Verdin mi tradutor Francês
2,964 parallel translation
- Henry'e haber verdin mi?
Tu as appelé Henry?
J-Rock'ın ailesine haber verdin mi?
Tu as prévenu la famille de J-Rock?
Alman istihbaratına haber verdin mi?
L'as tu arrété quand tu étais au bureau allemand?
Kasetleri birine verdin mi?
Avez-vous donner à quelqu'un les bandes?
Buralarda kalmakla ilgili kararını verdin mi?
Tu vas rester ici, alors?
Babasına haber verdin mi, tatlım?
Et tu l'as dit au père?
Kurbanlarına bir uyarı veya hazırlanacak zaman verdin mi?
Tu donnes une sorte d'avertissement... Ou du temps pour se préparer?
Ona bir isim verdin mi?
Et tu lui as trouvé un nom?
Karar verdin mi?
Vous avez choisi?
Sipariş verdin mi?
T'as commandé?
Bebeğim, kahrolası bir bitki siparişi verdin mi?
Bébé, tu as commandé une plante?
Şey biliyorum bu beni ilgilendirmez ama bir karar verdin mi?
Bon, je sais que c'est pas mes affaires, mais vous êtes-vous décidé?
Ne giyeceğine karar verdin mi?
Tu sais en quoi tu vas te déguiser?
- Verdin mi?
Tu lui as donné?
Sana dokunmasına izin verdin mi?
Tu l'as laissé te toucher?
Düğün davetiyesini verdin mi? Doğru ya.
Tu as donné à Rafael le faire-part de mariage?
- Ona dolap anahtarı verdin mi?
- Vous lui avez donné une clé?
Dan'e hiç önem verdin mi?
T'es-tu déja soucié de Dan?
Kararını verdin mi?
As-tu décidé?
Çıkardığını "geri" verdin mi?
Est-ce qu'il s'en ai "apporté" pour lui?
Ailene haber verdin mi?
Tu l'as dit à tes parents?
Vod'a F mi verdin?
Tu as mis un F à Vod? !
Ryan diye bir adamla işi astı, sen de izin mi verdin?
Elle fait l'école buissonnière avec ce Ryan et tu n'as rien dis?
Onları arayıp haber verdin ve bir ziyaret mi ayarladın?
T'as appelé chez toi et arrangé une visite?
Ona sen mi verdin?
Le lui avez-vous donné?
Cüzdanını aşırdığımda buna izin mi verdin?
Quand j'ai fauché ton portefeuille, tu m'a laissé?
Ne yaptın, cüzdanını yüreğindeki iyilik severlik yüzünden mi verdin?
T'as fait quoi? Tu lui as donné ton portefeuille par bonté?
Geri verdin mi? Hayır. Hayır mı?
Tu lui as rendu? j'ai fui la sécurité.
Bu yüzden mi kalmaya karar verdin?
Tu as donc décidé de devenir une sangsue?
Polise mi verdin?
Au commissariat?
- Hoparlöre mi verdin?
- Je suis sur haut-parleur?
Geri zekalının sakatı alıp kaçmasına izin mi verdin?
Vous avez permis une évasion stupide avec un estropié.
Sonunda ona çıkma teklif etmeye karar verdin, değil mi?
Tu lui as enfin donné rendez-vous! Oui. Non...
- Arabaya binmesine izin mi verdin? - Gecenin bir yarısında?
T'as laissé ma fille toute seule?
- Savun veya saklan, iki seçenek mi verdin?
Donc 2 options : se défendre ou se cacher.
Polislere haber mi verdin?
Tu te tournes les pouces?
Ona adresini mi verdin?
- Tu lui as filé ton adresse?
Birinin seni takip etmesine izin mi verdin?
Tu as laissé quelqu'un que vous suivez?
- Hiçbir şey koymadım. - Zehir mi verdin?
- Lui avez-vous donné du poison?
Bu fikri sen mi verdin?
T'y as pensé?
Bire kadar saymasına izin mi verdin?
Tu l'as laissé décompté jusqu'à 1? Sérieusement?
O gün hepimizi devirebilirdin ama yapmadın, öyle değil mi? Ama sen öylece oturdun. Seni mahvetmemize izin verdin.
T'aurais pu tous nous tuer la dernière fois,... Pourquoi t'es resté assis sans rien faire?
Ne dedin? Julie'ye sen izin verdin, değil mi?
Que se passe-t-il?
Oraya yalnız gitmesine izin mi verdin?
Tu vas la laisser aller seule là-dedans?
Bileziği Brook'a sen mi verdin?
As-tu donné à Brook ce bracelet?
Sevgilime ectasy mi verdin?
t'as donné l'extasie à ma copine?
Hayır. Sevgilime ectasy mi verdin dedim.
J'ai vu, t'as donné de l'extasie à ma copine.
Aman tanrım ot içmesine izin mi verdin?
- Elle a fumé? - Je ne peux pas la surveiller.
Küçük kızımızın orada oynamasına izin mi verdin?
Et toi, tu laisses notre petite fille jouer là?
Clark Weilman'a karısını zehirlemesi için o hapları sen verdin, değil mi?
Vous avez donné à Clark Weilman ces pilules pour qu'il puisse empoisonner sa femme, n'est-ce pas?
Tanrım, ne oldu? Birden artık beni sevmediğine mi karar verdin? Bu mudur?
T'as décidé que tu m'aimais plus, hein?