English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Anlarsın ya

Anlarsın ya tradutor Português

1,819 parallel translation
Biliyor musun? Ben sadece şu şu karideslerden yarın için alacağım. Jambalaya ile kahvaltı, anlarsın ya.
Sabes que mais, vou embalar algum camarão para o pequeno-almoço de amanhã.
Hürmet göstergesi, anlarsın ya. Kime karşı?
- Prestar homenagem, percebe?
Biraz daha aptalların anlayacağı şekilde olsun. Anlarsın ya.
Usa outra palavra.
Bu çok komik, çünkü olaydan sonra kızlar arasında baya popüler olmuştum, anlarsın ya?
Engraçado, porque depois disso tornei-me bastante popular com as raparigas.
Bizimkiler ikiz olayını severler, anlarsın ya?
Os homens adoram gémeas.
Her şey bizim için yeni ve biz de muhtemelen anlarsın ya, birbirimizi tanımalıyız.
É que tudo é novidade. Devíamos conhecer-nos melhor.
O daha çok biraz tuhaf, garip, anlarsın ya?
Ela é o tipo de... tipo de estranho, estranho, sabes?
Anlarsın ya?
Sabes?
Anlarsın ya, şeyden sonra.
- Quando eles se enrolaram.
Bu sadece... Biraz garip hissediyor, anlarsın ya?
Parece estranho, percebes?
Anlarsın ya?
Topas?
Len bana bak Clark Kent, misyoner pozisyonda çalışacağım anlarsın ya.
Clark Kent, fico aqui na posição de missionário, pode ser?
Dalga geçiyorum, anlarsın ya.
Oh, tu sabes que estou só a brincar.
Tamam. Dinle, anlarsın ya- -
Bom, ouça, sabe...
Ben cehennem ateşinden kurtuldum anlarsın ya?
- Eu sobrevivi... ao fogo e ao inferno, sabes?
Ben sadece anlarsın ya CIA'in önce babamı bulacağını umuyordum.
Não sei... Talvez tivesse à espera que a CIA encontrasse o meu pai primeiro.
Biz sanki iki farklı dünyadan gibiyiz, anlarsın ya?
Nós vimos de mundos tão diferentes, entendes?
Canım istediği zaman açıyorum, anlarsın ya?
Abrimos quando me apetece.
Babası onu dövermiş, anlarsın ya.
Sabem, o pai dele batia-lhe.
Hadi ama, bu sizin klasik "aldatma" numaralarınız, anlarsın ya?
É um caso clássico de "Atracção Fatal".
Başımı belaya soktum, anlarsın ya.
A meter-me em sarilhos.
Anlıyorsunuz değil mi? Yani, ekibim var, anlarsın ya?
Quero dizer, tenho a minha equipa, percebes?
Bilardo, pinball, beraber şarkı söylemeler... Anlarsın ya, erkeklerin yaptığı türden şeyler.
Snooker, pinball, fazer curvas com a mão esquerda...
Ben de merakla Hank Moody'nin yeni kitabını bekliyordum, anlarsın ya?
Também esperava ansioso pelo novo livro do Hank Moody.
Glokom hastalığım için alıyorum, anlarsın ya?
Seja como for, é tudo para o meu glaucoma.
Bir general karısının uyması gereken kati sorumlulukları vardır, anlarsın ya?
A mulher de um general tem certas responsabilidades.
Anlarsın ya, büyük kız. Başımın çaresine bakabilirim. - Unuttun mu?
Sabes, menina crescida, tomar conta de mim própria, lembras-te?
Hiçbir şey, ben sadece- - Ben, anlarsın ya ben biraz...
Nada, eu apenas... Sabes...
Anlarsın ya L.A.'de olan...
O que acontece em Los Angeles...
Anlarsın ya, kıç kokaini.
Sabes, neve no rabo.
Zaten küçük dekanın da bunu yapmak isteyip istemediğini bilmiyorum. Anlarsın ya.
Raios, eu até acho que o reitorzinho não está à altura da tarefa, tu sabes.
Senin hiç o tarz bir insan olduğunu düşünmemiştim, anlarsın ya?
Nunca pensei que fosses desse tipo.
Anlarsın ya?
sabe?
İş düzeneğimin bir parçası. Bilgileri bilgisayara yazarsan,... internet polisi ve hackerlar için altın madeni gibi olur,... ben de eski yöntemlerle çalışıyordum, anlarsın ya?
Se deixarmos dados no computador, é tipo livre trânsito para os hackers e as Finanças.
Anlarsın ya, biz kafaları karışmış kaplan ve ördek gibiyiz.
Sabes que mais? Onde um tigre e um pato se confundem.
Ve buna daha fazla dayanamam, anlarsın ya?
E... não posso fazer isso, sabes?
Nedimeleri seçerdik, anlarsın ya.
Fazer audições para damas de honor, se é que me percebes.
Danışmanın söylediği gibi anlarsın ya yardımı dokunur.
A conselheira matrimonial não disse... que isto ajudava?
Tuvalete götürülmeye ihtiyacım olacak. Anlarsın ya.
A precisar que me levem à casa de banho se é que me entendes.
Anlarsın ya, eşcinsel insanların ve eşcinsel yemeklerin olduğu yerler.
Sabes? Onde há pessoas gay. E comida gay.
Hayır, bu "Haydi bir general çalalım" olmalı, anlarsın ya?
Não, é... "Vamos roubar um general".
Anlarsınız ya. Dürüst olayım ki strip poker tercihimdir. Çünkü kaybetsen de kazanırsın.
Prefiro o strip, porque mesmo quando perdemos, ganhamos.
Anlarsınız ya, arkadaşımın eksik olduğu bilgelik, ama kas gücüyle bir şeyler yapabilir.
O que o meu amigo não tem no cérebro, tem nos músculos.
Güler yüz, anlarsınız ya.
Aquele sorriso doce, sabe?
Bunu söylemeye çekinmiyorum, anlarsınız ya?
Não tenho medo de pensar nisso.
Ve işte, anlarsın ya yatağa uzanmıştık.
E...
Anlarsınız ya, bütün gece bunu düşündüm.
Você sabe, passei a noite toda acordada a pensar nisso.
Tabii, ta ki kadına çarpana... Anlarsınız ya.
Pelo menos até, você sabe...
Kız kardeşim Natalie, önemli biri değildi, anlarsınız ya.
A minha irmã Natalie, ela não era uma VIP, sabem?
Anlarsınız ya.
" Não é a pior coisa do mundo, sabes?
Eğlenmek istiyorduk, anlarsınız ya?
- Só queríamos festejar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]