Sence o tradutor Francês
1,799 parallel translation
- Yani sence o da mı uzaylı?
Voulez-vous dire que c'est également un alien?
Sence o iyi mi?
Tu la trouves bien?
Sence o olabilir mi?
Ca pourrait être lui?
Sence o zaman neler hissederdin?
Ça vous convient?
Sence o silahları başka bir yere saklamak için bir şeyler yapabilir miydim?
Tu crois que je laisserais ces armes dans la nature?
Sence o adam Max'in çantasını nasıl aldı?
Comment penses-tu que ce type ait eu le sac de Max?
Sence o zırhın altında bir insan mı var?
Vous pensez qu'il y a un homme en dessous? Impossible à dire.
- Sence o gerçekten işe yarayacak mı? - Daha iyi bir fikrin var mı?
- Tu crois vraiment que ça va marcher?
Gerçekten sence o kadar basit mi, Amanda?
Amanda, était-ce si simple?
Sence o bebeğe sarılmaya hakkı var mı?
Tu crois qu'elle en a le droit?
Sence o mutlu mu?
Tu penses qu'il est heureux?
Sence o küçük toprak tonları neyi simgeliyor?
Qu'est-ce que vous pensez que les morceaux de terre représentent?
Sence o kadar sığ biri miyim?
Tu me crois aussi superficielle?
Sence o çocuğunu terk ederek daha iyi bir- -
- Pour vous, elle devrait rester...
Sence o da biraz sızlamıyor mudur?
Tu crois pas qu'elle souffre, elle aussi?
- Sence o işte bir şey mi...
- Pourquoi? Tu crois qu'il y a...
- Sence o mu yaptı? Bilmiyorum.
- Tu penses qu'il l'a fait?
Sence o tatlı mı?
Tu le trouves mignon?
Sence sakıncası yoksa, biraz o periyoda dönmek istiyorum.
J'aimerais revenir sur cette période si ça ne vous dérange pas.
Sence gerçekten de o yılanımsı yaratığı indiren şey bir kelebek miydi?
{ \ pos ( 90,210 ) } avant d'être un papillon. { \ pos ( 192,220 ) } Vous croyez vraiment qu'un papillon aurait pu terrasser ce serpent?
Sence normal bir insan o kadar imkansız bir işi mi seçer?
{ \ pos ( 190,220 ) } Vous pensez qu'une personne normale choisirait un boulot aussi difficile?
O kadar güzel bir insanla beraberken bütün dünya izliyor, bir restorana girdiğimizde bütün gözler ona çevriliyor, ondan sonra bana bakıyorlar, ve ne düşünüyorlar sence?
Quand on est avec une personne aussi belle, tout le monde regarde. C'est vrai, quand on entre dans un restaurant, tous les yeux sont sur lui. Et juste après lui, ils viennent vers moi.
Sence Peter o düşüşten sağ kurtulmayı nasıl başardı?
Comment se fait-il que Peter a survécu à sa chute, selon toi?
Yani sence Hannah'ı o mu öldürdü?
Et vous pensez qu'il a tué Hannah?
Sence bu o mu?
- Tu penses que c'est elle?
Madem öyle, peki sence ne olmuş olabilir, zeki şey?
Alors que lui est-il arrivé, ô grand sage?
- O mu yaptırdı sence?
Tu penses qu'elle l'a fait?
Jersey şehri polis departmanı. Sence o muydu?
Police de la ville de Jersey.
Bu insanlar o kadar neyden korkuyor sence?
De quoi ces gens ont-ils donc peur?
- Sence buna o sebep olabilir mi?
- Il pourrait avoir causé ça?
- Sence adamımız o mu?
- Tu crois que c'est lui?
Konu ne? O çocuğu kasten vurduğunu mu düşünüyorsun? Sence gerçekten onu öldürmek mi istedi?
Vous croyez qu'il a abattu ce jeune délibérément, qu'il avait prévu de le tuer.
Neden kendine o yetkiyi tanımıyorsun, çünkü buradayım ve bence bunu hak ettim. Sence de öyle değil mi?
Prenez ce droit, car je suis là maintenant et je mérite la vérité, non?
Yani sence Z-F-T o mu?
- Vous pensez qu'il est ZFT.
O sürücü yanmadan sence daha ne kadar sıçrama yapabilir?
Combien de sauts peut encore faire ce moteur avant de cramer?
Sence Rita o fotoğrafı bir yerde mi bastırdı? Yoksa kendi basmış olabilir mi?
Pensez-vous que Rita l'a fait développer ou qu'elle aurait pu le faire elle-même?
Sence Riley'nin ölümünden o mu sorumlu?
Il vous parait suspect?
Sence çılgın bilim adamımız o mu?
Vous pensez que c'est elle notre scientifique fou?
Sence şu silindirdeki insanların o kafaların yeniden canlanmak için gerçekten şansları var mı?
Vous pensez qu'il y a vraiment une chance que ces gens dans ces cylindres... ces têtes... puissent être réanimées un jour?
O dövüşçülerden biri mi öldürdü Collins'i sence?
Penses-tu que l'un de ces combattants d'arrière-cour a achevé Collins?
Biz o konularda ne durumdayız sence?
Comment penses-tu que nous allons faire dans ce domaine?
Partide kavga ettiği o muydu sence?
C'est avec lui qu'elle s'est disputée à la soirée?
O "başka biri" sence ben miyim?
Et tu penses que je suis ce "quelqu'un"?
Bu senin için çok zor biliyorum anne, ama kapımızı o çalana kadar beklemeli miyiz sence?
Je sais que c'est dur pour toi maman, mais est-ce qu'on veut attendre jusqu'à ce qu'on frappe à la porte?
Sence o işin üstüne biraz daha düşmeli miydim?
Tu penses que je devrais continuer?
New Jersey'de anlaşılamayan bir hastalığı ve bir silahı olan tek kişi o mu sence?
Vous pensez que c'est le seul type du New Jersey A avoir une maladie mystère et un pistolet?
Nicole'u tanırdın. Sence bunu o mu yaptı?
- Vous pensez qu'elle a pu faire ça?
Parayı o yüzden mi çaldı sence?
C'est pour ça qu'il a volé le fric?
Sence Abby o adamın bunu yapabileceğini biliyor muydu?
Tu penses qu'Abby savait ce qu'il allait faire?
O herif saçmalıklarla dolu sence de öyle değil mi?
Tu sais qu'il ne raconte que des conneries, non?
Sence beni uyandıran o muydu?
Vous croyez que c'est ce qui m'a réveillé?
oldu 1287
öldü 1127
orospu çocuğu 971
oliver 252
olive 40
ohhh 77
ohio 157
omar 42
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18
öldü 1127
orospu çocuğu 971
oliver 252
olive 40
ohhh 77
ohio 157
omar 42
özür dilerim 10391
ozur dilerim 18