Çekici mi tradutor Francês
471 parallel translation
Çekici mi?
Attirant?
- Çok yüksek... - Çok ne? Çekici mi?
- Il est bien trop...
Oldukça çekici mi? İşte şimdi onun gibi konuşmaya başladın.
Vous parlez comme lui!
Kütük çekici mi dedin?
Harnais à tronc, dis-tu?
Çekici mi? Çekici!
De trique?
Beni çekici mi...
Vous me trouvez...
Sen kendini çekici mi zannediyorsun?
Crois-tu que tu es joli?
- Onu çekici mi buldun?
À votre avis, séduisant?
Sence Spicer çekici mi?
Tu penses que Spicer est un bel homme?
Sizce çekici mi değil mi?
Vous la trouvez attirante ou pas?
Sizce Madam çekici mi yoksa değil mi?
Vous trouvez Madame attirante ou pas?
En çekici mi?
Le plus charmant?
Çekici mi?
Séduisant?
Beni çekici mi buluyormuş?
Elle a dit qu'elle me trouvait séduisant?
Beni çekici mi buluyorsun yoksa?
- Vous me trouvez attrayante?
Affedersin. Çekici mi? Evet.
Excuse-moi. "séduisant"?
Ne diyorsun bakalım, sence Maxwell çekici mi?
- Tu trouves Maxwell séduisant?
Çekici mi?
Elle est belle?
Çekici mi?
Séduire?
Hayatım. Çok çekici biri, değil mi?
Il est charmant!
Orman zamanla daha çekici geliyor, değil mi?
On s'attache à la jungle, n'est-ce pas?
Şu Prenses Lvov. Sence çekici değil mi?
C'est la Princesse Lvov, la trouvez-vous attirante?
Çok çekici, değil mi canım.
Ma chérie, il est séduisant, n'est-ce pas?
Sanırım çok çekici bir adam, sizce de öyle değil mi?
Je le trouve tres seduisant, pas vous?
O güzel, çekici, zeki, genç bir kız değil mi Bay Smith?
C'est une belle, charmante, intelligente jeune femme, n'est-ce pas, M. Smith?
- Whit bana çekici olduğunuzu söylemişti. Gerçekten mi?
- Whit m'a dit que vous êtes charmante.
Sanık O'Hara'nın size kur yaptığı doğru değil mi? Sizi çekici bulduğunu söylemedi mi?
L'accusé, M. O'Hara, ne vous a-t-il pas fait des avances... et ne vous a-t-il pas dit qu'il était épris de vous?
Ama çok çekici birisi değil mi?
Mais il est séduisant, n'est-ce pas?
Çekici mi?
Un remorqueur!
Bu gerçek düşüncen mi Billy, yoksa sadece çekici Bayan Chelm'e uzun bir deniz yolculuğunda eşlik etmenin mi peşindesin?
Est-ce votre réel avis, Billy, ou l'opportunité d'un long voyage avec Mme Chelm comme compagne de voyage
Çok çekici, sence de değil mi?
Il est sympathique.
Çekici değil mi?
C'est beau, hein?
Siz güvensiz, şımarık ve erkeklerin çekici bulduğu bir kadınsınız. Ama sizi mi, paranızı mı çekici bulduklarına emin değilsiniz.
Vous êtes une fille gâtée, habituée aux hommages... mais vous ne savez... si vous le devez à vous-même ou à votre argent!
Ne çekici, değil mi?
Mais c'est exquis...
Elbette, onlar küçük ve ilgi çekici şeyler, değil mi?
Evidemment, c'est assez joli.
Ama Emma çekici bir kadın, sence de değil mi?
Emma est très séduisante, n'est-ce pas?
- Çok çekici bir kız, değil mi, Mitch? - Hmm?
- Elle est charmante, n'est-ce pas, Mitch?
Çok, çok çekici davransa, kız gitmez mi sizce?
Ne croyez-vous pas que s'il se montrait très charmant, elle irait? - Eh bien...
Sence bu çekici mi?
Vous trouvez ça charmant?
Sence de bunlar daha çekici değil mi?
Celles-ci sont jolies, n'est-ce pas?
İlgi çekici, değil mi?
C'est charmant, n'est-ce pas?
O çekici küçük mankenlere dönmek için sabırsızlanıyorsun, değil mi?
Pressé de retrouver tes jolis petits modèles?
Bu benzerlikler dikkat çekici ölçüde mi?
Sont-elles très marquantes?
Sen çok çekici olduğun için mi yabancı bir işçiyi evine alıyorsun?
Tu ramènes un travailleur immigré, tellement tu es séduisante.
- Öyle mi? - Öyle. Karısı çok çekici.
Et sa femme encore plus.
İlgini çeker mi bilmiyorum ama seni kimin çekici bulduğunu söyleyeyim mi?
Si ça vous intéresse, savez-vous qui d'autre vous attirez?
Bana halatı ya da çekici denemediğini söyleyecek değilsin, değil mi?
N'essaie pas de me faire croire que tu n'as pas essayé la corde ou la hache.
Yeterince çekici olmadığım için mi?
Je ne suis pas assez belle?
Çok çekici değil mi?
Regarde, elle est jolie.
Kadınlar çekici buluyor diye mi?
Est-ce parce qu'ils plaisent aux femmes?
Beni bir kadın olarak çekici bulduğunuz için mi?
Parce que j'ai la séduction d'une femme?