English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Francês / [ Ş ] / Şanslıydım

Şanslıydım tradutor Francês

674 parallel translation
Önemli bir şey değil. Biraz şanslıydım okadar.
On a eu de la chance, c'est tout.
Şanslıydım, ama rakibim benden de şanslıydı.
Beaucoup de chance, contre un adversaire, qui en avait beaucoup plus, une très bonne partie!
Çözmekte çok şanslıydım.
Beaucoup de chance.
Dün gece ben de oldukça şanslıydım.
J'ai eu de la chance hier soir!
Her zaman şanslıydım.
J'en ai toujours eu.
Şanslıydım.
J'ai eu de la chance.
Oldukça şanslıydım.
J'ai eu de la chance.
İlk seferinde otobüsü kaçırdığım için şanslıydım.
J'ai raté le car et ce fut une chance.
Ben şanslıydım, değil mi, Baba?
J'ai eu de la chance, hein, papa?
Ben şanslıydım.
Moi, j'ai eu de la chance.
Ama benim hiç halim yok. Oradan kaçtığım için şanslıydım.
Je n'en dirai pas plus, mais j'échappai de peu au gibet.
Ancak geçen gece şanslıydım.
L'autre soir, j'ai eu de la chance.
Ben şanslıydım. Savaştan hemen sonra geldim ordudan ayrılır ayrılmaz.
Je suis revenu... aussitôt démobilisé.
Kendimi çıkarabildiğim için şanslıydım.
J'ai juste eu le temps de m'éjecter.
- Bu sefer şanslıydım.
- Là, j'ai eu de la chance.
Son zamanlarda şanslıydım.
Le vieux Barney l'aurait pris.
Sanırım şanslıydım.
Mettons que j'ai eu du pot.
Şanslıydım ki... o bir kılıç değildi.
C'était un sabre de bois. Fort heureusement. Car cela m'a sauvé la vie.
Ben de senin gibiydim Monk, ama ben şanslıydım.
J'aurais pu être comme toi, et j'ai une chance.
Çoğu çocuktan daha şanslıydım. Cömert bir ağabeyim vardı.
J'étais bien traité, mon grand frère était bon.
Evet, ben şanslıydım.
J'ai eu de la chance... sûrement.
Dinle, alabildiğim için şanslıydım.
J'ai eu de la chance de l'avoir.
Zarda şanslıydım, doğru.
J'avais eu pas mal de veine.
Kodesten çıkınca onu bulduğum için şanslıydım.
en sortant du biniou j'ai été bien content de la trouver.
Yeah, Şanslıydım.Burda dışarıda bir içki alırmıydınız?
- J'ai eu de la chance. - Voulez-vous un verre ici?
Canlı olarak aşağı indiğim için şanslıydım.
Une chance que je m'en sois tiré.
Çok şanslıydım.
J'ai eu de la chance.
Çok şanslıydım dedim.
J'ai eu de la chance.
Sanırım oldukça şanslıydım.
J'ai eu beaucoup de chance.
Çok şanslıydım.
J'ai eu beaucoup de chance.
Ray için bile yeterli odam olduğu için şanslıydım.
C'est une chance que j'en ai une pour Ray.
Şanslıydım ki kaçabildim,... yoksa beni öldürürlerdi
C'est ma vivacité qui m'a sauvée.
Bugün şanslıydım.
J'ai eu de la chance!
Küçük yaşlarda beni güzel şeylere yönlendiren bir ailem olduğu için çok şanslıydım.
J'ai eu de la chance avec mes parents. Ils m'ont fait voir les belles choses très tôt.
Sanırım biz bu çocuklardan daha şanslıydık.
On était mieux lotis que ces gamins-là.
Şanslıydım, değil mi?
La chance?
Orada takılıp kalacağımızı sandım ama geçip geldik. - Şanslıydık. Welburn'e bir uçak bulduk.
- J'ai pris l'avion jusqu'à Welburn.
- Şey... - Umarım bu geceden daha şanslıydınız.
J'espère que vous aviez plus de chance, là-bas.
- Sanırım bunu resmî işleme koymayarak şanslıydık.
On a eu de la chance que ça ne soit pas officiel.
Şanslıydım.
J'ai vraiment de la chance.
- Sanırım çok şanslıydık.
On a eu de la chance, au fond.
Doktor bir arkadaşım var. O açıdan şanslıydık.
En fait, le docteur est un ami, donc nous avons eu de la chance.
Ben şanslıydım.
J'ai eu de la chance.
Diğerlerinin aksine kahramanımız çocuğun gerçek babasını zamanında öğrenecek kadar şanslıydı.
Notre héros, contrairement à bien des hommes, eut la chance de découvrir à temps le pére de son enfant.
Fakat şanslıydım.
Mais j'ai eu de la chance.
Seni bulmakla şanslıydım.
J'ai eu de la chance de tomber sur vous.
Sanırım şanslıydık, o kadar.
On a eu de la chance, j'imagine.
- Şanslıydım.
- J'ai eu de la chance!
- Şanslıydım. - Pazarlık nasıl geçti?
Quel est le bilan?
Birkaç futbol takımı omuz atmada şanslıydı.
Il y a des équipes qui savent plaquer.
Bilmiyorum. Sanırım şanslıydım.
Je ne sais pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]