Sen dinle tradutor Francês
1,614 parallel translation
- Sen dinle, zaten kendimizi güçbelâ koruyoruz...
- Écoute. - On a à peine de quoi se défendre
Ben konuşurum, sen dinle.
Je parle, tu écoutes.
- Hayır, sen dinle.
- Non, vous écoutez.
Dinle, ölülerle bağlantı kurmak için tek bir şey vardır, diğeri ise gereksiz işlere burnunu sokmaktır ve sen de burnunu sokuyorsun.
C'est une chose de contacter les morts, et une autre de les provoquer. Et vous les provoquez.
- Sen, dinle.
- Ecoute, toi.
- Kapa çeneni de dinle. Sen onu tanımadın.
Tu ne la connaissais pas.
- Bu harika. Sen çok şanslısın. - Dinle.
- C'est très bien, vous êtes tellement chanceux
Kara, dinle. Sen farklısın.
Kara, tu es différente.
Dinle, sen çok... Sana iyilik yapıyorum, inan bana.
Je te rends service, crois-moi.
Dinle, sen gerçekten çok eğlencelisin.
Vous êtes tordante.
Dinle, Muganza. Sen Gitarama'dan mısın?
Ecoute, tu viens de Gitarama?
Dinle, haklı olabilirsin, ama sen yine de hazır ol, tamam?
Tu as sûrement raison, mais va te préparer au cas où.
Sen beni dinle.
Tu devrais m'écouter moi, d'accord?
Dinle, Cal mezara girene kadar başını kıçından çıkarmayacaktır, sen iyi misin?
Cal n'a pas été malin de te chercher. Ça va mieux?
- Hayır, dinle, açıklayabilirim. - Sen bir yalancısın!
- Je vais t'expliquer.
Beni dinle aslanım. Bu boktan şeyleri sen de yaşadın, ben de, Toni de.
La merde qui nous est arrivée à toi, Toni et moi, tu sais ce que c'est?
Çavuş Anders, dinle... ben arkadaşlarımı alacağım... sen tablonu al, bütün para da sende kalsın.
Sergent Anders, je m'occupe de mes amis, vous du tableau, et vous gardez l'argent.
Dinle, ben çayı koyacağım ve sen de neler oluyor bana anlatırsın.
Je vais mettre de l'eau à chauffer, et tu vas tout me dire.
Dinle, sen kendini bazı şeylerin üzerinde sanıyorsun. Hayatının üstesinden gelebileceğini düşünüyorsun.
Tu crois que le passé est mort, que tu peux refaire ta vie?
- Hayır, hayır, dinle, sen yorgunsun, o yüzden yerleş tamam mı?
Vous êtes fatiguée, installez-vous.
Sen ne bilirsin? - Kapa çeneni! - Beni dinle.
Ne me dévisage pas!
Dinle, sen çok basitsin ve de tatlı, dondurma gibi.
Écoutez, vous êtes très simples Et bonbon, comme glace.
Dinle. Açıkça söyleme sen.
On va s'occuper de ces envahisseurs galiciens!
Dinle, biraz toz çekeceğim, sen de istersen söyle.
Ecoute, je vais avoir de la coke, alors si t'en veux, dis-le-moi.
- Delirmişsin sen. - Beni dinle.
- Tu es fou.
Dinle, sen evli misin?
Ecoute, es-tu épousé?
Sen batırmış durumdasın. Dinle, ahpab. Bununla ilgilenme izin ver tamam mı?
Ecoute vieux, je règle ça, j'arrive dans une seconde!
Dinle, sen!
Écoute, toi!
Hayır, sen beni dinle.
Non, écoutez-moi.
Sen benle dalga mı geçiyorsun? Dinle beni.
C'est une mauvaise blague?
Birinin yardım alması inanılmaz. Dinle, bu biter bitmez, sen ve ben beraber zaman geçiririz.
Ecoute, dès que tout ça est fini, toi et moi, on prendra un peu de temps, enfin, un week-end spécial.
Dinle. Sen de.
Et vous?
Dinle.Bir arkadaşım pazar günü kocası için bir barbekü düzenliyor, ve bence sen de gelmelisin.
Ecoutez, une de mes amies organise un barbecue pour son mari, samedi - et je pense que vous devriez venir. - Vraiment?
Dinle, şimdi sen 17 yaşındasın, doğru mu?
Euh, tu, écoutes, tu as 17 ans maintenant, n'est ce pas? hum
Paris beni dinle. Sen çok zeki ve hırslı bir genç hanımsın.
Paris, écoute, tu es une fille intelligente et sensée.
- Dinle Küçük Tim, sen istersen...
- Joyeux lutin, tu peux garder...
Dinle, takım olabiliriz, sen ve ben anlarsın ya, süper ikili.
Ça va? Alors, ça gaze?
Dinle, sen eve gider misin? Larkin'e elimden geldiğince çabuk döneceğimi söyle.
Peux-tu dire à Larkin que j'arrive dès que possible?
Hey, Gina, dinle, bence sen gerçekten ilgi çekici bir insansın ve ben...
Gina, je trouve que t'es une femme intéressante...
Hey, Michael, dinle, sen ve Seth'in bu fikri birlikte bulduğunuzu gösteren birkaç kanıta ihtiyacımız var. Bu yüzden o günle alakalı her şeyi hatırlaman lazım.
Salut, Michael, écoute, on va avoir besoin de preuve que toi et Seth, vous avez eu cette idée ensemble, j'ai donc besoin que tu te souviennes de toute cette journée.
Dinle, sen ayrıldığından beri bu kızın peşindeyim ve şimdi onunlayım, yabancı öğrenciler için... açılan inglice sınıfındaydı.
- Salut. J'ai suivi cette fille dans un cours quand tu es parti, et il s'est avéré que c'était un cours d'Anglais langue étrangère.
Bak dinle, sen, um... herhangi bi şey hakkında konuşmak ister misin, ya da...
Dis-moi, est-ce que tu veux parler de quelque chose?
Sen beni dinle, Richard.
Non! Ecoutez-moi, Richard
Delinda'yı dinle sen.
Ecoutez Delinda.
Öyle düşünmek istemediğini biliyorum, ama dinle, kişisel duyguları kenara bırakırsan, sen de göreceksin...
Je sais que tu n'y crois pas, mais écoute, si tu laissais de côté tes sentiments personnels, tu verrais...
Sen, dinle beni.
Toi tu va m'écouter.
Dinle, sen, ben ve Summer... aramızda olanlar hakkında
Ecoute, pour ce truc entre toi et moi et Summer...
daha bilmeden öğrenmiş olacaksın.Dinle, sen sadece biraz torah şarkısı söylersin, biraz horah çekerek dans edersin ve mükemmel olur.
Ca sera fini très vite. Tu psalmodies un peu la Torah, tu danses un peu la horah et après on est riche.
Dinle- - Düşünüyordum da, sen ben ve Marissa bugün botla Catalina'ya gidebiliriz.
Ecoute, je pensais qu'on pourrait prendre le bateau pour Catalina tous les trois.
Dinle... sen,...
Ecoute... tu es un peu...
Hey, dinle... Bence sen ve ben küçülme nedeniyle bir ittifak kursak hiç fena olmaz.
Ecoute, je pense que ce serait une bonne idée si... toi et moi formions une alliance.
sen dinlen 17
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle baba 21
dinle dostum 74
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinlemek istiyorum 18
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlenmen gerek 19
dinlen biraz 26
dinleme onu 24
dinlemek istemiyorum 29
dinlenmelisin 59
dinlemek istiyorum 18
dinle beni 1110
dinledim 33
dinlenin 36
dinlenmen gerek 19
dinlen biraz 26
dinleme onu 24
dinlemek istemiyorum 29
dinlenmelisin 59