Çok havalı tradutor Francês
1,454 parallel translation
Bu çok havalıydı.
C'était super cool.
- Yine de havalı işte. - Çok havalı.
- C'est quand même cool.
- Çok havalı ya.
- Elles sont cool!
Çok havalı.
Super cool.
Çok havalıydı.
C'était trop cool.
Çok havalısın.
Tu es tellement géniale.
- Evet, o çok havalı.
- Oui, votre mari est exceptionnel.
Bu çok havalı!
- C'est trop cool!
Gerçekten çok havalı bir şey. Birbirine sahip olmak falan.
Ca semble vraiment cool, chacun son truc.
Filmlerde oynayan bir anneye sahip olmak çok havalı olmalı.
Ça doit être sympa de voir sa mère dans des films.
Çok havalı birisini getirebiliriz, Jack Nicholson gibi.
Quelqu'un de génial, comme Jack Nicholson.
Onlar benim için, "Çok havalısın" diye bağırırlar!
Ça crie pour moi : "T'es génial!"
Maçta çok havalıydın. Teşekkür ederim.
T'étais super cool au match.
"Skeeter çok havalıdır, bense bir budalayım."
"Skeeter est génial, je suis une coincée."
"Skeeter çok havalıdır. Bense bir budalayım?"
"Skeeter est génial, je suis une coincée."
Bush'un başkanlığının oybirliği ile açıklanması aynı zamanda adalet bakanı olan Jenna Bush'un "çok havalı" konuşması ile birlikte, temyiz mahkemesine gidebilecekler için, son yol da kanuni olarak kapanmış oldu.
La présidence Bush fut unanimement déclarée légalement contraignante par la Cour Suprême ainsi que récemment, par le Juge en Chef Jenna Bush qui a ensuite entamé un autre suprême fût de bière.
Bence bu çok havalı.
Guide de manière pour jeune homme.
Çok havalı.
C'est formidable.
- Öyle bir söyledin ki, arkasından çok havalı bir şey gelecek sandım.
- À votre ton, ça avait l'air d'un truc génial.
Biraz önce yaptığın çok havalıydı.
C'est cool, comme geste.
Bu çok havalı.
C'est super cool.
Ve bu gerçekten çok havalı bir şey.
Et c'est vraiment cool.
Ama itfaiyeci olmak çok havalı.
Mais pompier, c'est plus cool.
"Pipo çok havalıdır." diyen hiç kimseyi dinlemeyin. Çünkü size söylüyorum ; değil.
Et n'écoutez pas ceux qui disent que la pipe, c'est cool, car je vous le dis, c'est faux.
Evet, bu çok havalı gibi.
Ça a l'air un peu sophistiqué.
Çok havalı.
Cool.
Çok havalı olurdu değil mi?
Ça serait plutôt cool, hein?
Çok havalı.
Il est cool.
Bu yüzden yapacağım şey aslında çok havalı ve cesurca.
Donc, ce que je vais faire est cool et courageux. Merci, monsieur.
Evet, canın yanar, ama sonra eski Jack Donaghy olmaya geri dönersin. Ki bu çok havalı.
Ça fera mal, mais vous redeviendrez Jack Donaghy, ce qui est plutôt cool.
Ki bu da çok havalı.
C'est aussi plutôt cool.
Korsan gözlü tarafın çok havalı.
{ \ pos ( 192,240 ) } Le côté avec le bandeau déchire.
Ama sonra yeni eleman geliyor çok havalı, Will Smithvari. Bimiknini, kahramanına yardım etmesi hoşuna gitmiyor.
Mais il y a un nouveau, un type sympa, très Will Smith... qui n'apprécierait pas qu'il aide son héros.
Çünkü sen çok havalıydın.
Parce que d'habitude, tu étais tellement cool.
Çok havalı olduğunu düşündüğü için burada kalmış, ama şimdi ikiyüzlü olduğunu düşünüyor.
Elle rôde dans le coin parce qu'elle croyait que vous étiez cool. Mais maintenant elle pense que vous êtes une hypocrite.
Bu çok havalı.
C'est tellement cool.
Çok havalı.
Ils sont super cools.
Erkek atmak yok derken yatağındaki çocuk hariç demek istemiştim. Çok havalı bir annesin.
Pas de garçon dans sa chambre à part celui dans son lit.
Aslında çok havalı bir şey.
C'est plutôt cool.
Çok havalı bir mekân adamım.
Génial, l'endroit.
- Çok havalı, bizde kalsın.
- Elle est tellement cool. Gardons la! - Nous ne pouvons pas la garder.
İnan bana, çok havalılar. Bunun kitap için gerçekten olumlu bir deneyim olacağını... hissediyorum ve kitap için gerçekten iyi olacak.
Faites-moi confiance, ils sont tous très bien, ils pensent que quelque chose de positif pourrait ressortir de ce livre...
Kendini beğenmiş kızımızı, kostüm meselesinin çok havalı olduğuna ikna edebilir misin?
Est-ce que tu pourrais convaincre Miss "je suis trop cool pour vos trucs de nul", que notre idée de costume est géniale?
- Gerçekler mi? Çok havalı. - Ben de yaptırmayı düşünüyordum -
Ce sont des vrais, c'est cool, je n'ai pas de tatouages mais mon frère en a...
Peki Bayan Silver, bowling oynamayı biliyor musunuz yoksa bu tarz şeyler için çok mu havalısınız?
Alors, Mlle Silver, vous savez jouer ou vous savez, vous êtes trop cool pour ce genre de choses?
Jurgis'in seni havalı sanatçı arkadaşlarıyla tanıştırmasını hep çok isterdin. Ve bunu neden yapmadığını merak ederdin.
Tu rêves que Jurgis te présente à ses amis branchés art et tu ne comprends pas sa réticence.
Hadi, sen çok mu havalısın, dostum? Benimle konuşamıyor musun?
T'es trop cool pour me parler, mec?
ve Goldilocks? küçük havalı şey karaçalı dan bahset. o çok sıcak.
Quant à Boucles d'or, c'est une vraie tête de linotte.
O bara girdiğimizde çok daha havalı olacağız değil mi?
Nous entrerons dans ce bar en héros.
Bayan St. James'den çok daha havalı birisi.
Elle est tellement plus cool que Mlle St-James.
Eğer burada olmasaydın, bunlar birden kafamda belirecekti ki öyle olması çok daha havalı.
Tu vois, si t'avais pas été là, c'est moi qui aurais eu cette idée. Ça aurait été plus cool.
havalı 39
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hastayım 35
çok hoşuma gitti 64
çok hoş 795
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok hoşsun 64
çok heyecanlıyım 140
çok hastayım 35
çok hoşuma gitti 64
çok hoş 795
çok hoş görünüyorsun 55
çok hoşuma gidiyor 19
çok hoşuna gidecek 20
çok hoşsunuz 21
çok heyecanlandım 55
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş değil mi 27
çok hızlısın 42
çok heyecan verici 71
çok haklısın 247
çok hasta 99
çok hoşuma gider 34
çok harika 48
çok hoş bir kız 25
çok heyecanlı 80
çok hoş değil mi 27
çok hızlısın 42
çok heyecan verici 71
çok haklısın 247
çok hoş olur 23
çok hoşlar 25
çok hoş biri 33
çok hızlı 94
çok hassas 27
çok heyecanlıydı 27
çok hafif 28
çok haklısınız 85
çok hoştu 69
çok haklı 59
çok hoşlar 25
çok hoş biri 33
çok hızlı 94
çok hassas 27
çok heyecanlıydı 27
çok hafif 28
çok haklısınız 85
çok hoştu 69
çok haklı 59