Çalışma odasında tradutor Francês
251 parallel translation
Çalışma odasında Dawker.
Sauvés, pour le moment!
- Çalışma odasında.
Il est dans son bureau.
- Çalışma odasında değil mi?
- N'est-il pas dans la bibliothèque?
Yukarda çalışma odasında sanki canlıymış gibi.
En haut, dans le petit salon, comme si cette chose était vivante.
- Çalışma odasında hanımefendi.
- Dans son bureau, Madame.
Çalışma odasında hemen halledebiliriz.
Autant le faire tout de suite, dans mon bureau.
Lizzie, Bay Darcy çalışma odasında.
Lizzy, M. Darcy est là.
Çalışma odasında görüşeceğim. - İzninle, Beaky.
Je vais le prendre dans le bureau.
Hayır. Çalışma odasında aradım ama orada yoktu. Burada olabilir.
Non, elle est peut-être par ici.
Çalışma odasında ateş yanıyor.
Il y a un feu dans l'étude.
Sanırım çalışma odasında bir iş görüşmesi var, Madam.
Je crois qu'il a une réunion dans son bureau.
Dr. Anderson beni çalışma odasında bekliyor.
Le docteur Anderson m'attend dans mon bureau.
Hayır efendim, çalışma odasında bazı iş ortaklarıyla beraber.
Il dort? - Non, il est en réunion.
Helen, Blanche'a söyler misin, onunla çalışma odasında konuşmak istiyorum.
Pouvez-vous dire à Blanche de me rejoindre dans le fumoir?
Kendisini işyerinin arkasındaki çalışma odasında bulabilirsin.
Va à la salle de jeux. Il sera dans l'arrière-salle.
Çalışma odasında konuşalım mı?
Voulez-vous entrer dans le bureau
Buyurun. Profesör çalışma odasında.
Le professeur est dans son bureau.
Çağırır mısın? Çalışma odasında.
M. Kameda, pourriez vous l'appeler?
Myra'nın üst kattaki çalışma odasında paslaşırız.
Dans le bureau de Myra, je te ferai signe.
Morbius çalışma odasında. Kapı kapalıyken asla rahatsız edilemez.
Morbius est dans son bureau, monsieur... il ne doit jamais etre derange quand la porte est fermee.
Mitch Wayne oradaydı ağabeyimle çalışma odasında.
Mitch Wayne était là... dans l'étude avec mon frère.
Babamı gördüm. Çalışma odasında bir ışık vardı ve babam oradaydı.
J'ai vu papa, il était dans son bureau avec la lumière allumée.
- Bay Vogler yarın sabah Bay Egerman'ın çalışma odasında özel bir gösteri yapacak.
Monsieur Vogler fera une démonstration en privé demain matin dans le salon de M. Egerman.
Çalışma odasında kağıdını imzalarım.
Sois tranquille pour tes paperasses! Je signerai.
Çalışma odasında bir yerde, küçük bir kasa var.
Dans le bureau se trouve un joli petit coffre-fort.
Burada, çalışma odasında.
Il est ici, dans ce bureau.
Çalışma odasında.
Il est dans le bureau.
Çalışma odasında.
Le bureau.
- Sizi yukarıda çalışma odasında bekliyor.
- Il vous attend à l'étage, dans le bureau.
Çalışma odasında.
Elle est dans la salle d'étude.
Eve geldiğimde babamı çalışma odasında oturmuş yüzünde bir gülümsemeyle bu garip lisanı konuşurken bulmaya başladım.
Souvent, je rentrais à la maison et trouvais mon père assis dans son bureau, extrêmement serein, en train de parler cette langue bizarre.
- Şey, çalışma odasında. - İyi.
Où est Sinclair?
Gömme dolapta mı? Çalışma odasında mı?
La penderie ou le secrétaire?
Onun yatağında değil de çalışma odasında.
Pas dans son lit, Mais dans son bureau.
Çalışma odasında.
Il est dans son bureau.
Çalışma odasında olmalı.
Il doit être dans son cabinet.
Onun yerine çalışma odasında geçirirsin.
Tu iras en permanence à la place.
- Hayır, çalışma odasında, çalışıyor.
- Non, il travaille dans son bureau. - Oh, oui.
- Çalışma odasında yemek istiyorum.
- Je le prendrai au bureau.
Bunları çalışma odasında bulduk.
Celles-ci ont été trouvées chez vous.
Çalışma odasında uzanacağım.
Je coucherai dans le bureau.
- Çalışma odasında seni bekliyorlar.
- Ils vous attendent.
"Crane'lerin evinde Julian Crane's çalışma odasında geçer."
"chez les Crane, à East Hampton, État de New York!"
Çalışma odasında, değil mi?
Ne te dérange pas.
Arkasında küçük bir çalışma odası var.
Et le cabinet de travail, à côté.
Çalışma odasında bekleyin.
Pas maintenant.
Kocam yukarıda çalışma odasında değil.
Mon mari n'est pas dans son bureau.
Niye çalışma odasına gitmiyor ve bu konu hakkında konuşmuyorsunuz?
- Allez discuter dans le bureau.
- İmparator nerede? - Çalışma odasında.
- Où est l'empereur?
Babamın çalışma odasında ne yapıyorsun?
Que fais-tu dans le bureau de mon père?
Aslında, o zamandan beri çalışma odasına girmeye cesaret edemedim...
A dire vrai, je n'ai pas eu le courage d'entrer dans son bureau depuis...
odasında 65
odasında değil 16
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
odasında değil 16
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67