Big boy tradutor Português
171 parallel translation
Big Boy'dan bir mesaj getirdim.
Um recado do Big Boy.
- Big Boy diyor ki...
- Big Boy diz...
Big Boy, önümüzdeki birkaç ay için gorillerinizi zincirlemenizi söylememi istedi.
Big Boy quer que eu vos diga... ... que mantenham os vossos gorilas calmos, nos próximos meses.
Big Boy'un ulaşamayacağı kimse yoktur.
Nunca vi ninguém que o Big Boy näo conseguisse apanhar.
O yüzden adı Big Boy.
É por isso que é o Big Boy.
Big Boy bile.
Nem sequer o Big Boy.
Big Boy bu yanlışımızı affetmez.
O Big Boy näo nos serve, desta vez.
Şimdiye kadar hiçbirimiz Big Boy'un mekanına yemeğe davet edilmedik.
Nunca nenhum de nós foi convidado para comer na espelunca do Big Boy.
Big Boy'un, senin klas biri olmadığını düşünmesini istemezsin.
Näo quer que o Big Boy pense que näo tem classe.
- Merhaba, Big Boy.
- Olá, Big Boy.
İşi biten sadece Pete Montana değil, Big Boy'un kendisi de bitti.
Näo é só o Pete Montana que está acabado, o próprio Big Boy também.
Big Boy, tüm Kuzey bölgesini bana verdi ama orası tek bir kişi için fazla büyük.
O Big Boy ofereceu-me toda a Zona Norte, mas é demasiado para um homem só. Preciso de alguém.
Merhaba, Big Boy.
Olá, Big Boy.
Tamam, hoşça kal, Big Boy.
Está bem, adeus, Big Boy.
Bizden Büyük Patron'un çöplüğüne yemeğe davet edilen kimse yok.
Nunca nenhum de nós foi convidado para comer em casa do Big Boy.
- Merhaba Büyük Patron.
- Olá, Big Boy.
- Ne söylüyordum? - Bilmiyorum. Big Boy's'lardan galiba.
Não sei, qualquer coisa dos Beach Boys.
Tracy, söylentilere göre Big Boy bütün şehrin kontrolünü ele geçirmiş.
Tracy, eles estão a dizer que o Big Boy pôs a cidade fora de controlo.
- Söylentilere göre Big Boy bütün şehrin kontrolünü ele geçirmiş.
Dizem que o Big Boy pôs a cidade fora de controle.
Big Boy'u eninde sonunda yakalayacaksın.
Tu vais apanhar o Big Boy.
Big Boy sokaklarda dolaşıyor, ve onlar beni masanın arkasına mı sıkıştırmaya çalışıyorlar?
O Big Boy anda por aí nas ruas, e querem-me prender a uma secretária?
Kimse Big Boy Caprice'i barın arkasında bir masaya oturtmayacak ama!
Ninguém vai por o Big Boy Caprice atrás das grades sentado atrás duma secretária.
Big Boy, biz arkadaş değil miyiz?
Big Boy, nós não éramos amigos?
Big Boy banyo olmasın!
Big Boy, o banho não!
Big Boy biz arkadaştık!
Big Boy, nós somos amigos!
Big Boy, Big Boy. bir düşün Big Boy.
Big Boy, Big Boy. Pensa nisto, Big Boy.
Sadece laboratuvardaki çocuklara söyle, o cevizlerdeki parmak izlerini sabah sekize kadar bulsunlar çünkü Big Boy'u mahkemede istiyorum.
Digam aos rapazes do laboratório que tirem as impressões até às 8h da manhã porque vou trazer o Big Boy para aqui esta noite.
En büyük kumar Big Boy'u sokaklarda bırakmak. Hadi gidip yakalayalım şunu.
Deixar o Big Boy nas ruas é que é um grande risco.
"No, indeedy"
Agora vamos é apanhá-lo. Olá Big Boy.
- "That's just stocking- -" - Selam Big Boy. Çöpünü getirdim.
Trouxe o teu lixo.
- Cevizi seviyorsun, değil mi Big Boy?
- Tu gostas de nozes, não gostas Big Boy?
Çok salaksın Big Boy.
Estás desleixado, Big Boy.
- Bak, güvendesin.
- Olha, tu estás segura... o Big Boy está na cadeia.
Big Boy hapishanede ve onu orda tutacak sadece sensin.
És tu quem o pode lá manter. Telefona-me.
Big Boy Caprice'in parmak izleri bu cevizlerde değil Tracy.
As impressões digitais do Big Boy Caprice não estão nessas nozes, Tracy.
Hepsi de Big Boy'un bütün sabahı dans dersinde geçirdiğine dair israr ediyorlar.
Todas elas reafirmam que o Big Boy passou a manhã toda numa aula de dança.
Bak, eğer Big Boy'a karşı tanıklık yaparsam, kafamı uçurur.
Olha, se eu testemunhar contra o Big Boy, ele apaga-me.
Şu anda Big Boy için çalışıyorsun.
Agora trabalhas para o Big Boy.
O mektubu Big Boy'a götür.
Entrega essa carta ao Big Boy.
Sana elimi vermeliyim Big Boy.
Tenho de dar a mão à palmatória, Big Boy.
- Geri geleceğim Big Boy.
- Eu voltarei Big Boy.
- Saat gibi. Umut edelim ki Big Boy beni, masaların altına bakmayı akıl edemeyecek kadar aptal sansın.
Vamos esperar que o Big Boy pense que sou estúpido demais para ver debaixo da mesa.
Big Boy kaçıyor, ve senin de onu yakalaman gerekli.
Tens o Big Boy encaminhado agora e isso é bom.
Bilmiyorum Big Boy. Bana biraz bu Tracy probleminden kurtulmak istedikleri gibi senden de kurtulmak istiyorlar gibi geliyor.
Não sei, parece-me que eles se querem livrar do problema do Tracy tanto quanto tu.
Bana büyük bir Big Mac verin, kızarmış patates ve küçük boy Kola, lütfen.
Um "Big Mac", batata frita e uma "Coca" pequena para levar, por favor.
Harcayacak o kadar parası.. ... varsa ya battal boy içecek kutusunda yaşıyordur ya da şekerleme almak için vücudunu satıyordur.
Com esse dinheiro para esbanjar, ou está a morar dentro de um copo de Big Gulp, ou vende o corpo em troca de chocolates.
Big Boy Caprice.
Big Boy Caprice.
Big Boy.
Big Boy.
- Sanırım bu yoldan yapabiliriz Big Boy. - Onlar da neydi?
- Sobre que era aquilo tudo?
Selam Big Boy.
Olá Big Boy.
Ne kaybedebilirsin ki Big Boy?
Que podes perder, Big Boy?
böyle 531
boyle 17
boyd 73
boya 43
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle bir şey yok 21
böyle devam et 79
böyle yapma 93
boyle 17
boyd 73
boya 43
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle bir şey yok 21
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle konuşma 236
böyle şeyler söyleme 28
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle konuşma 236
böyle şeyler söyleme 28
böylelikle 44
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle olsun istememiştim 16
böyle gelin 49
böyle mi 243
böyle işte 52