English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Sen konuşuyorsun

Sen konuşuyorsun tradutor Francês

715 parallel translation
Rhoda'nın arkadaşları onlar ama hep sen konuşuyorsun!
Tu n'arrêtais pas de leur parler.
Sen. Sen konuşuyorsun.
Vous. Vous.
Sen konuşuyorsun.
Vous.
Asıl sen konuşuyorsun.
Vous parlez davantage.
Sadece sen konuşuyorsun, efendi. Şimdi...
Vous n'avez qu'à demander.
Pekâlâ, hâlâ sen konuşuyorsun.
A toi de parler.
Ben okuyorum, sen konuşuyorsun.
Je lis et tu parles.
Evet, sen de benim iyiliğim için konuşuyorsun değil mi?
Et ce que tu dis est pour mon bien aussi, hein?
Yaşlı bir adamla nasıl konuşuyorsun sen?
Que fais-tu à parler à un vieil homme comme ça?
Ama sen o ara konuşuyorsun. Ben de dışarı çıkıyorum. Mısıra gidiyorum, oradan Çin'e geçiyorum Çin'den de Arabistan'a.
Mais tu parlais alors je partais pour l'Egypte, la Chine.
En sonunda yeniden Milletler Cemiyeti'ne dönüyorum. Ama sen hala konuşuyorsun.
Puis je revenais mais tu parlais toujours.
Efendim mi? Kiminle konuşuyorsun sen?
À qui parles-tu?
- Sen benim arkadaşım hakkında konuşuyorsun.
- Vous parlez d'une amie à moi. - Ah bon?
Sen de fazla kibirli konuşuyorsun.
Vous-même parlez bien fièrement.
- Sen de öyle konuşuyorsun.
- Vous le seriez aussi.
- Tatlım ne biçim konuşuyorsun sen?
Vous avez des mots, ma chère!
Ne biçim konuşuyorsun sen?
Quelle grossièreté!
Ne biçim konuşuyorsun sen?
Qu'est-ce que tu vas chercher?
Ne konuşuyorsun sen?
Qu'est-ce que tu racontes?
Ölmesi gereken adam altımızda ve sen bilmece gibi konuşuyorsun.
Davos est mort, et vous jouez aux énigmes!
Burada benim hakkımda konuşuyorsun. Sen kendi işine bak.
Oublie les affaires, fais-moi plaisir.
İnsanlar diyorlar ki.. Sen ne hakkında konuşuyorsun?
On a dit... que baragouines-tu?
Sen niye öyle konuşuyorsun?
- Et toi?
Sen çok konuşuyorsun.
Tu parles trop.
- Sen rüyanda konuşuyorsun, aşkım.
- Pourquoi? - Car tu rêves tout haut.
Sen delisin! Neden böyle konuşuyorsun?
- Vous êtes fou, pourquoi dites-vous ça?
Bak sen, İngilizce konuşuyorsun!
Vous parlez l'anglais!
Kiminle konuşuyorsun sen.
A qui parles-tu?
Şu anda sen sokaktaki biri gibi konuşuyorsun.
Maintenant vous dîtes n'importe quoi.
Çok konuşuyorsun sen.
Tu parles trop.
Bak, başım feci şekilde ağrıyor ve sen karşıma geçmiş durmadan konuşuyorsun.
J'ai une migraine atroce et vous êtes là à parler, parler...
- Sen de aynı tonda konuşuyorsun!
- Le même que le tien.
- Kötü görüyorsun.Kötü konuşuyorsun Şeytansın sen
Tu es abject dans tes propos, ton attitude, ta façon de voir les choses.
Şimdi, sen ona doğru konuşuyorsun
Parlez vers lui.
Ne hakkında konuşuyorsun sen?
Qu'est-ce que tu dis?
Vicdanın hakkında konuşuyorsun, ama bence sen vicdansızın tekisin.
Tu parles bien de ta conscience, mais je sais que cela t'est égal.
- Sen de büyük konuşuyorsun.
- Tu parles beaucoup.
Sen kiminle konuşuyorsun böyle?
Et à qui tu parles?
Hangi dilde konuşuyorsun sen?
Quelle langue parles-tu?
Madam, sen Almanca konuşuyorsun. Yardım et, bu beni öldürecek.
Vous parlez allemand, aidez-moi, il va me tuer.
Sen ne konuşuyorsun?
De quoi tu parles?
Uyuyorum. Ve sen ağır konuşuyorsun.
J'ai sommeil et tu parles trop compliqué...
- Sen çok fazla konuşuyorsun.
- Tu parles trop.
Sen ne konuşuyorsun öyle?
Qu'est-ce que tu veux dire?
Sen de tıpkı Flores gibi konuşuyorsun ve sonun da onun gibi olacaktır.
Tu parles comme Florès, tu finiras comme lui.
Nereden biliyorsun? Sen sadece insanlarla konuşuyorsun.
Qu'en savez-vous?
- Sen mi konuşuyorsun?
Que dis-tu?
Gayet iyi konuşuyorsun sen!
Vous qui savez si bien parler!
- Sen mi konuşuyorsun?
- Vous parlez?
Ve sen ise bu iblislerle barıştan mı konuşuyorsun?
Et vous parlez de faire la paix avec ces monstres?
Sen ise konuşuyorsun.
Vous parlez alors qu'ils s'organisent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]