le bras et m'a attrapé les nichons, mais ils étaient si mousseux avec Trav qui les a lavés pendant 20 minutes.
Onların tamamını çok severim ama benim üzerime doğrultulmadıkları zamanlarda.
Je les aime beaucoup plus quand ils ne sont pas pointés sur moi.
Benim anladığım şey, önceden buralara onların hükmettiği.
De ce que j'ai compris, autrefois, ils dominaient la région.
Benim dışımda kimsenin onları görmesine izin veröe.
Vous n'autoriserez personne à l'interieur pour les voir me sauver.
Ya benim sorunum insanları anlamamak değil de onları sevmemek olsaydı?
Ce n'est peut-être pas que je ne comprends pas les gens, mais plutôt que je ne les aime pas.
Beni, uzun zamandır beceriyorlar, artık benim de onları becerme sıram geldi.
Les foutues banques nous font pas de faveurs. Je vois pas pourquoi je leur en ferais.
Onlar, benim hiç bir şey bilmediğimi mi bilmiyorlar?
Ils ne savent pas que je ne sais rien.
Onları benim verdiğim ipucu sayesinde yakaladınız.
C'est un de mes tuyaux qui a permis ce coup de filet.
Onlar artık benim göğüslerimdi.
C'était mes nichons maintenant.
Senin, onların adamı olduğunu sanıyorlar, ama artık benim için çalışıyorsun.
Je sais qu'ils pensent que tu es leur chien, mais tu me réponds maintenant.
Benim için onları çalmaya devam etmemin nedeni bu.
- Oui. ... c'est la raison pour laquelle tu continues à les jouer...
onlar benim arkadaşlarım 20
onlar benim çocuklarım 16
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
onlar benim çocuklarım 16
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benimdi 32