Polise mi tradutor Francês
595 parallel translation
- Polise mi çalışıyor?
Il travaille pour la police?
Tuvalete mi gidiyor, yoksa gizli polise mi anlayamazsın.
On ne sait jamais s'il va au lavabo ou à la police.
- Polise mi?
- Envers la police?
- Polise mi? - Hayır.
- À la police?
- Polise mi...
- J'ai heurté la...
Polise mi gidiyoruz?
On va à la police?
Polise mi? İyi deneme, ben bir polisim.
Je suis de la police!
- Polise mi gidiyorsun?
Tu vas à la police?
- Polise mi?
- La police?
- Polise mi?
- A la police?
Polise mi çalışıyor?
Elle est de la police?
Polise mi gidiyoruz?
Devons-nous alerter la police?
Bu bulmacaları polise mi bildireceğiz ya da o Kazak Batman'e?
Que faire? Envoyer ces devinettes à votre police... ou peut-être à ce cosaque, Batman?
O zaman beni polise mi teslim edeceksiniz?
Alors vous allez me livrer à la police?
Şimdi seni polise vereceğim. Hoşuna gitti mi?
Je vais appeler la police.
Polise itiraf etmek mi?
Me rendre?
Polise bildirdiniz mi?
Vous en avez parlé à la police?
- Polise haber vermeyelim mi?
- La police devrait être informée.
Polise haber vereyim mi?
Dois-je appeler la police?
Paralar sakatsa polise şikayet edemezsin, değil mi?
S'ils étaient faux, vous ne pourriez pas vous plaindre à la police.
Elsa'ya mesajï verirken polise çok kïz, tamam mï?
En donnant le message à Elsa, soyez en colère avec la police.
Pekala, yavaş-yavaş kalksam iyi olur. Polise nerede oturduğunu ve eve ne zaman döneceğini söyleyeyim mi?
Alors, je peux donner votre adresse à la police?
Senden onunla polise gitmeni istedi mi? Suçunu itirafında yardımcı olmak için.
Il t'a demandé d'aller au commissariat avec lui, demain, pour avouer son crime.
Eski ordu mensupları artık teslim olmak zorunda değiller. Sadece, herkes gibi polise başvurmak zorundasın. Peki son ana kadar savaştığımı ve hangi alaya bağlı bulunduğumu öğrendiklerinde sence gitmeme müsaade ederler mi?
Tu as lu les journaux, tu as entendu la radio, les membres de la Wehrmacht doivent simplement s'annoncer à la police.
Beni polise mi teslim edeceksiniz. Ben böyle şeyleri sevmem.
Tu n'as pas le droit non plus.
- Polise yanıldıklarını kanıtlayabildiniz mi? - Henüz değil.
- Pas encore.
Henüz polise gitmedin, öyle değil mi?
Tu n'es pas déjà allé les voir, non?
Polise gitmek zorunda değilim, değil mi?
Ne devrais-je pas me rendre à la police?
Polise,'Kocamı öldürecektim, ama geri tepti'demez. Hastane mi?
Elle est à l'hôpital?
- Polise haber verdiniz mi?
- Tu as appelé la police?
Polise haber vermedi, değil mi? Bunu yapmaya cesaret edemez.
Il n'a pas informé la Police?
Sence polise gitmem gerekir mi?
À votre avis, je devrais aller à la police? Non.
Polise gitmek mi?
Vous dénoncer?
Neden rol yapıyorum? Neden mi? Çünkü polise gidemiyorum.
Je veux éviter les flics.
- Bilmiyorum! Diğerleri polise gidecek mi?
Les autres vont-ils à la police?
Sevgili Muriel teyze, eğer yaşamını tehdit eden bir mektup aldı isen, bunu polise bildirmen gerektiğini düşünmüyor musun? Polis mi? Elbette.
Ma chère tante, si vous avez reçu une telle lettre vous devriez en parler à la police Bien sûr.
Hırsızlık olayını polise bildireyim mi?
Dois-je faire un rapport sur le vol?
Diğer fotoğrafları da polise verdiniz mi?
Avez-vous donné ces autres photos á la police?
- Polise söyledin mi?
- Tu l'as dit a la police?
- Polise bildirmen gerekmez mi?
- Tu ne préviens pas la police?
Bunu polise gösterdin mi?
L'avez-vous montré à la police? Certes non!
Polise haber verdin mi?
Vous avez prévenu la police?
Önce bizi polise teslim edecek sonra mahkemeye çıkacağız ve son olarak da kodesi boylayacağız! - Ne güzel bir istikbal, değil mi?
Ah, c'est un joli tiercé
Polis mi! Polise gerek yok.
Pas la peine, pas la peine.
- Polise gitmedin mi?
Tu as été à la police? A poil?
- Bir polise rüşvet vermek mi?
- Soudoyer la police?
Adamın anlattıklarını polise söyleyelim mi?
Il faut leur parler de ce qu'il a dit?
Eve giderken polise kocasının dört ay önce öldüğünü söyleyip bize ihanet edemez değil mi?
Elle ne pourra pas dire à la police que son mari est mort depuis plusieurs mois et nous trahir.
- Tanrım. Polise haber verdin mi?
- Avez-vous prévenu la police?
Polise mi?
Courir au commissariat?
Doğal olarak polise gittiniz, değil mi?
Naturellement, vous êtes allé voir la police.