Yaparım tradutor Francês
24,846 parallel translation
Yemin ediyorum, eğer senin için yalan söylememi istersen, yaparım bunu.
Si tu veux que je mente pour toi, je le ferai.
Beni zorlarsan, daha kötüsünü de yaparım.
Je peux faire bien pire si vous m'y forcez.
Ben yaparım.
Je le ferai.
Yeterince yaklaşmamı sağlarsan yaparım.
Si tu m'amènes près de lui, je le ferai.
Eğer yapılmasını istediğiniz bir şey varsa yaparım.
Si vous avez besoin de quelque chose, je le ferai.
Yapabildiğimde yaparım.
Je le ferai dès que possible.
Bir yıl onunla çalışırım, beş yıl yaratıcı yönetmenlik yaparım, sonra da gelsin Katy'ler.
Je travaille un an avec elle, cinq ans comme directrice créative et bonjour, Katy.
- O hayatta olduğu sürece iş birliği yaparım.
Tant qu'elle est en vie, je serais coopératif.
Ben yaparım.
Je vais le faire.
Elimden geleni yaparım.
Je ferai de mon mieux.
Gergin olduğumda popüler kültüre gönderme yaparım.
Désolé. Quand je suis nerveux, je fais des références de films.
Ona de ki söylediğimi yaparım.
Je veux que vous lui disiez... Que je suis un homme qui tient ses promesses.
Ve burada bir flaş haber varsa sadece Tom Tucker ile röportaj yaparım.
S'il y a une interview à faire, je ne la donnerai qu'à Tom Tucker.
- Evet. Seni seviyorum Padma ve seninle olmak için her şeyi yaparım.
Je t'aime, Padma, et je ferais n'importe quoi pour être avec toi.
Çayı ben yaparım, git sen.
Je m'en occuper, va!
Bekarım, istediğimi yaparım.
Libre et sans attache.
Canım ne halt etmek isterse onu yaparım.
Je peux faire tout ce qui me plaît.
Ben yaparım.
Je veux bien.
İmzala yoksa yapılması gerekeni yaparım.
Identifiez-vous, ou je ferai ce qu'il faut faire.
O adam sen olursan istediğiniz iyiliği yaparım.
Si cet homme, c'est toi, tu auras ta faveur.
Onun için her şeyi yaparım.
Je ferais n'importe quoi pour elle.
Elimden geleni yaparım.
Je verrais ce que je peux faire.
Onun için her şeyi yaparım. Sizler ailemsiniz.
Vous êtes ma famille.
Doğrusunu yaparım.
Rectifier le tir.
O benim için, ben de onun için her şeyi yaparım.
Il ferait n'importe quoi pour moi. Je ferais n'importe quoi pour lui.
Ne istersen yaparım.
Tout ce que tu veux.
- Kendi büyümü kendim yaparım Jace.
Je peux pas me décharmériser, Jace.
Ana'nın sabahki bok püsürünü yaparım, Princess Carolyn'in akşamki bok püsürüne yine vaktim kalır.
Je peux faire les trucs à la con qu'Ana a planifiés pour moi le matin, en ayant le temps pour le truc à la con de Princesse Carolyn le soir.
Seni kurtarmak için her şeyi yaparım.
Je ferais tout pour te ramener.
Ne yaparım ben orada?
On va faire la fête!
Bana bir iyilik yapar mısın?
Rendez-moi un service, vous voulez bien?
O da senin için aynısını yapar mı?
En ferait-il de même pour vous?
Bir anlığına da olsa bir canavar gibi değil de bir kuzu gibi hissedebilseydin yapar mıydın?
et ne plus être la bête féroce, le ferais-tu?
Diğer elemana yaptığım şeyin aynısını Grant Wilson'a veya yolumuzu kesecek kadar aptal olan herhangi birine yaparız.
Ce que j'ai fait subir à l'autre mec, on fait la même chose à ce Grant Wilson et à tous ceux qui seront assez stupides pour nous barrer la route.
Beni bu dünya üzerindeki en mutlu adam yapar mısın?
Ferais-tu de moi.. l'homme le plus heureux de la Terre?
Damian Darhk gelip, yayını bırakmanı ve Star City için olan planlarını yapmasına izin vermeni istese yapar mıydın?
Si Damien Darhk était venu te voir et t'avais dit de poser ton arc, de le laisser finir son plan pour Star City, tu l'aurais fait?
Bunu yapar mısın?
Oui.
Bizim için bunu yapar mısın Brian?
Tu ferais ça pour nous, Brian?
Victoria, insan buralarda eğlenmek için neler yapar? Burası New York Şehri adamım.
Alors, Victoria, qu'est-ce qu'il y a de fun à faire alentour?
- Umarım bunu hep yaparız.
- Les nôtres, je l'espère bien.
- Bana bir iyilik yapar mısın?
- Tu me rendrais un service?
- Bunu yapar mısın?
Tu ferais ça?
- Tabii canım, Rhys hep böyle yapar.
Bien sûr, c'est le genre de Rhys,
- Bunu yapar mısınız? - Sophie'nin arkadaşı için mi?
Pour une amie de Sophie?
Bunu herkes için yapar mısın yani?
Tu ferais la même chose pour n'importe qui?
Röportajlar yüzünden kafana sıkmakla ilgili - daha az espri yapar mısın?
Évite de dire que la promo te donne envie de te tirer une balle.
Kendime sorup duruyorum, annesi içeri girmemiş olsaydı, yapar mıydım?
Je n'arrête pas de me demander... Si sa mère n'était pas entrée, est-ce que je l'aurais fait?
Bana bir kahve yapar mısınız, Kardinal?
Vous m'en faites un, mon Eminence?
Yapar mıydın?
Tu ferais cela?
Kutsal Babanız'a şantaj yapar mıydınız?
Seriez vous prêt à faire chanter le Saint père?
Yok ya... Sen sürekli meşgulsün ne yaparım ben orada...
Non, t'es toujours occupé.