Anlamı yok tradutor Português
3,260 parallel translation
Hiçbir anlamı yok ki.
Não vale a pena.
Brody'nin ülkesine dönmesinden sonra Abu Nazir'in ortaya çıkmasının anlamı yok mu?
O reaparecimento de Abu Nazir e o regresso milagroso de Brody a casa não significam nada?
Brody'nin ülkesine dönmesinden sonra Abu Nazir'in ortaya çıkmasının bir anlamı yok mu?
Então o Abu Nazir aparecer justamente quando o Brody por milagre volta para casa. Não diz nada?
Tartışmanın anlamı yok patron, yine çenesi düştü.
Oh, não a interrompa chefe. está entusiasmada.
Telaşa kapılmanın anlamı yok.
Olha, não há necessidade de carregar no botão de pânico.
Anlamı yok.
Não faz sentido.
Bunun bir anlamı yok.
Isto não significa nada!
Bunların hiçbirinin anlamı yok artık.
Já nada disso importa.
Bir anlamı yok.
Não significa nada.
Hiçbir anlamı yok.
Não faz sentido.
Bunun bir anlamı yok.
Não significaria nada.
Hiçbir anlamı yok.
Não és importante.
Dövüşmemizin hiçbir anlamı yok!
Não há motivo para lutarmos.
En kötüsünü hayal etmenin bir anlamı yok.
Não há razão para imaginares o pior.
Hiçbir anlamı yok.
Isso não faz sentido.
Bu kâğıt parçasının bir anlamı yok.
Este pedaço de papel não significa nada.
Yalan söylüyorsan bir anlamı yok.
Não significa nada se estiver a mentir.
Bunun bir anlamı yok.
Isso não faz nenhum sentido.
Size söyledim, bunun bir anlamı yok.
Eu disse, não faz sentido.
Sen, yanımda olmadıktan, paylaşmadıktan sonra benim için bunların bir anlamı yok.
Isto... isto não significa nada para mim se não estiveres cá para compartilhar.
Yaklaştım da ne oldu, bunun hiçbir anlamı yok.
Chegaste tão perto. Perto não é nada.
Biri olmadan ötekinin bir anlamı yok!
Um é insignificante sem o outro.
Bu konuda yalan söylemenin anlamı yok, Leon.
Não adianta mentir sobre isso, Leon.
Bak. Aptalca bir şey yapmanın hiç anlamı yok.
Ouça, não faz sentido ficar irritado e fazer algo estúpido.
Burada durmamın bir anlamı yok.
Vou dizer-vos uma coisa... já fui embora.
Yani, onunki bir kazaymış. Şans, bir anlamı yok.
Digo, aquilo foi um acidente, falta de sorte, sem sentido.
Artık benim için bir anlamı yok.
Ela não é nada para mim.
Savaşmanın anlamı yok
De nada serve lutar
Bunun bir anlamı yok.
- Isso não significa nada.
Avlanacak bir şey yoksa, avlanmanın pek bir anlamı yok.
Não faz muito sentido caçarmos, se não há nada para caçar.
Bundan bahsederek insanları incitmenin bir anlamı yok.
Não há motivo para continuarmos a magoar as pessoas, falando do assunto.
Hiçbir anlamı yok.
- Não significa nada.
Bu gençliğinin ilk çağlarındaki, sahte duygularının bir anlamı yok.
A primeira impressão que você passa de si é falsa, não vale nada!
Tamam ama ben çalışmıyorum, bu yüzden söylediğinizin bir anlamı yok.
Sim, mas não estou a estudar, por isso não faz sentido.
Evet, ama insanlara kızmanın bir anlamı yok kardeşime ya da Washington'daki arkadaşlarına.
Sim, mas é inútil ficar zangada com pessoas como o meu irmão e os amigos dele de Washington.
Karanlık basacak daha fazla ilerlemenin anlamı yok.
Não vejo razão para avançar mais antes do anoitecer.
Hiçbir anlamı yok.
Qual é o objectivo?
Hiçbir anlamı yok.
Não quer dizer nada.
İnsan beynini ondan daha iyi anlamış kimse yok bu dünyada.
Ninguém conhecia os caminhos do cérebro melhor do que ele.
Benim için sorun yok. Hastaları muayene edemiyor olabilirsin ama bu bize yardım edemeyeceğin anlamına gelmez.
- Foste proibida de ver pacientes, mas podes ajudar aqui.
Reconquista'ın tamamıyla yok edildiği 9. Reconquista : Endülüs döneminde İber Yarımadası'ndaki Hristiyanlar'ın Müslümanlar'ı ortadan kaldırma çabalarına verilen İspanyolca'da "yeniden fetih" anlamına gelen ad.
A Nona Cruzada, a Reconquista, foi completamente aniquilada.
Bu, onunla da ilgisi olması anlamına gelir ki yok.
Isso significaria que ele estava envolvido com ela, mas não estava.
Diyecek birşeyim yok. Anlamıyorum.
Não tenho nada a dizer.
Yani, insanlar çoğu kez yaşadıkları olayların ardında bir anlam, bir neden arıyor ama yok.
As pessoas procuram uma razão, um sentido para o que acontece nas suas vidas, quando muitas vezes não há.
Hiçbir şeyin anlamı yok.
Nada mais tem importância.
Belli ki sende hiç semptom yok. Ama bu genlerini çocuklarına aktarmayacağın anlamına gelmiyor.
Aparentemente é assintomática mas pode transmitir o gene aos seus filhos.
Evet, silahın yok ama güneş gözlüğüm ve tenis raketim sende. - Neden olduğunu anlamıyorum.
Bem, não tens uma arma, mas tens os meus óculos de sol, a minha raquete de ténis, não sei para quê...
- Şimdi başlamanın da bir anlamı yok o zaman.
Para quê começar agora?
Hükümetimizin, bir karteli yok etmek için öbürünü desteklediği anlamına geliyor.
Significa que o nosso governo está a apoiar um Cartel, para derrubar os outros.
Bunun anlamı, artık... Seksi Paskalya Tavşanı yok mu?
Isso quer dizer que não vai haver Coelhinho da Páscoa sensual?
Beni anlamıyorsun ki, partnerim olmana ihtiyacım yok.
Não estás a apanhar. Não preciso de ti como parceiro.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok efendim 65
yok hayır 73