Yapma ya tradutor Francês
1,142 parallel translation
Hocam, lütfen yapma ya!
Non, l'arbitre! S'il te plaît, non!
Yapma ya!
Allons bon!
Yapma ya!
Par l'enfer!
Yapma ya!
Oh, allez!
- O zaman Phoebe'den uzak dur. - Yapma ya.
A ta place, j'éviterais Phoebe.
Yapma ya.
Oh, non.
- Yapma ya, Kev? - Bu doğru.
Sans blague?
- Yapma ya!
- C'est ça!
- Yapma ya!
- Fous le camp!
Yapma ya.
C'est pas vrai!
Oh, yapma ya, bekle biraz.
Attends.
- Yapma ya.
- Non!
- Burnun bende. - Yapma ya?
- J'ai attrapé ton nez.
- Yapma ya! - Vallahi!
- Vrai de vrai.
Yapma ya, makyajımı yeni bitirdiler.
Je viens de me faire maquiller.
Yapma ya.
Oh non.
Yapma ya, bunu konuştuk seninle.
On en a déjà parlé.
Michael, lütfen aptalca bir şey yapma ya da uzaylıca!
Ne fais pas l'idiot! Ni l'extraterrestre!
Yapma ya!
Oh non...
Yapma ya.
Machin bidule chouette...
Yapma ya.
Pas moyen.
Yapma ya gitmem lazım.
Zut, je dois filer.
Yapma ya.
Dis donc!
Yapma ya?
Ah bon?
Grubunuzda birilerinin seks yapma ya da birbirini dövme olasılığını düşüreceğimi düşündüm.
J'ai pensé que je pourrais faire diminuer les chances de quelqu'un d'autre d'entrer soit dans ton groupe pour le sexe soit même de la bagarre à mort.
- Yapma ya, Mal.
- Merde, Mal.
Hamdi Abi yapma, ayıp oluyor ya!
Hamdi, tu deviens vexant.
- Yapma ya hocam. Vay be!
- C'est vrai?
Bunu yapma! Ya zihin temizleme ya ölüm.
C'est l'asservissement du cerveau ou la mort.
Yapma ya.
Sans blague.
Hani şu farklı şeyler yapma olayım var ya.
J'ai changé de vie.
Yapma! Tatlıya kadar vakit öldürüyoruz sadece.
On fait passer le temps jusqu'au dessert.
Yapma adam rüşvet almıyorsa ya uyuşturucunun kaymağını yiyordur ya da gizli p.. evenklik yapıyordur.
Arrêtez, le type se sucre pas, pique pas de la dope et joue pas au mac.
Şey, anlıyorsun ya, şey yapma fırsatımız olmadı... Çocuklarla birlikte şu karavanın içindeyiz...
Tu vois, on a pas eu la possibilité avec les gosses dans la caravane...
Bak, ya bu iyiliği yap, ya da yapma.
Tu me rends service ou non?
Ya dünyanın en büyük kitap aracını yapma sözüm?
Et ma promesse de faire construire le plus grand bibliobus?
Yapma ya.
Sans déconner.
"Ya bu kodları yayınlama işinde ve ve geliştirme işini dışardan insanlarla çalışarak yapma işinde bir pislik olabilir"
Peut-être y a-t-il quelque chose dans cette idée d'ouvrir le code source et de faire du développement avec des gens extérieurs à l'entreprise "
Ejderhalara ya da Sabra'ya doğru gitmeye çalışırsan şansımı sensiz denerim. Tekrar kullanmamı gerektirecek bir şey yapma.
- Ne me forcez pas à la réutiliser.
Eski bir söz vardır ya ; " Bir insanın bir işi yapma tarzıyla...
Ça me rappelle un dicton. "Qui fait une chose d'une façon... "... fait tout de la même façon. "
- ya da başka bir şey yapma, yoksa yaptın mı?
Tu ne l'as pas embrassé?
- İçerisi dayanılmaz bir yer ya. - Yapma.
Bon Dieu, c'est vraiment dur.
Hükümetiniz var, belediye başkanınız var. Yapma ya.
Dis-moi qu'ils ne sont pas à toi!
Babamın bana yaptığını sana yaptım. Sen Angelo'ya yapma.
Tu ne veux pas faire à Angelo ce que je t'ai fait, ce que mon père m'a fait.
Dr Chu'ya olanlar ve seri cinayetlerin yarattığı kargaşa yüzünden olayların daha da kötü bir hal almasını önlemek için bir şeyler yapma gereği hissetmiş olabilirler.
En voyant ce qui est arrivé au Dr Chu... Et avec la rumeur qui courrait au sujet de ces meurtres, ils ont estimé qu'il était nécessaire de mettre fin à tout cela avant que les choses ne s'aggravent.
Olarak biliniyordu... Ya sen, İdrar yapma sorunun var mı?
Alors, des difficultés à uriner?
Ya da utanıyordur. Yapma, neden?
Pourquoi?
Peki ya Wesley bizi seçim yapma durumunda bırakırsa?
Que fait-on si Wesley nous force à choisir?
- Şaka yapma. Ya sen hangi dergidesin Frank?
Et toi, quel genre de magazine tu aimes?
- Kısa, Manevra yapma, hızlanma ya da kendimizi savunma yeteneğimiz gibi.
- Est court, comme l'est notre capacité de manoeuvre, d'accélération, ou d'autodéfense!
- Yapma ya!
- Ça va faire la une!