English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ S ] / Sorun çıktı mı

Sorun çıktı mı tradutor Francês

204 parallel translation
- Bir sorun çıktı mı?
- Un problème?
Etkileyici Bayan Lawrence ile sorun çıktı mı?
Pas de problème avec la charmante petite Betty?
Fenner'la sorun çıktı mı?
Des ennuis avec Fenner?
Miller'la aranızda bir sorun çıktı mı hiç?
Vous n'avez jamais eu de difficultés avec Miller?
- Sorun çıktı mı?
- Du grabuge?
- Sorun çıktı mı?
- Des problèmes?
Albay, kasabaya dönerken sorun çıktı mı?
Colonel, vous avez eu du mal à revenir en ville?
Sorun yaşadın mı? Her şey yolunda mı? - Sorun çıktı mı?
Tu n'as pas eu d'ennuis, tout c'est bien passé, pas de problème?
Sorun çıktı mı?
Ça a marché?
- Bu akşam Paulie'yle sorun çıktı mı?
- Des ennuis avec Paulie?
- Sorun çıktı mı?
- Aucun problème.
Buralarda hiç sorun çıktı mı?
Des ennuis?
Yolculuk nasıldı? Sorun çıktı mı?
Content de vous voir.
Füzelere el koyarken hiç sorun çıktı mı?
Est-ce que vous avez eu du mal à confisquer les missiles?
Kayıtta sorun çıktı mı?
Des problèmes avec l'inscription?
Sorun çıktı mı peki?
Rien d'inhabituel?
- Merhaba. Sorun çıktı mı?
Pas de problèmes?
Buraya gelirken sorun çıktı mı?
On vous a laissé entrer?
Arabayı çalarken sorun çıktı mı?
Alors, ce détournement?
Bir sorun çıktı mı?
Des problèmes?
Bir merkezi hat vakası daha geldiğini duydum. Sorun çıktı mı?
On m'a dit que tu avais passé une autre voie centrale, ça a été?
Sorun çıktı mı?
- Des problèmes?
Sorun nedir, canım? Unuttun mu? Cook tatile çıktı ya.
Mais voyons, elle est en vacances!
Geçen gece için evde sorun çıktı mı?
Rien.
Sorun çıktı mı? Hayır, çocuk oyuncağı gibiydi.
- Tout s'est bien passé?
Larrabee Sülfür yönetim kurulu toplantısına gelemiyorum. Plastik işinde sorun çıktı. Yazdınız mı?
Impossible d'assister à la réunion de Larrabee Sulphur à cause d'un léger contretemps avec Larrabee Plastics.
Artık insanlar için kapalı yerlerde terlemek sorun olmaktan çıktı. Anlamadım.
Quelle chance de ne plus avoir l'angoisse de transpirer dans des pièces privées d'air.
Demeye çalıştığım bir sorun çıktı.
Justement, y a un pépin.
Birkaç sorun çıktı sevgilim, birkaç küçük sorun ama hepsini aşmayı başardım.
Il y a eu quelques problèmes, résolus par la stratégie.
Dinle, biliyorum bu konuda birkaç sorun çıktı ama neyse, bunu yapacağım.
- J'ai des manières. Et puis j'allais le faire.
Bayan, marki bir sorun çıktığını ve şehirde sıkışıp kaldığını söylemek için aradı.
Monsieur le marquis m'a chargé de vous informer il est retenu en ville par ses affaires.
Evet. Bir sorun çıktı mı?
Tout s'est bien passé?
Size telefonda söylemeye çalıştığım şey, Ekselansları bir sorun çıktı.
Comme je vous ai dit au téléphone, il y a du neuf.
Komutanım. Dışarıda sorun çıktı.
Nous avons quelques ennuis, mon commandant.
- Hiç sorun çıktı mı?
Rappelle-toi en Indo, la plaine des Jars. - Je t'ai foutu dans la merde?
Bay Wentworth, buraya gelip fabrikada sorun çıktığını söyle dedi.
M. Wentworth m'a dit de venir ici et de dire qu'il y avait des ennuis à l'usine.
Biz sadece işimizi yapıyoruz ve Sizin sorun çıkarmanızdan bıktım!
On fait notre boulot et vous nous emmerdez depuis le début.
Beni ilgilendirmez ama İzlanda destanlarında da aynı sorun çıktı.
Je m'en fiche, nous avons eu le même problème avec la saga.
Hiçbir sorun olmadan oraya çıktım.
Je suis entré sans difficulté.
Sanırım hatlarda ya da başka bir şey yüzünden, bilemiyorum, bir sorun çıktı.
Nous avons tenté de vous joindre sans succès.
Sanırım orada bir sorun çıktı.
Ils semblent avoir des problèmes.
Sorun çıktı mı?
- Il y a un problème?
Bir sorun çıktığında ölmesi gereken ben olmamalıyım.
Je ne serai pas le seul à mourir si cela tourne mal.
Korkarım bir sorun çıktı.
J'ai peur qu'il y ait....... Un contretemps
Cidden hiç sorun değil. Bu sayede ben de Mike'la çıktığım için suçluluk duymayacağım.
Ca ne me pose aucun problème, comme ça je n'ai pas à me sentir coupable pour moi et Mike.
- Fletcher'ın evini satmamış mıydın? - evet ama fiyatta bir sorun çıktı.
En fait, oui, mais le financement n'a pas abouti.
Sekreterimle ben daha önce buraya çıktığımız zaman kendisi bir hukuk öğrencisidir, merdivenlerde hiç sorun yaşamamıştık.
Quand je suis venue avec mon clerc c'est un étudiant en droit tout s'était bien passé.
Sorun mu çıktı? Yani sorunlar arttı mı anlamında.
Vous avez encore des ennuis?
Ansızın Tartabull'un vuruşlarında bir sorun ortaya çıktı ama...
Le swing de Danny m'inquiète, tout à coup.
Yemek vagonunda sorun çıktı, bir kaybımız var.
Wagon-restaurant. Un mort.
Bay Schoenberger, tahlilleriniz geldi. Beklemediğimiz bir sonuç çıktı, muhtemel bir sorun gösteriyor.
M. Schoenberger, on a vos résultats, et on ne s'attendait pas à ça, il y a peut-être un problème.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]