Sanıye tradutor Francês
446 parallel translation
Sam Vettori'ye yaptığın gibi beni de sindireceğini sanıyorsan, delirmişsin!
Et si tu crois que tu peux me bousculer comme Sam Vettori, tu te goures!
Albany'ye gittiğini sanıyordum.
Je pensais que tu partais pour Albany.
Kendisi babanı ve seni İngiltere'ye kaçırmaya çalışan bir İngiliz ajanı.
C'est un agent britannique qui essaie de vous faire sortir d'Allemagne avec votre père.
Cambrai'ye saldırılacak sanırım.
Pour attaquer à Cambrai?
Sanırım Bill Polaski'ye bir düğün hediyesi göndereceğim.
Je vais lui faire un cadeau de noces.
Sanırım şunu güvenle söyleyebilirim ki, Bugandi'ye giden kervan, bundan böyle katil leoparlar tarafından rahatsız edilmeyecek.
Je pense que la caravane pour le Bugandi ne sera plus ennuyée par les léopards.
İyi kötü kafası çalışan biri olarak bundan çıkardığım sonuç şu kalemle çizilmiş bu hat bizi Fiske'ye götürecek.
Étant modérément intelligent, je ne peux en tirer qu'une conclusion. Suivons la ligne au crayon pour trouver Fiske.
- Sanırım ne düşündüğünü Bobby'ye sormalıyım.
Si je demandais son avis à Bobby?
Steve'ye de piyesin ayın 21'inde görücüye çıkacağını ve ertesi Pazartesi San Francisco trenine bineceğimi telgrafla bildir.
Pour Steve, la première étant le 21, je partirai à San Francisco lundi.
Niye San Felipe'ye gitmiyoruz?
Pourquoi pas San Felipe?
San Felipe'ye gidiyoruz.
Nous allons à San Felipe.
Ve size adil ve insaflı davranmak için, hem iki kat ücret veriyoruz, hem de Frisco ve Shanghai'ye yapılacak yolculukta ele geçenlerden pay veriyoruz.
Pour être équitables, nous paierons le double, plus une prime, de San Francisco à Shanghaï, aller-retour, tout compris.
"'Büyük Yayımcı'Ishun'un kasıtlı olarak eşine ve çalışanı Mohei'ye ait zina suçunu ihbar etmemesi üzerine hükümet kendisini'mal varlığına el koyma'kararıyla'sürgün'cezasına çarptırmıştır.
Le Grand Imprimeur Ishun s'étant délibérément abstenu... de dénoncer sa femme et son employé Mohei... le Gouvernement a décidé de... CONFISCATION DES BIENS D'ISHUN, LE GRAND IMPRIMEUR
Laramie'ye döndüğünüzü sanıyordum.
Je pensais que vous étiez parti.
Eski günlerde Varşova'da Sophie'ye çalışan dokuz adamı varmış.
Autrefois, à Varsovie... Elle dirigeait neuf hommes.
- Vaat edilen Ülke'ye, sanırım.
- En Terre Promise, je suppose.
Eğer Bay Jorgy'ye temiz bir takım elbise verecek olursan, sanırım insani kibarlık eyleminin zamanı geldi.
Ce serait un acte de bonté humaine Il faudrait à M. Jorgy un costume propre.
Ne Gooper'a, ne Mae'ye, ne de o bağrışan beş maymuna tahammül edemiyorum.
Ils me rendent malade, eux et leurs 5 singes.
- Bugün San Vittore'ye götürülmüş. Albay Muller refakat etmiş. Kayıt yapılmamış.
Il est entré à San Vittore, accompagné par le colonel Muller, il n'est pas passé par les écrous.
Geçen gece, dokuz adam San Vittore'ye getirilmiş.
Cette nuit, neuf hommes sont entrés à San Vittore.
Paride, artık Fondi'ye gitmemiz lazım sanırım. Michele bekliyor olabilir.
Michele doit nous attendre à Fondi.
Senin Fresnes'ye yerleştiğini sanıyordum.
Et moi je te croyais à Fresnes
Matilde'ye yazıp ona tüm gerçekleri anlatmamızın vakti geldi sanırım.
Il est peut-être temps d'écrire la vérité à Matilde, de la mettre au courant de tout.
Sanırım bunun için Maurice'ye teşekkür etmeliyim.
C'est sans doute à Maurice que nous devons ça.
Caroline'ye göz kulak olduğunu sanıyordum!
Je croyais que tu la surveillais.
Mayıs'ta 2 kez Cenevre'ye 6 kez de San Ravi'ye gitmiş.
Deux voyages à Genève en mai et six depuis le hold-up.
Sanırım o dönemde o bölgede olmayı ayarlayabiliriz. Eğer Fabrini'ye şahsen teşekkür etmek istersen.
On pourrait s'arranger pour être dans les parages vers cette période, si vous vouliez remercier les Fabrinis en personne.
Büyükelçi M.'nin baskınıyla ilgili. Provoke olacağını bildiğin halde, Örgütün yok edilmesi için çalışan Sei'ye yardım etmeye karar verip yaptığımız her şeyi tehlikeye attın.
Sachant que l'attentat contre l'ambassadeur M était une provocation destinée à détruire le Parti, tu as pris l'initiative avec l'espion Sei de mener ce travail de sape.
General, bunu Manila, Kanal Bölgesi ve San Francisco'ya gönderdim fakat Hawaii'ye direkt bağlantı kanalı devre dışı.
C'est parti pour Manille, la zone du canal et San Francisco... mais impossible de joindre Hawaï
- Sinyor, San Felipe'ye gitmem gerek.
- Faut que j'aille à San Felipe.
Tony'ye kim yardım ettiyse, sanırım, ve şu anda o kişi bütün fidye parasını almış bulunuyor.
Ça, c'était celui qui a aidé Tony et maintenant, il a tout l'argent de la rançon.
Bunları yaparak onu Philly'ye kaçırtacağını, bizim ile Jessica'nın Hawaii'de gitar çalacağımızı sanıyorsan, unut!
Si tu crois que tu vas le renvoyer à Philadelphie... et que Jessica, toi et moi, on va rester jouer de l'ukulélé, oublie ça.
Öncelikle, sanıyorum ki Tea'ye ne olduğunu öğrenmek istersin.
Je suppose que vous voudriez avoir des nouvelles de Léa.
Ama ahırda çalışan çocuklardan biri Nelly'ye onu aldığını söylemiş.
Mais un palefrenier dit que vous l'avez déjà acheté.
Kampta bir sürü sürpriz Bernie'ye geldiğinizde, sanırsınız cennettesiniz.
- Oh, s'il te plaît - Un camp avec toutes les options Je suis dans le château 11.
Manistee'ye anneni görmeye gideceğinizi sanıyordum.
Je croyais que tu allais à Manistee voir ta mère.
Bayan Santini'ye olanları duydum. Kendini öldürdüğüne inandım mı sanıyorsun?
Tu voudrais que je croies à un suicide?
San Francisco'ya taşındı ve EST'ye girip bir Moony oldu.
Membre de la secte EST, puis Moon.
San Quentin'de onu Thorazine'ye bogmak zorunda kaldilar.
En prison, ils ont dû lui donner un neuroleptique.
Sanırım Skokie'ye geçti.
- Et Harry? Il a trouvé une autre place à Skokie.
Freienwalde'ye gideceğimizi sanıyordum. Orası çok güzeldir. Ne?
A Freienwalde, parce que... c'est un bel endroit.
Sanırım o söylediğini lisedeyken 56 model bir Chevy'ye karşı hissediyordum.
Je pense que c'était une Chevrolet de 1956 que j'avais au lycée.
Sanırım Bay Donnatelli'ye ve New York Yetimler Kurulu'na bağlısın.
Je suppose que votre attitude concerne M. Donnatelli.
San Antone'ye vardığını düşünsenize? Kapısını açar ama kimse yoktur.
Tu imagines s'il arrivait â San Antone, ouvrait la porte et personne dedans?
Steve'e ya da Beş Paralık'a, hatta Darry'ye bile bulutlarla gün batımından bahsedemezdim sanırım.
Je crois pas qu'avec Steve ou Two-Bit... ou même Darry, je pourrais parler des nuages, ou de soleil.
Recollets sokağı 57'ye gelirseniz..... sanırım bir müşterinizi bulacaksınız.
Si vous venez au 57 rue des Récollets, vous trouverez un client -
- Sanıyorum SRT endüstri'ye gitti... -... daha çok psikolojik test yapmak için. - Psikolojik test, ha?
- Chez SRT Industries, il passe d'autres tests psychologiques.
- San Francisco, Reno ve Salt Lake City'ye hareket otobüsümüz için son çağrı.
Dernier appel pour le car en partance pour San Francisco, Reno et Salt Lake City.
Utgardsloki`ye, sanırım?
Chez le sorcier d'Udgård, je suppose.
Pu san, lütfen bırakın gideyim.
Shisan Ye, pardonne-moi, s'il te plaît pardonne-moi.
Chow, Kanada'ya gitmedim. San Francisco'da planlarımı değiştirdim. Ve Hawaii'ye geldim.
Chow, les choses ont mal tourné... alors je me suis tirée à Hawaï.