English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zamanlayıcı

Zamanlayıcı tradutor Francês

371 parallel translation
arabacın berbat bir zamanlayıcı.
Votre cocher est diablement rapide.
Burada zamanlayıcı ve ateşleme mekanizması bulunuyor.
Là, vous avez le mécanisme d'horlogerie et de mise à feu!
Zamanlayıcı.
Minuteur.
Tamam. Zamanlayıcıyı hazırla. Ateşleyiciyi getir.
Prends le détonateur, je m'occupe de la poudre.
Ya da bir zamanlayıcıyla.
Ou un mécanisme.
Zamanlayıcıya varmadan önce bunların hepsinin devre dışı bırakılması gerek.
Tous à mettre hors jeu avant d'atteindre le minuteur.
Zamanlayıcı devre bunun altında olmalı.
Le minuteur devrait être par là.
Sen teli çektikten sonra,... onu zamanlayıcıya bağlayacağız, ayarlayacağız, sonra da patlayacak.
Après avoir déroulé les fils, On le divise et on le relie à la minuterie, on règle, et ça explose.
Eğer patlayıcının zamanlayıcısını kurma şansına sahip olsalardı.
S'ils ont eu le temps d'activer le minuteur de l'explosif.
"Ana yok etme zamanlayıcısı, ATAC muhafazasının sağındaki kolun altında. Buna, anti-kullanım şarj cihazı ile döngü-çalıştırmalı devre eşlik ediyor."
"Minuteur de destruction principal sous le levier droit du boîtier d'ATAC dédoublé par le circuit en boucle du chargeur anti-manipulation."
Yok etme zamanlayıcısı bir dakikaya ayarlı.
Le minuteur est réglé à une minute.
- Ben, zamanlayıcı ayarı ile.
- Moi, avec le retardateur.
Otomatik zamanlayıcı ile çekti, beni hep götürdüğü o kirli küçük restoranda.
Au retardateur, devant ce petit resto tout moche où il adorait me traîner.
Bana bir zamanlayıcı gerekiyordu.
Il me fallait juste un système de minuterie.
Zamanlayıcı yapmak hiç de fena bir fikir değil.
Ce n'est pas une mauvaise idée, pour une minuterie.
Elbette, bombalar için zamanlayıcılar üzerine uzmanlaşmış.
Je pense bien! Un spécialiste en minuteries de bombes.
Ben bir zamanlayıcı için bakan kişiyim.
- Non. Je suis la personne qui cherche une minuterie.
- Makinenin zamanlayıcısı var değil mi?
Cet appareil a un retardateur?
Tek yapmam gereken zamanlayıcıyı ayarlamak.
Il ne me reste qu'à régler le minuteur.
Zamanlayıcı böylece devreye girecek.
Ensuite, le compteur tourne.
Sonra ise yakıt sistemini bir zamanlayıcı ile bozmak kalıyordu.
Puis il a juste eu à bidouiller le système du carburant.
Masadaki zamanlayıcıya bir bak.
Regardez bien le minuteur sur la table.
- Zamanlayıcı kaç saate ayarlı?
- Temps de la minuterie? - Trois heures.
- Zamanlayıcılarla berbatsın dostum.
- T'es nul avec les minuteurs. - Allez.
Eğer otomatik zamanlayıcı düşündüğüm gibi programlandıysa, yaklaşık 2 dakika içinde, New Jersey adındaki bir yere doğru gideceğiz.
Si le programmateur est bien réglé, dans deux minutes, nous devrions partir pour le New Jersey.
Herşey burada, gizli anahtarım kayıp ve jakuzi zamanlayıcıda.
Tout est là sauf la clé, et le jacuzzi est branché.
Üzerinde bir zamanlayıcı var. Tam olarak öğlen 3'te patlaması için.
L'explosion est réglée pour 15h.
Terazinin üzerine koyduğunuzda zamanlayıcı duracaktır.
La minuterie s'arrêtera.
Zamanlayıcıları altı yerine üç dakikaya ayarlayan sendin.
Mais toi, en réglant les minuteurs sur 3 minutes au lieu de 6.
Zamanlayıcıyı altı dakikaya ayarladım - bana verdiğin altı dakika gibi.
J'ai réglé les minuteurs sur 6 minutes. Comme toi.
O halde seni dışarı çıkarmalıyız. Bomba bir zamanlayıcıya bağlı. - Peki, nerede?
Alors il faut qu'on te sorte de là, la bombe a un minuteur.
Gözünü zamanlayıcıdan ayırma, tamam mı?
Gardez un œil sur le décompte, d'accord?
İkinci cihaz bir zamanlayıcının üstünde.
La deuxième bombe possède une minuterie.
Siz bu mesajı aldıktan kısa bir süre sonra, zamanlayıcı aktif olacak.
Quand vous aurez reçu ce message, cette minuterie sera activée.
Eğer dediğim gibi yaptıysanız, zamanlayıcıyı durduracağım.
Si vous avez satisfait mes exigences, j'arrêterai le compte à rebours.
Bu mikro patlayıcının kendi zamanlayıcısı var..... ayarlandıktan sonra 30 saniye içinde patlar.
Ce micro-détonateur a une minuterie incroporée... qui le fera exploser 30 secondes après le déclanchement.
Tamam. Zamanlayıcıda yörüngeler birleşiyor gibi görülüyor.
Attendez, on dirait que les appareils ont des trajectoires convergentes.
- Bir tür zamanlayıcı olmalı.
Un déclencheur.
Dr. Frasier diyor ki kızın içindeki nesne bir çeşit zamanlayıcı.
Le docteur Fraiser dit que l'engin dans la fïllette a un compteur.
Zamanlayıcıyı kuruyorum. 24 saat içinde devreden çıkartmazsak otomatik olarak patlayacak.
C'est pour ça que je mets un minuteur. Si on ne le désactive dans 24 heures, tout explosera.
Zamanlayıcı bittiğinde... Sen yada sen, rostoyu fırından çıkarsanız iyi olur yoksa sonuçlarına katlanırsınız.
Quand ça sonne, sortez le rôti du four, sinon vous le regretterez amèrement!
Zamanlayıcıya bağlı.
une minuterie déclenche l'impulsion.
Kameraları, gözlemcileri, kilitleri zamanlayıcıları, kasaları var.
Caméras, surveillants, serrures! Ils ont des minuteurs, des chambres fortes!
İki zamanlayıcı mı var, bir mi?
- Il y a un ou deux minuteurs?
Bu, zamanlayıcının bir parçası.
Ça vient d'une minuterie.
- Zamanlayıcı içinde.
- La minuterie est intacte.
Bir adet kibrit kutusundan zamanlayıcı cihaz.
- Une boite d'alumette comme minuteur
- Zamanlayıcıya mı benziyorum?
- J'ai l'air d'un minuteur?
Bu zamanlayıcı.
Voici la minuterie.
Zamanlayıcıyı ayarladım.
Je mets le minuteur.
Uh! Elektrostatik tetikleyiciler. Aralıklı zamanlayıcı.
Commutateur eIectrostatique, minuterie discontinue.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]