Yaralandı mı tradutor Francês
1,547 parallel translation
Yedi yaşındayken, hayvanat bahçesine gitmiştik. Fillerin olduğu yere bir bebeğin düşüşünü gördüm. - Ve yaralandı mı?
Quand j'avais 7 ans, au zoo, j'ai vu une petite fille tomber dans l'enclos.
- Başka kimse yaralandı mı?
- Il y a d'autres blessés?
Elinde birkaç rehine olduğunu biliyorum Barry. Ama benim öğrenmek istediğim kimse yaralandı mı?
Eh bien, Barry, je sais que vous avez un certain nombre d'otages avec vous, mais ce que je voudrais savoir, c'est
Yaralandı mı?
Il est blessé?
Odette kimse yaralandı mı?
- Des blessés, Odette?
Yaralandın mı?
Ça va? T'as pas mal?
Yaralandınız mı?
Personne n'est blessé?
Değnekle yürüyorum. Vietnam Savaşı sırasında yaralandım.
J'ai des béquilles car j'ai été blessé pendant la guerre du Vietnam.
- Yaralandın mı?
- Tu t'es fait mal?
Jong-soo'yla dövüşürken başından mı yaralandın?
Tu as pris un coup sur la tête pendant la baston avec Jong-soo?
Bezden tünelde aşağı kayarken yaralandım.
Je me suis fait mal en tombant.
- Yaralandı mı?
- Il a été blessé?
Yaralandın mı?
Tu es blessée?
Yaralandınız mı?
Vous êtes blessé?
Bir polis yaralandı. - Savcılığı arayıp bir bakarım.
Je vais appeler la DEA et voir ce que je peux faire.
Hewitt yaralandı. Çatıya tıbbi yardım gerekiyor.
Hewitt est blessé, j'ai besoin d'un médecin sur le toit de son loft.
Yaralandım, ama tükenmedim. Hala savaşabilirim.
J'ai été blessé, mais je peux encore me battre.
- Yaralandın mı?
- T'es blessée?
Deneme yaparken yaralandığımı Horatio'ya söylediğine inanamıyorum!
Tu as dit à Horatio que je m'étais fait mal.
Dinleyin, gidip ailenizi bulup benim burada olduğumu söylemeniz çok önemli. Çok kötü yaralandım. Yardıma ihtiyacım var.
Va chercher tes parents, c'est très important, dis-leur que je suis ici, que je suis blessé et que j'ai besoin d'aide.
Dün doktorlarımızdan biri yaralandı.
Un de nos médecins a été blessé, hier.
- Biri yaralandı, 5. rıhtım.
- On a un blessé, sur le quai cinq!
Yaralandın mı?
Tu souffres? Non!
Yaralandın mı?
Tu es blessé?
Kavgada yaralandınız mı?
Vous êtes blessé?
Dr. Fulcher'ın ateistliğe kabul töreninde yaralandığını duydum.
On m'a dit que le Dr. Fulcher fût blessé lors d'une cérémonie d'initiation?
Cidden yaralandım galiba.
Je crois que je suis réellement blessé.
Adamımız yaralandı ambulansa ihtiyacım var.
Un agent a été touché. Envoyez vite une ambulance. Vous me recevez?
Adamımız yaralandı!
Un agent a été touché!
Adamımız yaralandı!
J'ai un homme à terre!
Ben yaralandım, Peter.
Peter. Peu de temps.
- Siz Power Ranger'lar iyi misiniz? - Ben yaralandım.
Ça va, les Power Rangers?
Yaralandın mı?
Tu es blessée.
Birkaç ay sonra Somme'da yaralandım.
- Quelques mois plus tard, j'ai été blessé dans la somme.
Sophie, yaralandın mı?
Sophie, tu n'es pas blessée?
Yaralandın mı?
Tu as mal?
Yaralandın mı?
Que faites vous?
İşte yaralandım.
Je me suis blessé au boulot.
Şoktayım ve incindim ve yaralandım.
Je suis choqué, offensé et blessé.
Nisan sonlarında askeri devriye sırasında Bağdat'ta yaralandım.
J'ai été blessé fin avril en patrouille à Bagdad.
Kaçırıldığımda bacağım kanıyordu ama yaralandığımı falan hatırlamıyorum.
Quand je suis rentrée, je saignais mais j'avais tout oublié.
Savaşta yaralandım ve bununla ilgili konuşmak istemiyorum.
Une blessure de guerre. Je n'aime pas en parler.
- Savaşta yaralandım.
Blessure de guerre.
Bütün dünya sizinle birlikte yaralandı çocuklarım.
Tous les maux de la terre vous affligent mes enfants.
Bayan, yaralandınız mı?
Madame, êtes-vous blessée?
- Yaralandım.
- Pas pour moi.
Dizim yaralandı.
Je m'écorche le genou.
Peder Gregg'den senin başının yaralandığını duydum.
Le père Gregg m'a parlé de votre blessure.
Berlin'den 2 hafta önce, Yaralandım. Ayaklarım tutmuyordu.
Une blessure au genou 2 semaines avant Berlin :
~ Yaralandım ~
... les battements de mon coeur!
Yaralandın mı?
Vous avez mal?