English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bakın efendim

Bakın efendim tradutor Português

347 parallel translation
Şuna bakın efendim.
Olhe ali, senhor.
Bakın efendim. Kum dizlerimi yaraladı.
Veja, senhor, a areia entranhou-se.
Bay Byam, şu ete bakın efendim.
Mr. Byam, olhe para esta carne.
Şuna bakın efendim.
Olhe para isto, senhor.
- Bakın efendim, eğer...
- Digo-lhe, senhor, se...
Bakın efendim.
Veja, senhor.
Bakın efendim, onunla konuşup durmamalısınız.
Escute, Sir, não deve fazê-lo falar.
Şuraya bakın efendim.
Olhe para isto, senhor.
Heidelberg ve Viyana Tosten'de okudum! Bakın efendim, mermi...
- Veja, senhor, a bala...
- Ama bakın efendim.
- Mas... Veja, senhor.
Dikkatli bakın efendim, bu merakınıza ben de yüzümü hep açık tutacağım.
Olhe bem, senhor. Deixarei o meu rosto aberto... para a sua curiosidade.
Şu tarafına bakın efendim!
Repare neste lado, Sir! Uma assinatura!
Bakın efendim, Yüzbaşı Reynolds bu belgelerden birkaçını güvenli bir şekilde saklamış.
Sabe, senhor, Capitão Reynolds tem mais desses escondidos algures.
Bakın efendim, sadece şaka yapıyordum.
Só era uma brincadeira!
Bakın efendim!
Ali, meu Comandante.
Bakın efendim, bence kötü bir örnek seçtiniz.
Acho que escolheu um mau exemplo.
Şuna bir bakın efendim.
Dê uma olhadela nisto, senhor.
- Bakın efendim, ben birini suçlamıyorum.
Oiça, não pretendo ofender.
Biraz daha ifadeli bakın efendim.
Senhor, um pouco mais de expressão na face.
Bakın efendim... Droidler
Veja, senhor - droids.
Bakın efendim.
'olhe, senhor.
Bakın efendim.
olhe, senhor.
Efendim, burada bu güzel makineyle oynuyorum ve şu tesadüfe bakın...
Estou aqui a tocar com esta magnífica máquina e... Que coincidência.
Bakın, efendim. Ben güvertede buldu.
- Ver o que eu encontrar.
Teşekkürler, efendim. - Oh, bakın.
Obrigado, senhor.
Efendim, siz Thompson'a bakın.
É melhor tratar do Thompson.
Bakın efendim.
Olhe.
Çünkü o bir tutsak, evet, efendim, hayatını boşa harcayan köylülere bakıcılık yapmak için tutsak edilmiş.
Sim, senhor, preso, a desperdiçar a sua vida a fazer de ama para muitos parasitas.
Efendim bakın!
Olhe, senhor!
- Bakın, efendim.
- Veja.
Bakın, efendim, fazla vaktimiz yok.
Ouça... não temos muito tempo.
Buraya bakın, efendim. mermi kovanı!
Veja, Inspector, é o invólucro.
Şuna bakın, efendim.
Veja, Inspector.
Kendiniz bakın, efendim.
Repare, senhor.
- Rampayı çıkıp bakın. - Peki efendim.
Murphy, sobe até á rampa e descobre como é que eles vêm.
Bakın bana bir şans daha verin, efendim.
Ouça... Dê-me outra oportunidade...
Bakın, efendim, Robinson kalesine geri dönmek zorundayım.
Olhe, eu tenho que voltar ao Forte Robinson.
Sadece bakış açınızın tam olarak ne olduğundan emin oluyorum efendim.
Estou apenas a tentar clarificar quais são as suas ideias.
Gemiyle salın arasına bakın, efendim.
Olhe entre o navio e a balsa.
Efendim bakın, Japonya üçüncü sınıf bir güçtür.
O Japão é uma potência de terceira categoria.
- Şey, bakın, 11 dolarım için ne düşünüyorsunuz, efendim...
Oiça, quanto aos 11 dólares...
Olaylara bakışınız bazen çok dar, efendim.
O senhor vê as coisas de forma tão atabalhoada...
Oh, efendim, bakın!
Governador, olhe. - Que foi, agora?
Efendim, bakın, içinde bulunduğunuz durumu anlayabiliyorum.
Sr. Berozski, eu compreendo perfeitamente a sua posição.
Bakın, efendim.
Veja, Majestade.
Bakın, efendim!
Veja, Alteza!
Efendim? ! Mesai kartına bakıyordum da, çalıştığın saatlere ve borcuna baktım da,
Estive a confirmar a sua folha de trabalho, tal como as horas, os dias e as facturas das madeiras.
Bakın ne kadar güzel efendim.
Veja como é bela.
Senin durumuna uymak, efendim... ve toprağın sürekli bakımını teklife hazırım.
E cuidado vitalício do recinto.
Efendim, şuraya bakın!
Veja!
Oh, efendim, bakın, sizinle tartışmak istediğim bir kaç şey ortaya çıktı, fakat şu anda sizi zorlamak istemiyoırum, çünkü kafanızda bir çok şey olduğunu görebiliyorum.
Sr. Hayward? Surgiram umas coisas que gostava de discutir consigo. Mas não quero incomodá-lo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]