Şimdi olduğu gibi tradutor Francês
217 parallel translation
Seni o zaman sevdim Bill, aynı şimdi olduğu gibi.
Je t'aimais alors, Bill, comme je t'aime maintenant.
Tarzan inan bana ay üç kez safari yaptıktan sonra, üç kez nehirden kocaman ve yuvarlak çıkınca bize bakacak ve ay bizi şimdi olduğu gibi burada bulacak.
Je te le jure. Quand la lune aura fait 3 safaris et qu'elle sortira du fleuve, toute ronde, elle nous trouvera ensemble.
Bob, önemli bir tanık olacak. Şimdi olduğu gibi, senin masumiyetine sağlam şekilde inanıyor olmalı.
Plus il sera persuadé de votre innocence, plus son témoignage sera convaincant.
İlk bölüm konuşmalarla geçer, şimdi olduğu gibi...
- Le 1er chapitre.. .. se passe en conversations, comme maintenant.
Güneşin doğuşunu, saçlarını şimdi olduğu gibi aydınlatışını.
Le soleil qui se lève... qui joue dans tes cheveux.
Sizinle şimdi olduğu gibi yalnız başımıza buluşmayı umuyordum.
J'espérais bien tomber sur vous un jour.
Şimdi olduğu gibi.
Comme maintenant.
Şimdi olduğu gibi bir şeye üzüldüğünde...
Quand tu seras inquiet pour quelque chose, comme maintenant, par exemple- -
Şimdi olduğu gibi, hep seninle birlikte olmayı istedim.
Je voulais seulement être avec toi, comme maintenant.
Ben bazen şimdi olduğu gibi, keşke seninle hiç çalışmasaydı diyorum.
Parfois, comme en ce moment, j'aimerais qu'il ne travaille pas pour vous.
Hakkımızda yanılmıştın, şimdi olduğu gibi.
Tu t'étais trompé sur nous, tu le fais de nouveau à présent.
Kardeşim, ne zaman buraya gelsem, geçen sene ve şimdi olduğu gibi, Ortalığı boş yere karıştırıyorum.
Frère, chaque fois que je viens ici, que ce soit l'an dernier ou cette année, je me retrouve mêlé à de sales affaires.
Şimdi olduğu gibi, dün mahkemedeki gibi.
Maintenant, hier au tribunal.
Aksi halde bizi orada bekliyor olur, tιpkι şimdi olduğu gibi.
Sinon, il nous attendra là, comme il le fait maintenant.
Birkaç küçük sokağı görebiliyorum, şimdi olduğu gibi,... hiçbir yere çıkmıyorlar.
Je vois quelques ruelles... qui ne mènent nulle part.
Sonra, şimdi olduğu gibi, bir bakireyi kurban ederdik.
Et, comme maintenant, nous sacrifions une vierge... qui apportera à nos terres fertilité et abondance.
Ama şimdi olduğu gibi bazen...
Mais par les temps qui courent...
Çünkü büyük ihtimalle ben hala konuşuyorumdur ve sizin duyduğunuz sadece estir. Şimdi olduğu gibi.
parce que très probablement, je serai en train de parler et ça n'était sans doute qu'une pause comme maintenant.
Birbirimize ihtiyacımız var, beyaz adam. Olması gereken de bu. Bütün dünya, şimdi olduğu gibi, bizi kullanıyor.
On a besoin l'un de l'autre et c'est ainsi que ça doit être.
Ateş ettikten kısa bir süre sonra nişan aldığım bölgede, tıpkı şimdi olduğu gibi bir gürültü koptu.
Dès que j'ai eu tiré, il y a eu des bruits venant de la cible, comme maintenant.
Örneğin... Şimdi olduğu gibi.
Par exemple, comme j'ai besoin de toi maintenant.
Tıpkı şimdi olduğu gibi yani. Ve içimi bir anda dayanılmaz bir ateş sardı.
Très légèrement, comme maintenant, et j'étais pris d'une violente fièvre érotique.
Şimdi olduğu gibi arkamıza yaslanıp felsefe tartıştığımız boş zamanlarımızın bedeli.
Ça nous permet, tout à notre aise, de discuter philosophie, comme ce soir.
Aynı şimdi olduğu gibi mi?
Et maintenant tu es quoi?
Onu her gördüğümde yanında güzel bir bayan olur. Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Il avait toujours une belle femme à ses côtés, mais maintenant, je suis encore plus jaloux.
Şimdi olduğu gibi dokuz yıl önce de eve gelmesini bekliyordum.
Lui aussi, j'ai attendu qu'il rentre, il y a neuf ans.
Şimdi herkesin banka muhafazalarının anahtarlarının kopyalarına sahibiz ; tıpkı kasa şifrelerine ve alarm sistemlerinin planlarına olduğu gibi.
Nous détenons des doubles des clés des coffres et de la chambre forte, et les plans du système d'alarme.
Her ikinizden de... en derin sırların ortaya döküleceği... mahşer gününde olduğu gibi cevap verip... yasal olarak evlenmenize engel olacak... bir durum varsa... şimdi itiraf etmenizi istiyorum.
Je vous adjure tous les deux, car vous en répondrez au jour du jugement dernier, quand les secrets de tous les cœurs seront révélés, si vous connaissez un empêchement à votre union légale par le mariage, de le révéler maintenant.
Her şeyi olduğu gibi bırakalım yeter. Çık şimdi.
Laissons les choses où elles en sont.
Şimdi benim hep ona ihtiyacım olduğu gibi onun bana ihtiyacı olduğunu biliyorum.
Je sais qu'il a besoin de moi, comme moi de lui.
# Taze toprağın kokusunu alabiliyordum, çok eskiden olduğu gibi. # Ve gündüz sefası çiçekleri, gerçi şimdi oralarda bu çiçekler yetişmiyor.
Je sentais l'odeur de la terre, comme il y a tant d'années, et celle des volubilis, bien qu'il n'en pousse plus, là-bas.
Şimdi her zaman olduğu gibi oteline dön.
C'est pas un faux témoin. Allez, maintenant, vous allez rentrer à votre hôtel comme si de rien n'était.
Daha önce olduğu gibi şimdi de olacak
Tu ne sortiras pas vivante...
Şimdi olduğu gibi.
Quand le cauchemar est fini?
Ama şimdi aynı Susan'a olduğu gibi bayıldı.
ce qu'il a essayé de faire. Mais maintenant il est évanoui, tout comme l'était Susan.
Şimdi başlıyor iki hafta önce olduğu gibi.
Ca commence exactement comme il y a deux semaines.
Nedense şimdi kızı olduğu gibi kabul etmem sizin için önemli olmaya başladı.
Vous tenez à ce que je commence à l'accepter, à l'aimer.
- Şimdi de önce olduğu gibi anlamı yok.
- Cela ne nous avance en rien.
Şimdi, yazın olduğu gibi.
Ainsi, cet été.
Bu arada Frederick'le ben de geçmişte olduğu gibi... şimdi de işleri idare etmeyi sürdüreceğiz.
D'ici là, Frederick et moi nous la ferons marcher comme nous l'avons toujours fait.
Bombaya şan ve şeref ver onun ulu radyoaktif serpintileri aynen eskiden olduğu gibi, şimdi ve her zaman, sonsuz dünyayı korusun. Amen.
Gloire à la Bombe et au Saint Atome, comme au commencement, maintenant et toujours, pour les siècles des siècles, amen.
Şimdi herşey eskiden olduğu gibi, Jane.
Maintenant, tout est comme avant, Jane.
"Başlangıçta olduğu gibi, şimdi ve daima, dünya ebedidir."
"Maintenant et dans les siècles des siècles."
Başlangıçta olduğu gibi, şimdi ve gelecekte, sonsuz dünya.
Dès maintenant et pour toujours dans les siècles des siècles.
Bana gerçeği anlatın, şimdi, bu emniyetiniz için tek şansınız. Size herşeyi olduğu gibi anlatacağım.
Je pensais que le mieux était de m'enfuir avec le bijou aussi vite que possible, car je pensais qu'à un moment la police aurait l'idée de me fouiller, ou de fouiller ma chambre.
Şimdi, bugün Pazartesi olduğu için ve kalbimden iyilik geldiğinden sanki hiçbir şey olmamış gibi yapacağım ancak rol yapmakta çok kötüyüm.
Mais comme nous sommes lundi, et par pure gentillesse, je vais faire mine que rien ne s'est passé, mais je ne sais pas bien faire mine.
Şimdi ikinizin bir ekip olduğu gibi.
comme vous deux, maintenant.
Şimdi, bende olduğu gibi, eğer bir erkek cinsel organın varsa ve eğer erkeklik organı olan başka biriyle yatıyorsan... Demek ki tamamıyla onun hakkında birinci sınıf bilgiye sahipsin demektir.
Donc, si tu as des organes masculins, comme moi, et que tu couches avec quelqu'un qui a aussi des organes masculins, tu sais de première main comment fonctionne son outil.
Şimdi her şey aynen önceden olduğu gibi olacak.
Maintenant, tout va se dérouler comme avant.
Bart'ın kuşağının sorunu bu. Şimdi senin kuşağının olduğu gibi...
C'est ça qui ne va pas avec la génération de Bart.
Şimdi de olduğu gibi, daha önce de yolculardan istediğimiz şeyler senin atın, altının ya da taşıyorsan mücevherlerin gibi şeyler.
Comme ton cheval, ton or ou tes bijoux.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
şimdi 13440
simdi 145
şimdi ne yapıyorsun 94
şimdi anladım 177
şimdi mi 706
şimdi değil 438
şimdilik 467
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimdi gidiyorum 125
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60
şimdilik 467
şimdi oldu 108
şimdi ne istiyorsun 34
şimdiden 33
şimdi neredesin 37
şimdi gidiyorum 125
şimdi ne yapıyor 40
şimdi dinlen 19
şimdi nereye gidiyorsun 60