Böylelikle tradutor Português
1,452 parallel translation
Böylelikle Sudan'a dönebilecektim.
Pensei que ia voltar para o Sudão rapidamente.
John yerel bir topluluğun üniversitesine kaydoldu böylelikle Kenya'daki kamplar hakkında kurduğu hayallerine kavuşmuş oldu.
O John matriculou-se numa escola da comunidade local, finalmente realizando o sonho que tinha no campo no Quénia.
Böylelikle Amerika'da kendimize ve geride bıraktığımız insanlara yardım edebilirdik.
Depois seremos capazes de nos ajudarmos nos Estados Unidos e as pessoas na nossa terra.
Kraliyet habercisinin çantasından birkaç mesajı çalmayı başardım. Böylelikle Ella'yı ziyaret etmek için bir bahanem oldu.
Consegui desviar algumas cartas da mala do carteiro real... por isso tinha uma desculpa para ir visitar a Ella.
Niçin buradayız? Eğer bunun insan aklının nihaî zaferi olacağını bilseydik böylelikle tanrının aklını da bilebilirdik.
Porque é que estamos aqui? passávamos a conhecer a mente de Deus.
Böylelikle, tetikte ve atik olacaksın.
Assim, mantê-lo-ei vigilante e alerta.
Böylelikle savaştan sonra yahudi müşterilerini soran kimse olmayacaktı.
Assim ninguém poderia perguntar onde estavam os clientes Judeus.
Böylelikle bizimle ilgilenemeyip her hareketimizi izleyemeyecek.
Assim, ela não nos chateia, nem nos controla.
Böylelikle, ona hakkını bırakmak isterim.
E gostaria de lhe deixar o que é dela por direito.
Yakalanırsak mahkemeye çıkartılırız, böylelikle konuşma fırsatı yakalar halkımızı karanlık uykudan uyandırabiliriz.
Se formos apanhados haverá um julgamento... teremos uma oportunidade de falar.
Böylelikle vakum etkisi yapıyor!
Está a criar um campo de sucção!
Çıkmış orada milletin kıçını yalıyorsun böylelikle yırtacaksın.
Eu vejo como tu estás ali a dar graxa neles para te deixarem sair.
Böylelikle beni de annemden ayırmamış oldular.
Por isso acabei por ficar.
Böylelikle, anneniz ve ben eskisi gibi kavga etmeyeceğiz.
Para assim a mamã e eu discutirmos menos.
Böylelikle, göze daha hoş görünen, daha güzel bir yemek yapmış olduk.
Vês, agora fizemos uma melhor refeição em vez de uma melhor decoração.
Böylelikle artık Tanrı'ya değil bir adama ait olduğunuzu anlarsınız.
Para nos mostrarem que já não pertencemos a Deus, mas sim a um homem.
Böylelikle, direnişle karşılaşmadan onları şaşırtıp, hedefe yaklaşabiliriz.
Desta forma, poderemos surpreendê-los e nos aproximar... Do alvo antes de encontrar resistência.
Böylelikle her şey, hatta bu bile daha iyi olur. Kalan ömrümüz de iyi günlerin içinde olabilir.
E este tempo, este tempo que tivemos.
Bu bilgiyi modele gireceğim şansımız varsa araştırma alanını biraz daraltacağız böylelikle onu bulacaksın.
Meterei esta informação no programa e, com sorte, reduziremos a área de busca a algo manejável, para que possa achá-la.
Kendi çılgınlığımda böylelikle de son bulacak. Hayır, Harry.
- E assim termina minha descida à loucura.
Böylelikle Andrew döndüğünde hazır olacağım.
Assim não vou perder o ritmo para quando Andrew voltar.
Sana karşı açgözlü ve kötü davranıyorlar, böylelikle sen iyi bir insan gibi görünüyorsun.
Fazem de gananciosos e maus por ti, para que possas parecer uma boa pessoa.
Doğru. Böylelikle hangi saatte hangi kokunun verildiğini de biliyoruz.
Exactamente, por isso sabemos que fragrância estava a ser difundida a determinada hora.
Deneysel olarak sınıflandırılır, böylelikle yaptıklarından sorumlu tutulmazlar.
Classifica-a como experimental. Não vai mexer com quaisquer números. É o que ela queria.
Biz bir bardaydık. Christine sarhoştu ki böylelikle hikayenin komik kısmı başlar.
Estávamos num bar, a Christine estava embriagada, que é como grande parte das nossas histórias começam.
Ki böylelikle hikaye de sona erdi zaten.
Que, a propósito, é como grande parte das nossas histórias terminam.
Böylelikle ciğerlerinin etrafındaki sıvıyı azaltmalıyız.
Está bem? dessa forma, vamos conseguir eliminar algum líquido dos seus pulmões.
Onu öldürüp kayıp olduğunu bildirdin, böylelikle masum görünecektin.
Então, matou-a. E participou o seu desaparecimento - para parecer inocente.
Ben Andrea Moreno. Christine'nin eşyalarını katalog yapıyorum böylelikle onları satabiliriz
Sou Andrea Moreno, estou catalogando as antiguidades de Christine... para podermos vendê-las.
Böylelikle ofisine yakın olabilir
Ela pode ficar mais perto do trabalho.
Şey, Ben... odayı gördüm.İçeri girmeme izin vermedi, Böylelikle farz ettim ki bir şeyin...
Bem... Vi o quarto. Ela não me deixou entrar então achei que havia algo.
Carcetti'ye yaranacak bir şey, Böylelikle seni yanında tutmasının kendi fikri olduğunu söyleyebilir.
Algo que agrade ao Carcetti, para poder dizer que ele é que quis ficar contigo.
Evet biliyorum ama böylelikle, Lex'le arama mesafe koymuş oldum, değil mi?
Eu sei, mas assim mantenho as distâncias entre mim e o Lex, certo?
Böylelikle bir şey hatırlamazlar.
Assim, não se lembrarão de nada.
Böylelikle iki ülkede birden zengin oluyor.
Faz dele um homem rico em dois países.
Sadece ileri geri yapacaksın Böylelikle bir anlaşma yaptık.
E eu dizia que era engraçado, pois ninguém sabe realmente dançar.
Böylelikle kayayı durdurmadan önce onun titreşimlerini hissetmek zorundasın.
Desta forma ele vai ter mesmo de sentir as vibrações da pedra para a parar.
Lütfen bana katılın. Böylelikle Hizmetli'nin...
" Por isso, por favor juntem-se a mim na adoração da fantástica qualidade do contínuo :
Böylelikle seni öldüremem. Ayrıca, ihtiyacın kalmadığı an beni öldürebilirsin.
Agora, não te posso matar, e tu podes matar-me se não precisares de mim.
Bir parçamı reddediyormuşum gibi hissettim böylelikle...
Senti como se estivesse negando algo de mim, então...
Diana Skouris, Maia Rutledge'yi evlat edinme işleminiz... böylelikle yasal ve bağlayıcı olarak tamamlandı.
Diana Skouris, seu pedido de adopção de Maia Rutlegde está completo, dentro da lei e concluído.
Ama bana Çin Mahallesi'nde apartman bulacağına söz vermiştin, böylelikle arkadaşımın restoranında çalışıp yeni bir hayata başlayabileceğim.
Mas, a senhora prometeu comprar-me um apartamento em Chinatown, para poder trabalhar no restaurante do meu amigo e começar uma vida nova.
Böylelikle matkabın içindeki basınç artacak ve Aang son darbeyi indirdiğinde patlamaya hazır olacak.
A pressão irá crescer dentro da perfuradora, e quando o Aang der o golpe final, estará pronta a rebentar!
Böylelikle nevroz paranoyaya dönüşür, paranoya da sonuçta psikoza *...
O medo torna-se paranóia. E a paranóia passa a psicose.
Buradan gidebiliriz, böylelikle kahrolası lanet yerden gidebiliriz.
Vamos sair daqui.
Ve böylelikle...
Aí...
Bir afiş taşıyordum. Otelin karşısındaki binaya asacaktım. Böylelikle Bush ne hissettiğimizi görmek zorunda kalacaktı.
Levava o cartaz comigo, planeei ir ao edifício contíguo, para pendurar o cartaz que forçaria Bush a vê-lo para que veja como nos sentimos.
İstediğimi itiraf etmeye hazır olduğumdan emin değilim ama bu süre içinde kollarını bana dolamana ve sıkıca sarmana razı olacağım böylelikle el ve ayaklarımdaki hissizleşme belki giderilebilir.
Não sei se estou pronto para admitir o que quero. Mas, entretanto, contento-me com um abraço bem apertado teu, para recuperar a sensibilidade nas extremidades inferiores.
Böylelikle, yola koyuldum.
Por isso eu pus-me a caminho.
Böylelikle...
Primeiro, acerte as contas com o nosso país.
Keşke büyük annem burada olsaydı böylelikle ben...
Só queria que minha avó estivesse aqui, então eu poderia....
böyle 531
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle bir şey yok 21
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle şeyler söyleme 28
boyle 17
böyle iyi 244
böyle olmaz 92
böylece 530
böyle bir şey yok 21
böyle devam et 79
böyle yapma 93
böyle bir şey olmayacak 25
böyle şeyler söyleme 28
böyle konuşma 236
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle bir durumda 32
böyle şeyler 30
böyle söyleme 179
böyle olsun istememiştim 16
böyle iyiyim 107
böylesi 17
böyle gelin 49
böyle mi 243
böyle işte 52
böyle bir durumda 32
böyle şeyler 30
böyle söyleme 179