Allahın cezası tradutor Português
389 parallel translation
- Allahın cezası kristalin.
- Destruiu seu cristal.
Allahın cezası.
Tenho aquilo que mereço.
Allahın cezası sidikli kedi!
Que fera! Que grande besta!
Evet allahın cezası, geri dönüyorsun.
Claro que sim.
Allahın cezası, gördüm!
Que caramba, eu vi! Aqui!
Elimizde başka bir Allahın cezası herif var mı?
Quem mais é que está lá dentro?
Seni Allahın cezası...
Raios te parta, seu grande filho da...
Allahın cezası gidi- -
Que diabos está...
Allahın cezası tren.
Maldito comboio.
gitti, bak, Allahın cezası asker.
Fugiu. Olha, soldado de merda.
Bir şey yap, Allahın cezası!
Faça qualquer coisa, raios!
- Allahın cezası piçler!
- Malditos bastardos!
Allahın cezası kalkanı götürün hemen. Şu anda ihtiyacım yok.
Tirem-me daqui o escudo!
Allahın cezası fare.
Rato de merda.
Allahın cezası ırkçı maymun!
Porcaria de macaco chauvinista!
Allahın cezası güneş gözlüğümü at!
Atire-me os malditos óculos de sol.
Allahın cezası güneş gözlüğümü at!
Atire-me meus malditos óculos de sol.
Çünkü ben senin yapmanı istiyorum allahın cezası.
- Porque quero que faça, droga.
Bakın Allahın cezası hedefin üzerindeyiz, izin verin de bombaları atayım.
Estamos sobre o maldito alvo. Deixem-me largar as bombas.
- Beni bırak sen git! Tartışmayı bırak da sıkı tutun Allahın cezası.
- Estou com medo demais para discutir!
Allahın cezası paketler...
Sacos do cacete...
Allahın cezası!
Raios!
Aniden, telefonlar kesiliyor. Aniden, Allahın cezası dünya sanki kendilerinin.
De repente, deixam de telefonar e ficam donos do mundo.
Allahın cezası bir asker!
Um maldito soldado!
Dinle beni Allahın Cezası!
Ouça, bolas!
Ne Allahın cezası!
Mas que diabos?
Şu Allahın cezası güvercinlere bakın.
Olhem para todos estes malditos pombos.
Allahın cezası, ahbap.
Maldito, meu.
- Bu Allahın cezası Ethel.
- É a maldita Ethel.
Bu allahın cezası nerden çık böyle?
Onde foram buscar este totó?
Sığınağımdan defol, allahın cezası.
Sai do meu abrigo, seu filho da mãe.
Odamda kar yağdığının farkında mısın Allahın cezası!
Sabes que está a nevar no meu quarto, raios? !
Allahın cezası şilte onun mu?
A porra do colchão é dele?
Allah, File'ın da, ötekilerin de cezasını versin.
Não, que se dane o File e raios os parta a todos.
Allah, açgözlü insanların cezasını veriyor.
- Alá age de diversas maneiras.
Fakat Allah 1917'de Belçika'da bir çamur deliğinde onun cezasını verdi.
Aí Oeus ocupou-se do assunto numa trincheira lodosa na Bélgica em 1917.
Bir kaç tane Allah'ın cezası fahişeyi neden kurtarmaya çalışıyorsun?
O quê, andas a tentar salvar uma maldita prostituta?
Sana adımın Ferdinand olduğunu kaç kere söyledim Allah'ın cezası!
Chamo-me Ferdinand! Já te disse! Merda, afinal!
"Allah'ın cezası" diyerek kızgınlığını göstermeye çalışıyorsan, ben umursamam.
Se achas bem falar assim de Deus, estás enganado.
Yapma Allah'ın cezası!
Pára, seu filho da mãe!
Allah'ın cezası bir bela.
Uma porra de uma ameaça.
Bağla kendini, Allah'ın cezası!
Amarrem-se, caramba!
Bu Allah'ın cezası kapıyı kim koymuş buraya?
Quem colocou essa maldita porta aqui?
Gözünden bir şey kaçmıyor, Allah'ın cezası!
- Nada afeta você, damn it!
Texarkana'dan beri Allah'ın cezası bir manyağın peşindeyim.
Eu é que persigo um doido desde Texarkana, no Texas. Palavra?
Allah'ın cezası ağır bir iş!
Maldito trabalho duro!
Amerikalıların bu Allahı cezası şeylerin nasıl çalındığına dair hikayesi ne?
Como os Americanos dizem que estas coisas foram roubadas?
Numarayı bana ver Allah'ın cezası!
Dá cá o número, maldição!
Allah cezasını versin, hepimizi öldürtecek.
Raios parta, vamos morrer todos por causa dele.
Allah Styles'ın da, senin de, şu suçluluk duygunun da cezasını versin!
E que se lixe o Styles, tu e o raio da tua culpa.
Peki bu allahın cezası şey de nedir?
Decoração fantástica, meias na chaminé... que diabo é isto?