Patron o tradutor Francês
1,165 parallel translation
Hayır, ona hanımefendi de, patron o.
Ah non. Il faut l'appeler Madame C'est la patronne
Patron o polis tilkiyi hastaneye götürdü.
Ko est dans notre hôpital.
Hayır, o eski patron olduğunu söyledi.
Non. J'ai entendu dire que c'était l'ancien patron.
Hayır, efendim. Patron o.
C'est lui le patron.
Üzgünüm, patron o.
C'est monsieur qui commande.
Burayı ben yönetiyor olabilirim ama patron o.
Je dirige cet endroit, mais c'est elle, la patronne.
Patron o.
C'est le patron.
Ama patron o.
- Laisse béton!
Kim öldü de o patron oldu?
Quel esprit a fait d'elle la chef?
O bir Teksas meşesiydi patron.
C'est un chêne vert du Texas.
O kadar bağırma.
Parle moins fort, mon patron nous regarde!
O baş editördür.
C'est le grand patron...
- Aynen o. - Duck aramadı mı?
Pas d'appel du patron?
O zaman şefinle görüş.
Alors parle à ton patron.
Sonra yeniden açıldı, o Wong patronu oldu, ve Cheng Lam o günden beri görünmedi.
À la réouverture, Wong était devenu le patron. Je n'ai pas vu Cheng Lam depuis.
O biraz hasta, izin verin ben ilgileneyim, Patron!
Aujourd'hui, vous commandez, mais cela pourrait changer à l'avenir. Elle est malade, laissez-moi servir votre chef.
Gerçekten de. Ama Bayan Greenhill'in ölümünden sonra Bay Greenhill'le çalışmak... o kadar zor değil.
Oh, oui, en effet. enfin, Mr Greenhill n'est pas trop exigent comme patron... maintenant que Mrs Greenhill n'est plus là.
Ben aşçı olacağım, o da müdür.
Je ferais la cuisine et il serait patron.
O piç Mellow Tiger çalıyor, lastiklerimi kesti güzel ceketimin içinde beni yağmura attı.
Ce salaud, le patron du bar du Tigre, a crevé mes pneus et m'a jeté dehors sous la pluie dans ma belle veste.
O kadın patronun kardeşinin dalgası.
- C'est la nana du frère du patron!
O standın malzemeleriyle kim ilgileniyorsa bana bir ilişkiye maloldu.
Le patron du snack est responsable de ma rupture.
O benim patronum.
- C'est mon patron.
O sizin patronunuz.
C'est le patron. Je comprends.
O kadın sizin patronunuz.
Elle est votre patron.
Bir sürü hediye vardı. O sene verimli bir seneydi.
J'emballais les cadeaux du patron.
Eğer o koyunlar bebeği dinlemezlerse sahip orada aptal gibi görünecek.
S'ils ne parlent pas avec Babe, le patron aura l'air d'un idiot.
O halde günlük işleyişin patronu sizsiniz.
- Donc vous êtes le patron.
Ne demek istediğimi anladın mı orospu çocuğu. İşte gerçek bir adam! O bay Bones.
Le patron ici, c'est lui!
Patronun o mu?
C'est lui le patron?
Evet, 79. kamyon O, patron.
Oui, vé hicule 79. Qu'est-ce que je peux...
O bizimle beraber patron.
Il est des nôtres.
Yaklaşık 10 yıl evvel bir TV konferansı gibi bir yerdeydim... ve o istasyon müdürüne rastladım... ve onu mektup yazma ustalığı için kutladım.
Il y a une dizaine d'années, pendant une conférence, j'ai rencontré le patron de la station en question, et je l'ai félicité pour ses talents d'écriture.
O, Şanghay'daki en güçlü patrondur.
C'est le Patron le plus puissant de Shanghaï.
O dönemde bir sefer patronumuz bize Volga'sını ödünç vermişti.
Dans le temps, notre patron nous prêtait sa Volga.
O, şirketin başkanı Bay Prentice idi.
C'était le grand patron, Mr Prentice.
O aşağılık patronuna söyle kimse, ama kimse beni tehdit edemez.
Dites à votre enculé de patron que personne ne me menace.
O benim patronum, biliyorsun.
- C'est le patron...
O yüzden patronum bu iki gözü dönmüş beleşçiyi bulduğunda Hasta Çocuk ve Begbie bunu bir tehdit olarak algıladılar.
Quand mon patron a trouvé deux pigeons prêts à payer, ils se sont sentis menacés.
Evet, o yaptığında komik oluyordu. Ben patronumun şapkasına yaptığımda birden büyük bir "davranış problemi" oldu.
Quand moi, je l'ai fait dans le chapeau de mon patron... j'ai dû trouver une contenance.
O benim eski işverenim.
- Mon ancien patron.
Bu o kadar kolay bir şey değil.
C'est mon patron.
Kamera hazır. Hazırız patron.
- Caméra, O.K.
Tanrı böyle ister. Sonuçta benim patronum da o.
Je fais ce que le Seigneur a dit, après tout c'est lui le patron.
Yapmadığım bir o kalmıştı.
Buter le patron. Encore un coup pour lequel on m'a laissé sur le carreau.
O kelimeyi kullanma. Patron yasal bir iş adamıdır.
Le boss est un entrepreneur, imbécile!
Walter'ın, patronuna gönderdiği o e-mail...
Le message que Walter a envoyé à ton patron...
O devam edicek Değilmi, patron? Evet o devam edicek.
Oui, elle devrait à la main
- O benim patronum değil.
- Il n'est pas mon patron.
O benim patronum.
C'est mon patron.
O sadece ofisindeki patron değil.
Elle ne commande pas qu'au bureau.
Patronların o zaman ne diyecek?
Que dira ton patron?