Bana sorarsanız tradutor Português
554 parallel translation
Eğer bana sorarsanız, kanundan kaçan bir suçlu.
Cá por mim, é um foragido.
Bana sorarsanız bu iş iyice karmaşıklaşıyor.
Isto está a ficar complicado, se querem saber.
- Tam gayri-Amerikalı, bana sorarsanız.
- Anti-americano, se me perguntarem.
Bana sorarsanız bu çok fazla bürokrasi.
Acho que é muita burocracia.
Bana sorarsanız bu not katilin bir hayal ürünü.
Acho que esse bilhete deve ser uma ilusão da mente da assassina.
- Bana sorarsanız kaptan o.
- Acho que ele é que é o capitão.
Bilemiyorum bayan ama... Bana sorarsanız, çok çabuk pes ettiğinizi düşünüyorum.
Não sei menina, mas... na minha opinião, dá-se por vencida fácilmente.
Bana sorarsanız, o Teksas'lı serseriler elimizden asla kurtulamayacak.
Quanto mais penso nesse tipo de chapéu à texano, mais o admiro. Depressa, Curly!
- Ama yine de bunaltıcı bir sıcak var, bana sorarsanız.
- Muito abafado para mim.
Saçma bir fikir, bana sorarsanız.
Que ideia disparatada!
Bana sorarsanız adanın arkasına gidebiliriz,... orası sakindir ve ne yapacağımızı konuşuruz.
- Os alemães. Podemos ir para algum lugar atrás da ilha, onde... falaremos sobre o que fazer.
Bana sorarsanız, o tam buradan, Dünya'dan geliyor.
Se quer a minha opinião, ele vem daqui mesmo, da Terra.
Söylemek istediğim şu ki bana sorarsanız 200 mil yol gittim ve benim dediğime geldiniz.
Andei mais de 200 milhas para falar na conferência, e vai ser do meu modo.
Bana sorarsanız, aslında hep seks düşkünü biri oldu o.
Se me perguntares, ele sempre teve o desejo.
Eğer bana sorarsanız, Süvariler Vittorio'dan korktu.
Acho que a cavalaria está com medo do Vittorio.
Bana sorarsanız daha çok 4 Temmuz gibiydi. Aynı anda birdenbire patlayan yangın bütün kampı yok etti.
Mais parecia o 4 de Julho, com tudo a explodir ao mesmo tempo, e uma festa generalizada.
Bana sorarsanız, üçünüz de değerinizin iki katını alıyorsunuz.
Mas se me perguntarem, vocês três recebem o dobro do que valem.
Bana sorarsanız, buraya dinamit gibi bir oyun lazım.
Acho que este lugar precisa e de um numero explosivo.
Ama bana sorarsanız, birkaç gün Kale'de dinlenmenizi öneririm. *
Se me permite um conselho, Vossa Alteza deve repousar um dia ou dois... na Torre.
Bana sorarsanız, olasılığın hırsızın lehine olduğunu söylerdim.
Se me perguntassem, eu diria que as probabilidades estão a favor do ladrão.
Oh, evet bana sorarsanız, Bayan McLean, West End mükemmel bir isim.
Oh, sim. Se me pergunta, Sra. McLean acho que West End é perfeito.
Devam et. Arkadaşlara gelince, Onu başka biriyle hiç görmedim. Garip değil, bana sorarsanız.
Quanto a amigos, nunca o vi com ninguém e não me admira nada.
Bana sorarsanız yanlış yoldasınız.
Se se refere ao caminho do lençol, a resposta é não.
Bana sorarsanız etrafta büyük bir birlik yok.
Nenhum sinal de grandes efetivos pelo que vi
Bana sorarsanız boşa vakit harcıyorum.
Se quer saber, acho que estou a perder o meu tempo.
Bana sorarsanız ziyaret etmek için güzel yer ama burada yaşamak istemem.
Bem, para mim é um bom lugar para visitar, mas eu não iria querer morar aqui.
Eğer bana sorarsanız, hala tutuklanabilir.
Ainda assim acho que ele devia ser preso.
Bana sorarsanız uğraşmanıza değmez.
Podia poupar trabalho.
Odasında değil. Bana sorarsanız dün gece orada uyuduğunu sanmıyorum.
Não está em seu quarto, e se me perguntar, acredito que não tenha dormido aqui esta noite.
Bana sorarsanız, zaten deliliğin kıyısındaymış.
Ele era um rapaz problemático...
Sizi o kadar iyi tanımıyorum. Ama bana sorarsanız kaptan yaz bitmeden onunla evlenmeyi ciddi ciddi düşünüyor.
Não a conheço muito bem, mas na minha opinião, o Capitão está a pensar seriamente em casar com ela antes do final do Verão.
Ornihopterimde hiçbir sorun yoktu... kötü plotaj, bana sorarsanız!
O meu ornitóptero não tinha nada de errado. Só uma péssima pilotagem, se quer saber.
Bana sorarsanız çok Fransa ve çok fazla beraberlik.
Se quer saber, é muita "entente" e "cordiale" de mais.
Bana sorarsanız, denizde olmak hapiste olmakla aynı şey. Sadece denizde boğulmak için şansın daha fazla.
Se me perguntar, estar no mar é o mesmo que estar na prisão, exceto que no mar há uma chance melhor de se afogar.
Bana sorarsanız, hınç duyan, Clutter'lardan nefret eden biri yaptı bunu.
Só pode ter sido vingança. Alguém que odiava os Clutter.
Bana sorarsanız, şerif olmak için uygun bir adam değildi zaten.
Acho que não tinha o temperamento certo para o cargo.
Bana sorarsanız bu polislik bir vaka.
Se me perguntar, este é um caso para a polícia.
Ama bana sorarsanız en iyisi kendi işinize bakmanızdır.
Agora, vocês, homens honestos vão tratar das vossas vidas.
Ama bana sorarsanız, o kadar evet oyunu geçersiz sayarak Parlemento Başkanı büyük cesaret gösterdi.
Eu acredito que o secretário deu mostras de grande talento... ao conseguir anular a maioria dos votos a favor da amnistia.
Bana sorarsanız bu adam, annesi hamile kalmadan doğmuştur. - İsmin ne?
Aposto que nasceu antes de ser concebido.
Bir kadının arkasına saklanmak hiç hoş değil, bana sorarsanız.
Não me parece bem, escondermo-nos atrás de uma mulher, se queres saber.
Bana sorarsanız, bu iki kıçı daha önce göstermiş olduğum... kıçın zerafetiyle karşılaştırmak yersiz olur. Bu, bence, köşkteki en güzel kıç.
Não me parece que a potência deste lombo possa ser comparada à graça que eu fiz notar anteriormente e que, na minha opinião, é o melhor cu da casa.
Bana sorarsanız, Dr. Ashley, hain bir oyuna kurban gitti.
Se quer saber, eu acho que o Dr. Ashley foi vítima de... Mão criminosa.
Bana sorarsanız, başka bir parola bulmalıyız.
Pessoalmente, acho que deviamos arranjar uma senha melhor.
Bana sorarsanız, ben kendim ve sizin için zerre kadar endişeli değilim.
Mas eu estou absolutamente tranquilo!
Bana sorarsanız kimseyi ürkütmeyelim ve ipuçlarını sessiz sedasız ele geçirelim. Ardından da sizden çalınan altınları ele geçirmek için en sert şekilde harekete geçeriz.
É preciso não assustar ninguém e tentar reunir provas, para depois, em rigor, recuperar o dinheiro que vos roubaram.
Bana sorarsanız, insanda beyin bırakmaz.
Não deixam a minha cabeça descansar.
Bana sorarsan, çok yakışıksız.
Acho que é indecente! Se me perguntarem a mim!
O Jenny gibi Fransız, Jenny gibi sevimli - eğer bana sorarsan, onun kadar da güzel.
É francesa como Jenny, bonita como Jenny, e a trouxe para si.
Bana ne sorarsanız hepsini anlatmak niyetindeyim.
Eu pretendo dizer a verdade, não importa o que me pergunte.
- Bana sorarsanız.
- Pode.
bana bunu yapma 64
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana yardım et 686
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana gel 139
bana yalan söyledin 158
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana ver 290
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana yardım eder misin 113
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana biraz su ver 19
bana ver 290
bana bir bira ver 21
bana bir bak 53
bana yardım eder misin 113