English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Alacaksınız

Alacaksınız tradutor Português

1,524 parallel translation
Sırtımdaki gömleği mi alacaksınız?
Que vai fazer, tirar-me a camisa?
Evrakları bu günün sonunda alacaksınız.
Vai receber a nossa papelada no final do dia.
Mülkten canlı yayın alacaksınız, ses ve görüntü.
Terá acesso total ao edifício, via áudio e vídeo.
Parayı siz alacaksınız ben de hiç bir şey alamayacağım yani.
E eles dão-me dinheiro, mas vocês ficam com ele.
- Binbaşım, gerekeni alacaksınız...
- Major, vai ter...
Ama şimdi bir adım ileri çıkın, planımı göstermeden önce... benim duamı alacaksınız.
Mas avancem agora, antes que os nossos planos sejam revelados... e irão com a minha bênção.
Yarın sabah suç mahalline gidecek ve dosyalarınızı alacaksınız. Pazartesi sabahı 08 : 00'da bu şüphelinin profilini istiyorum.
Amanhã de manhã verão o local do crime e receberão os vossos dossiers de apoio. às 8 horas de segunda-feira quero um perfil completo deste suspeito.
Hakettiğinizi alacaksınız
Todos vocês vão ter o que merecem.
Saat 2'de yeni göreviniz hakkında brifing alacaksınız.
Receberá informação sobre a missão na sala de conferências às 2h00.
Haftalık 300 doları yine alacaksınız.
Continuas a receber os 300 por semana.
Ciddiyim. Kurukafalar bu yıl en iyi adayları mı seçecekler... yoksa her zamanki gibi şımarık zengin oğlanları mı alacaksınız?
Este ano os Caveiras vão escolher os melhores candidatos ou optar pelos mesmos meninos ricos e piegas?
Şimdi bu mezara giriş anahtarınızı alacaksınız.
Cada um receberá a sua chave para esta tumba.
Ayrıca bir kural kitabı da alacaksınız.
Receberão também um livro de regras.
Biletlerinizi havalimanından alacaksınız.
Receberás os teus bilhetes no aeroporto.
Onları alacaksınız?
Vais mantê-los?
- Onları alacaksınız.
Aqui está, meus caros.
- Onu gözetime geri mi alacaksınız?
- Quer pô-lo outra vez numa cela?
Siz de Bayan Petrie yeni bir övgü alacaksınız.
E a senhora, Sra. Petrie, vai receber mais uma pena no seu boné.
Ayakkabılarımı geri istiyorum. Alacaksınız.
Devolves-nos os ténis?
Taşınma günü onaylanır onaylanmaz, gerekli dokümanları alacaksınız.
Logo que tenhamos a confirmação da data de mudança, vais receber a documentação necessária.
Ve onu alacaksınız efendim.
E é isso que o senhor vai ter.
Yakında istediğinizi alacaksınız Kralım.
Terás o que desejas em breve, meu rei.
İlacınızı her gece alacaksınız böylece sonsuza kadar genç ve benim kalacaksınız.
Tomareis o vosso remédio todas as noites... para vos manterdes jovem e minha para sempre.
Bugün, hepiniz 1000'er dolar alacaksınız.
Metade de seis a dividir por três, mil dólares para cada um.
Cevapları alacaksınız, zamanı gelince.
VAI RECEBÊ-LA NO SEU DEVIDO TEMPO.
Bilet koçanını ya da program gibi bir şey getirirseniz orada olduğunuzu bileceğim ve fazladan puan alacaksınız.
Tragam as vossas entradas pras apresentações e podem ganhar uns pontos extras.
Şimdi, otelde hedefinize ulaştıktan sonra, paranızın geri kalanını alacaksınız.
Depois de atacares o hotel, recebes o resto do dinheiro.
Otelde hedefinize ulaştıktan sonra, paranızın geri kalanını alacaksınız.
Depois de atacares o hotel, recebes o resto do dinheiro.
Benden haber alacaksınız.
Terá notícias minhas.
Yerini bulduğumuz an müşteri olarak gidip dağ evindeki sistemin şemalarını alacaksınız. Bu arada ben Sloane'la görüşüp Lisenker'ın ilticasından sonra bir sorun olup olmadığını öğreneyim. JACK :
Uma vez que soubermos a sua localização, voces vão fazer-se passar por clientes, para saberem mais sobre este sistema.
O uçağa yan yana iki bilet alacaksınız. Roma'dan ayrıldıktan 20 dakika sonra ortağım yanınıza oturacak ve transfer yapılacak.
Vai comprar dois lugares juntos nesse voo, e 20 minutos depois de deixar Roma, o meu sócio sentar-se-á ao seu lado e a transacção será efectuada.
Sen ve Vaughn konvoyun yolunu kesip onu gözaltına alacaksınız.
Tu e o Vaughn vão interceptá-lo e traze-lo sob custódia.
Savaş başlığınızı alacaksınız.
Vai ter a sua ogiva.
Mahkemede yer alacaksınız çünkü aniden ortadan kaybolmanız jüriye davamıza zarar verebilecek... olağandışı bir mesaj verebilir.
Estará presente no tribunal, na mesa, porque a sua ausência súbita enviaria uma mensagem estranha ao júri, que poderia comprometer o caso.
Herhalde şimdi de ağabeyimden DNA örneği alacaksınız.
Devem estar a recolher uma amostra de ADN do meu irmão.
Sonra da onu ameliyatla alacaksınız.
- Sim. Então devem poder operar. Extraí-lo.
500'ü geri alacağım... Sizde kârı alacaksınız.
Fico com os £ 500 de volta, vocês só ficam com o lucro.
Gerçekten Mondrian mı alacaksınız?
Não está mesmo atrás de um Mondrian, está?
- Beni koruma altına mı alacaksınız?
- Vão dar-me protecção?
Size kimin hırsız olduğunu söyleyeceğim. Ama siz de beni oyuna alacaksınız.
Conto-vos quem foi e vocês colocam-me no jogo.
Payınızı hükümet görevlisi Royer'dan alacaksınız.
Vocês vao ter de ir buscar as vossas rações ao agente Royer.
Bunlar için her on iki ayda bir 20 bin dolar alacaksınız, ve bu para Beyaz Baba tarafından sizin için harcanacak.
Por tudo isto, receberão um subsídio de $ 20.000 a cada doze luas, Que será usado pelo Pai Branco em vosso benefício.
Bunun için kaç para alacaksınız Bay Ibbs.
Quanto vai ganhar com isto, Mr. Ibbs.
Rüşvet alacaksın, hız tuzakları koyacaksın, kamyonları durduracaksın.
A seguir aceitas dinheiro por debaixo da mesa, passas multas, destróis carrinhas.
Bizden kan alacaksınız öyle değil mi?
- Vai tirar um pouco de sangue?
Ben kızımı görünce, karını alacaksın.
Quando eu vir a minha filha, entrego-te a tua mulher.
Ayrıca bacağınızı da geri alacaksınız.
E vai ter as pernas de volta.
- Alacaksınız.
- É para já.
Şey, sana bazı ortaklar bulacağız, ve biraz kazancımızı arttıracağız, ve Francesca'yı satın alacaksın.
Vamos arranjar-te sócios... e juntar algum dinheiro... e vais comprar a parte da Francesca. Bem, e tu?
- Hastaneden taburcu olduğunuzda yirmi bin dolar, ek ödeme alacaksınız. - Evet.
- Sim.
- Maviyi alacaksınız.
Procure o azul.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]