English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Anlamıyorlar

Anlamıyorlar tradutor Português

465 parallel translation
Köpeğimiz o merdivenlerden yukarı çıkmak istemediğinde bunun manasını kavrayamamamızı anlamıyorlar.
Eles não podem entender porque é que não percebemos o significado... quando o nosso cão se negou a subir aquelas escadas.
Tek istediğimin başkaları gibi muamele görmek olduğunu neden anlamıyorlar?
Porque é que não percebem que só quero ser tratado como todos os outros?
Gördün mü? Bir şeyden anlamıyorlar.
- Ninguém percebe nada.
Nasıl iş gördüğümüzü anlamıyorlar.
Eles não entendem como nós trabalhamos.
Hayır, anlamıyorlar ve hemen hastalığıma yoruyorlar.
Não, eles não entendem, pensam logo que estou doente.
Bizi anlamıyorlar, bu yüzden elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.
Eles não nos entendem, por isso fazemos o melhor que podemos.
Modern silahların kapasitesini anlamıyorlar!
Não querem perceber o alcance das armas modernas.
Anlamıyorlar mı?
Não compreendem?
İşe alanlar da anlamıyorlar.
Não acho que quem contrata as entenda.
Barbarlar, sanatımdan anlamıyorlar ki.
Bárbaros! Não compreendem nada da minha arte.
Buranın kışla olduğunu anlamıyorlar, Bana ordunun posası veriliyor.
Não vêem que isto não é uma guarnição. Só me dão os despojos do exército.
Amacımız, burada bize karşı çıkanlar tarafından kirletilemez, bizi anlamıyorlar bile.
O nosso objectivo não pode ser contaminado pelos que discordam, que não colaboram, nem entendem.
Anlamıyorlar mı?
Eles não percebem?
Nerede olduklarını anlamıyorlar.
Não é fácil correr no escuro.
Beni anlamıyorlar.
Eles não me compreendem.
Çocuğu olmayan insanlar ne kadar şanslı olduklarını anlamıyorlar.
Pessoas sem filhos não sabem a sorte que tem.
Bence senin neden bahsettiğini anlamıyorlar.
Acho que não percebem o que quer dizer.
İnsanlar, yüzlerce çeşit ringa balığı olduğunu anlamıyorlar. Her birinin kendine ait ilginç hikâyesi vardır.
O que as pessoas não compreendem, é que há centenas de espécies de arenques.
* Hâlâ anlamıyorlar ama *
Still they don't understand
Seni anlamıyorlar.
Eles não te percebem.
Onlar anlamıyorlar. Ben anlıyorum.
Eles não percebem.
Niye anlamıyorlar ki?
Porque não compreendem
Anlamıyorlar, ne yazık
E mesmo uma pena
- Beni anlamıyorlar.
- Não me compreendem.
Hiçbir şeyden anlamıyorlar.
Eles não percebem nada.
Kahrolası Romalılar, şakadan anlamıyorlar.
Malditos romanos, não sabem brincar!
İnsanlar ne yaptıklarını hiç anlamıyorlar.
As pessoas não têm consciência do que fazem.
Atlar Amerikan aksanını anlamıyorlar mı yoksa?
Estes cavalos não entendem o sotaque Americano?
Byron, seni anlamıyorlar bile.
Byron, não te compreendem.
Kurtarma operasyonu zamanlamasından anlamıyorlar.
Não sabem organizar uma operação de resgate.
Çünkü anlamıyorlar.
É porque não o entendem.
Anlamıyorlar kardeş.
Eu prefiro falar com um homem.
- Hızlı gitmek hoşuma gidiyor. Kendilerine neyin çarptığını da anlamıyorlar.
Adoro quando os lançamos pro alto e passamos por cima!
Anlamıyorlar..
- Eles não compreendem.
Tanrı'nın fikrini neden değiştirdiğini anlamıyorlar.
Não compreendem porque é que Deus mudou de ideias.
Evet, Bay Bundy benden önce dolabı kim tamir etti bilmiyorum ama kesinlikle tamirden hiç anlamıyorlar.
Bem, não sei quem cá veio antes de mim, mas não percebia nada disto.
Hiç anlamıyorlar.
Eles não compreendem.
Hep bunu diyorlar, değil mi? "Neden böyle kızgınsın?" Bizi anlamıyorlar.
Dizem sempre isso, não? Porque estás tão zangado? Não me entendem.
Sevişmek! Bunun bizim için başka bir iş olduğunu anlamıyorlar.
A última coisa que um homem quer ver ao fim do dia é uma mulher.
Neden erkekler bizi anlamıyorlar?
Há quanto tempo? Novecentos e trinta e sete dias.
Araba kullamaktan anlamıyorlar!
Eles dirigem pior que uma mula!
Tam anlamıyla Franco'ya ve faşistlere silah ve para akıtıyorlar.
Estão literalmente despejando dinheiro e armas Para Franco e os facistas
Bir saatte mağaza satılıyorlar ve indirim var. Anlamıyorum.
Estão a vender a loja e a fazer promoções.
Niçin sondaj makinesi kullanıyorlar anlamıyorum.
Eu não sei o porquê deles terem de usar a escavadora.
Neden beni orduya çağırmıyorlar, anlamıyorum.
Não entendo porque não me avisam para me incorporar no exército.
Onların iyiliği için yaptığımı neden anlamıyorlar!
por que não entendem que o faço por seu bem?
Öyle bir yücelik taşıyorlar ki, bu olmaksızın dinin anlamı olmazdı. Bunu bilmiyordum. Size çay ikram edebilir miyim?
Eles têm o tipo de irreverência sem a qual a religião não teria sentido.
Kont HoInstein, anlamıyorum. - Sadece işleri karmaşıklaştırıyorlar.
Só estão a tornar as coisas mais difíceis.
Anlamı umursamıyorlar...
Significa que eles estão-se nas tintas.
Ve B.A.'i taşıyorlar. Bu, gittikleri yere havayoluyla gidecekleri anlamına geliyor.
Estão a carregar o BA, o que significa que vão por via aérea.
Fakirhaneler tam anlamıyla çalışıyorlar?
O moinho, a casa dos pobres... -... continuam em plena força? - Estão todos com muito movimento.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]