Yardım tradutor Português
178,276 parallel translation
Ona yardım edersek, Daha fazlasını kurtarabilir. Ama adamlarınız ateşli silahlara girerlerse, olmaz.
Se nós ajudarmos ela, acho que ela pode salvar muito mais, mas não com seus homens com armas em punho.
Yardımına gerçekten ihtiyacımız var. Lütfen.
Nós realmente precisamos da sua ajuda.
Ben sadece... yardım etmek istiyorum.
Que diabos está fazendo? Eu só...
Nasıl yardım edeceksin, kaltak?
Eu quero ajudar vocês. E como você vai nos ajudar, puta?
Bana istediğin gibi seslenebilirsin. Bize yardım etmek istediğini söyledi.
Você pode me chamar do que você quiser.
Cinayetini örtbas etmesine yardım ettin, ve sen temizlemeye geldiğinde sana komplo kurdu.
Você o ajudou a encobrir seu assassinato, e você, quando queria abrir o jogo, ele te incriminou.
Yardım edersen ne yapabileceğime bakarım.
Me ajude e farei o que eu puder.
Bana yardım edebilir misin?
O que estamos fazendo?
Sana yardım edebilirim. Ama önce anlaşmayı tamamla.
Mas, primeiro, trato é trato.
Sana yardım ediyordum.
Eu estava tentando te ajudar.
Yardım etmeni kastetmiştim.
Quis dizer "nos ajude a conseguir".
Ya da amacımıza yardım et.
Ou ajude a causa.
Lütfen kamerayı bir saniye kapat da gelip yardım et.
Podias largar essa câmara por um segundo e ajudares-me aqui? Ajuda-me.
- Buraya gel. Yardım. - Programı IDE'de çalıştır.
Roda o programa na IDE com o depurador activado.
Dostum, yardım et bana.
Ei, ajuda-me.
Neye yardım diyorsun?
Ajudar-te com o quê?
- Bilirsin, yardım gerekir.
- Caso precises de ajuda.
Aslında buradan izleyerek yardım etmen gerek.
Na verdade, ajudavas-me era a monitorar a situação daqui.
- Çok iyiydin. Ona yardım ettin.
Saíste-te muito bem.
Ve senin gibi insanlara yardım etmek istiyorum.
E quero ajudar as pessoas, como tu fazes.
Kalan tek şey tılsımın son parçası, onu senin yardımın olmadan bulamam.
Só resta a última peça do talismã, que não consigo encontrar sem a tua ajuda.
Herşey plana göre çalışırsa, bu tılsımın saklı olan son parçasını bulmak için bize yardım edebilir.
Se tudo correr como planeado, isto deve ajudar-nos a localizar onde o último talismã está escondido.
Bu bir yardım işi. Bambaşka bir donanım gerektiriyor.
Querer ajudar é uma coisa, vir equipado é outra.
- Bakın, yardımım dokundu.
Viram, eu ajudei.
Askeri kayıtlara göre Teğmen Tolkien siper hummasına yakalanmış ve İngiltere'ye dönene kadar bir ilk yardım karakoluna nakledilmiş.
De acordo com os registos militares o segundo tenente Tolkien contraiu a febre das trincheiras e foi transferido para um posto de primeiros socorros para aguardar transporte de volta para a Inglaterra.
Hanımefendi, lütfen bana yardım edin.
Senhorita, por favor, ajude-me.
Ama sizin tarafınızdayız ve yardımınıza ihtiyacımız var.
- Mas nós estamos do teu lado e precisamos da tua ajuda.
Onun oluşturduğu tehdidi yok etmek için de yardımınız lazım.
E precisamos da tua ajuda para acabar com a ameaça dela.
Size yardım edebilmem için uçsuz bucaksız bir kütüphane gerekir.
Para vos ajudar, precisaria da minha vasta livraria.
Ama yardımı dokunacaksa, ablamın anlattığına göre torununun çekeceği onca acı ve eziyete rağmen sonunda harika biri olacak.
Mas se ajudar, por aquilo que a minha irmã me contou, apesar de toda a dor e sofrimento a tua neta irá perdurar... Ela torna-se numa pessoa bastante notável.
İnsanlarımıza yardım etmem için yalvarıyor.
Ela está a implorar-me para ajudar o nosso povo.
Yani yok etmelerine onların haberi olmadan yardım etmek.
Está bem, está bem, saudações para a Mel.
Eğer çakmam bana biraz bile benziyorsa Ray'e yardım gerekecektir.
Diz-me que não me reconheces, bem lá no teu subconsciente.
Kafa hastalıkları olanlara yardım eden biri olarak bu lafınıza gücendim.
Sendo eu uma pessoa que patrocina a 1K para a doença de Crohn, ofende-me que pense isso.
Yardım etmek istiyorum ama alkol alamam.
E quero ajudar, mas não te posso comprar álcool.
Sana yardım etmeye geldim!
Estou aqui para te ajudar!
Felicia, sana yardım etmeye geldik.
Felicia, viemos ajudá-la.
- Yardımcı olayım.
- Deixem-me ajudar.
Yardım edin.
Ajuda-me...
Gel de bana yardım et.
Anda, ajuda-me.
Yardım edebileceğimiz bir şey varsa da söyle. Sağolun.
Se precisares de ajuda, avisa-nos.
Aile birliği başkanı, kilisede gayet aktif, yardım işleriyle yakından ilgili.
Presidente da reunião de pais, muito activa na igreja envolvida em trabalhos de caridade.
- Helen Bollinger'ın yardım işleriyle ilgili olduğunu söylemiştim ya?
- Lembram-se como eu disse que a Helen Bollinger fazia muito trabalho de caridade?
Ama Owen kendi okul bölgesinde her yıl Şükran Günü yardım organizasyonu düzenlermiş.
O Owen dirigia uma acção de graças anual de alimentos enlatados no seu distrito escolar.
- Madem öyle, o halde annenize yardımcı olmaktan mutluluk duyacağım.
Sendo assim, fico feliz em ajuda-lo com a sua mãe.
Aradığınız şeyi bulmanıza yardım edebilirim.
Eu posso ajudar vocês a encontrarem o que vocês estão procurando.
Neden bize yardım etmek istiyorsun?
Por que você quer nos ajudar?
Bana yardım edebilirsin.
Por favor.
Yardım ederken yaralandığını biliyorum.
Foi assim que te magoaste.
Kendinize yardım etmek için geçmişe gittiniz.
E ele tem noticias para nós.
Takımının öldürülmesine, gerçekliğin değiştirilmesine ve işkence görmenize yardım etmemin cezası olarak bu saçma kıyafetleri ve çorapsız ayakkabı giymem mi gerekiyor? İşleri normal seyrine koyuyoruz.
Bom, se queres uma coisa feita como deve ser...
yardımcı 24
yardım edin 2172
yardim edin 16
yardım et 1629
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yardım etmek istiyorum 79
yardım edebilir miyim 558
yardımcı olabilirim 30
yardıma ihtiyacınız var mı 48
yardım edin 2172
yardim edin 16
yardım et 1629
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yardım etmek istiyorum 79
yardım edebilir miyim 558
yardımcı olabilirim 30
yardıma ihtiyacınız var mı 48