English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Allah bilir

Allah bilir tradutor Português

370 parallel translation
O babamı ne zaman, nerede öldürdü, günahları bahar çiçekleri gibi açmışken. Allah bilir, ne hesapları vardı verilecek.
Ele matou o meu pai com pecados ainda frescos, que só o Céu sabe como estão as suas contas.
Çocuk bezleri, işemeler, bakım derdi bakıcı tut, beşik salla ve Allah bilir daha neler.
Fraldas e chichi e cuidar da criança e amas e casinhas e o inferno, a tua avó...
Onomichi nasıl da değişmiştir, Allah bilir.
Suponho que Onomichi tenha mudado muito.
Allah bilir o da senin gibiydi.
Não que seja melhor do que você.
Ne zaman döneceğimizi Allah bilir.
Só Deus sabe quando vamos voltar.
Ben yanlarına varmasaydım, Allah bilir ne olacaktı.
Se eu não tivesse aparecido, quem sabe o que teria acontecido.
Allah bilir onun o küçük kırmızı şapkasıyla eve dönecektim.
Heck sabe eu podia ter voltado para casa com o seu chapéuzinho vermelho.
Nereye götürdükleri Allah bilir.
Levam-me Deus sabe para onde.
Allah bilir o günlerde nasıl katlandığını.
Só Deus sabe como ela aguentou estas semanas.
O ne zaman bağırarak savaş narası atarsa, ne yapacağını Allah bilir!
Fique aí. Quando dá esse grito de guerra, só o Senhor sabe o que sucederá.
Allah bilir, bu fare deliğine ödediğimiz kirayla şimdiye kadar kaç ev almıştık?
Com o aluguel dessa ratoeira daria pra comprar 4 casas.
Allah bilir.
Só Deus sabe.
Ne yaptığını, ne düşündüğünü Allah bilir.
Só Deus sabe o que ele faz ou pensa.
Kızın aklını, ruhunu almış Allah bilir daha nelerini de - Aynı diğerleri gibi.
Ele roubou a mente dela, a sua alma... Deus sabe o que mais... Assim como as outras.
Kaç fincan zehirli kahve içtiğimi Allah bilir.
Nem sei quantas chávenas de café venenoso bebi.
Bubber Reeves dışarıda serbestken. Allah bilir nerede.
O Bubber Reeves anda por aí à solta, sabe Deus por onde.
Allah bilir.
Só Deus sabe...
İskoçya'da neyle karşılaşacağımı Allah bilir.
Deus sabe o que irei encontrar na Escócia.
Allah bilir, sabaha elimizde kaç uçak kalacak.
Só Deus sabe quantos aviões nos restarão de manhã.
Allah bilir sen "yapıciym" "ediciym" filan diye konuşuyorsundur.
Suponho que diga "envelôpe", "langeri" e "sande no sofá".
Allah bilir, kimse sizi sordu!
porque disse o que iam fazer? Ninguém tinha perguntado nada.
Motivasyonu nasıl sağladığını Allah bilir.
Só deus sabe os seus motivos.
Allah bilir hakkımda ne düşünüyorlar.
Sabe Deus o que pensam de mim.
Ona hamile kaldığım esnada ne düşünüyordum Allah bilir.
Não sei em que pensava quando a tive.
Bu zırzoplar nereye gidiyor Allah bilir.
- Aqueles cara de assassinos são teus amigos? Não.
Ancak Allah bilir!
Só Allah saberá.
Allah bilir kaç kişiyi vurabilirdin
Deus sabe quem podía ter ferido.
Otobüsü bekleyemem, Allah bilir ne zaman gelir.
Não posso esperar, quem sabe quando o autocarro vai aparecer...
Sonra ne olacak Allah bilir.
Só deus sabe o que se segue.
Allah bilir ki, bu iki elim yakandadır.
Perseguir-te-ei.
Biz belemeyiz, Allah bilir. İnşallah değildir.
Nós não podemos sabê-lo.
Ancak iki kilo verdim ve Allah bilir ne kadar çok serbest radikalden kurtuldum.
Mas perdi 2 Kgs e Deus sabe quantos radicais livres.
Şimdi de bu sandalın ortasında oturmuş Allah bilir nereye gidiyoruz, hem de yine konuşmayan bir piliçle.
Agora, estamos sentados neste barco a caminho sabe-se lá de onde com uma rapariga que também não fala.
Allah bilir içeride neler oluyor.
Sabe-se lá o que estão por aí a fazer.
Ne zaman çıkacağını Allah bilir.
A sua doença é muito imprevisivel.
Orada ne olmuştur Allah bilir.
Sabe Deus o que lá se passou.
Yatalım deseydim, Allah bilir ne patırtı çıkaracaktın!
Imagine se eu... a tivesse convidado pra cama, que escândalo faria!
Değerli meslektaşımın hantal ellerinde geçen bir sezon... Allah bilir nelere mal olmuştur.
Deus sabe o que uma época sob a mão pesada... do meu estimado colega provocou.
Sağcı olarak psikopat katildir, solculuğu nasıl Allah bilir, ortada ise ödleğin tekidir.
Um assassino na direita, sabe-se lá o quê na esquerda e cobardes ao meio.
Orasını Allah bilir.
Só Deus pode saber.
- Allah bilir.
- Só Deus sabe.
Neden dağa çıktı Allah bilir.
A razão de lá estar, ninguém sabe.
Nasıl biri olduğunu bilirsin Bu kolun neler yaptığını allah bilir.
Sabes bem como ele era. Sabe Deus por onde este braço já andou.
Ne kadar sıcaklık gerektiğini sadece Allah bilir.
Só Deus sabe quanto o calor é necessário.
Oğlum, bozuk bir suratla eve gelir, ama nereden geldiğini bir Allah bilir!
O meu filho chega por volta da meia-noite. A casa é para ele como uma pousada.
O alçakların kaç tanesini öldürdüğünü Allah bilir.
Deus sabe quantos foram mortos por estes monstros assassinos.
Ne için, orada olduğunu Allah bilir.
Só Deus sabe porque ele lá estava, e perguntei-lhe,
Ne durumdayız Allah bilir.
Não sabemos nada.
Bir grup dindar kadın bir araya gelirse gerisini Allah bilir!
Um bando de beatas que se juntam e inventam sabe Deus o quê!
- Allah bilir, Allah.
- Deus sabe.
Allah bilir kimler aramıştır.
Má jogada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]