English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Z ] / Zavallı ben

Zavallı ben tradutor Francês

560 parallel translation
"Ah evet, bilge adam. Zavallı ben Trina'nın süpürgesine binip gecenin içinde havalanarak Brocken'a gittim."
"Oh oui, hommes instruits, j'ai volé dans les airs la nuit sur le balai de Trina."
Ben zavallı Ben Gunn'ım.
Je suis le pauvre Ben Gunn.
Zavallı ben. Kimse bana yardım etmek istemiyor.
C'est un métier comme un autre.
Zavallı Ben birçok kez çocuklarından söz etmişti.
Le pauvre Ben m'a souvent parlé de ces petits.
Zavallı ben, sadece genç bayanlara yönelik Longstreet Okulu'nu ancak tamamlayabildim.
Savez-vous que ma petite personne... a à peine réussi... au collège des jeunes filles de Melle Longstreet.
Ben zavallı ve sefil bir günahkarım. Hayatın ve Ölümün tanrısına yalvarıyorum!
"Je suis un pauvre, misérable pécheur, je te prie, Seigneur de la vie et la mort!"
Aldanıyorsun, gidemezsin! Ben burada, günden güne köle gibi çalışayım, yıkama yapıp,.. .. zavallı parmaklarım acıyana dek ütü yapayım.
Moi, je me tue à la tâche dans cette maison.
Zavallı şeyin bütün hayatı allak bullak ama hayatını rayına koymak için ben geldim.
La pauvre a eu une vie toute embrouillée, mais je suis venue tout exprès pour tout débrouiller pour elle.
Ben, zavallı köylü, bilimde başarılı oldum.
Moi, pauvre paysan, ai conquis le monde de la science.
Ben sadece kürek esiri Jean Valjean'ı görüyorum Tanrı, hatasından dolayı zavallı müfettişi bağışlasın. Kalk çabuk!
Je ne vois que Jean Valjean, condamné et galérien... le saint, le bon chrétien... qui a pardonné au pauvre et humble inspecteur qui avait fait une erreur.
Ben güzel bir lahanayım Sense zavallı bir balık
Moi, beau chou Toi, pauvre poisson
Sen zavallı bir ineksin, ben de zavallı bir asker.
Hein! T'es une pauvre vache et puis moi, un pauvre soldat, quoi!
Ben korumasız insanları savunan zavallı bir kadınım.
Vous serez décorés! Attaquez-vous à des femmes, à des gens sans défense!
Kimse zavallı yaşIı Ben'i ziyaret etmez.
Personne ne rend visite au pauvre vieux Ben.
Zavallı çocuğun annesi yok demek ki bütün hazırlıkların sorumluluğunu ben üstlenmeliyim çeyiz, konuk kabulü ve her şey.
Cette pauvre enfant n'a pas de mère. Je m'occuperai donc de tout. Trousseau, réception et tout.
Bay Iestyn'in zavallı annesinin çayını her zaman ben koyardım.
Je servais toujours pour la pauvre mère de M. Iestyn.
Ben bu zavallı adamın yanında duran şu küçük bayanı gördüm.
Je regardais cette jeune fille, se tenant à côté de ce pauvre jeune homme.
Zavallı, küçük ben mi?
Moi?
Teddy, sen yine kilere insen iyi olur. Sonra... ben ışıkları söndürünce, her yer kararınca... yukarı çıkıp zavallı adamı kanala götürürsün. Hadi bakalım Teddy.
Redescends à la cave et... quand j'éteindrai et qu'il fera sombre... tu monteras et le porteras au Canal.
O şarkıyı, herkes "Zavallı John" un ben olduğumu öğrenene dek söyleyerek.
Elle l'a chantée partout et toute la ville a su que j'étais "Pauvre John".
- Zavallıcık. Ben de burada kafa ütülüyorum.
Et moi qui parle sans arrêt!
Zavallı çocuk, ben yanılmışım.
Désolée, j'ai eu tort. Pardonne-moi!
Buna karşılık ben, zavallı bir insan olan Hamlet, Tanrı'nın da rızasıyla, bütün sevgimi, bütün dostluğumu eksik etmeyeceğim sizden.
Croyez tous à l'amitié du pauvre Hamlet.
Ben olmasam başın beladaydı seni küçük zavallıcık.
Sans moi, c'était foutu, ma pauvre petite.
Ayrıca, eşim ve ben, zavallı Emily'nin eninde sonunda geri döneceğini ve eşyaları geri alabileceğimizi düşündük.
Ma femme et moi pensions qu'Emily reviendrait et nous rendrait le tout.
Ben hala zavallı küçük bir bakireyim.
Je suis une pauvre fille qui est encore pucelle.
Gerçekte ben bu manasız karanlık gölgelerin içindeki zavallı bir soytarıdan başka bir şey değilim.
Je ne suis qu'un pitre dans ce monde d'illusions.
Ben zavallı bir rahibim.
Je ne suis qu'un pauvre prêtre.
- Ben bir şey yapmadım ki! - Bu zavallıcık ne yaptı!
- Papa, je n'ai rien fait.
Ben de bir zamanlar, o aşağıda gördüğünüz zavallılardan biriydim.
J'étais une fois l'un de ces bougres pitoyables que vous voyez en bas.
Ben zavallıların doktoru olmak istiyorum.
Je serai médecin pour les pauvres.
Yoksa ben yokken o zavallı vizonlara başka bir şey mi yaptılar?
C'est bien un vison que je t'avais promis?
Adam dediğinde biraz gurur olmalı... o ise konçertina çalmaktan başka birşey öğrenmedi, zavallı şey... ben de bana şantaj yapmasına izin verdim.
sans fierté... il ne joue presque plus, pauvre gars...
Zavallı minik Claude'um, ben ne günah işledim?
Mon pauvre petit Claude! Qu'est-ce qu'ils t'ont fait?
Ben biliyorum. Herhalde bağırıp, zavallı bir hayvanı boğazlıyordur.
Il doit être occupé... à martyriser une pauvre bête sans défense.
Ben zavallı bir adamım.
Je suis un pauvre homme.
Zavallı koca için ne var? Ben bir şeyler almayacak mıyım?
Qu'en est-il du pauvre mari qui se bat?
Sonra ben de şöyle dedim : "Zavallı bana bu kadar ilgi göstermene müteşekkirim ama bu iyi talihimden dolayı Tanrı beni cezalandıracak."
A ce moment-là, je lui ai dit combien je lui étais reconnaissante des sentiments qu'il avait pour moi.
Yalnızım, zavallı bir öksüzüm ben. Kimse beni sevmiyor ve bana merhamet etmiyor!
Je suis un pauvre orphelin, personne n'a pitié de moi.
Ben zavallı ruhunun olduğu mezara bu küçük şeyi koymak isterdim.
Qu'est-ce que c'est?
Ben bile. Zavallı küçük korkmuş Cecilia Ellius.
Même la pauvre Cecilia Ellius a peur.
Ben sadece zavallı bir dizgiciyim.
Je ne suis qu'un simple typographe.
Ben hiç nezle olmuyorsam. Zavallının biri senede 5 defa nezle oluyor demektir.
Si je n'ai aucun rhume par an, ça veut dire qu'un pauvre bougre en a cinq par an.
Efendim, yemin ederim ben zavallı bir balıkçıyım.
Mon commandant, je vous jure... je ne suis qu'un pauvre pêcheur.
Zavallı babam belki de ölürken ben ne kadar da fenayım.
Quelle mauvaise pensée quand mon pauvre père va mourir.
Ben zavallı bir adamım!
Je suis pauvre.
- Zavallı, ölüm döşeğinde. - Dumbì, ben buradayım.
Je suis là!
Ben okurum. "Baksana kaptan, şu zavallı kızdan bi çiçek alıversene."
"Achetez-moi quelques fleurs, mon prince."
Ben zavallı demedim.
Je n'ai pas dit malheureuses.
Eğer ben ilgilenmeseydim o zavallı kadının, annelerinin hâli nice olurdu?
Et cette pauvre femme, que serait-elle devenue si je ne m'en étais pas occuper?
O zaman ölürüm ben, zavallı kelebek.
Puis je mourrai, pauvre papillon.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]