English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bir bana

Bir bana tradutor Português

78,843 parallel translation
Gelip bana teşekkür edecekmişsin gibi bir his vardı.
Tenho a sensação que irás agradecer-me.
Kulağa hoş geliyor ama biri sana gelip bunları öneriyorsa bu bana gerçek olmayacak kadar iyi bir şey gibi geliyor.
Tudo pareceu-me bem, mas quando alguém aparece e oferece-te algo que soa bom demais para ser verdade?
Bana bir şey bulursan ara dedi.
E ela disse para telefonar se eu encontrasse alguma coisa.
O zaman bana aptal bir çocukmuşum gibi davranmayı kesin!
Então parem de me tratar como uma criança estúpida!
Yerel polisler, onlar burada bir şey olduğunu sanıyorlar. Onlar bana inanmıyorlar.
A polícia local, eles... acham que há algo...
Neden bana Marcus'un bir ayı tarafından öldürüldüğünü söylediniz?
Então porque disseram que Marcus foi morto por um urso?
Bana ikinci bir şans verecek misiniz?
Vamos dar-te uma segunda oportunidade.
Bana ikinci bir şans verdiğinizi söylediniz.
Bom, disseram-me que me davam uma segunda oportunidade.
Bana bir hayat verdiler.
Eles deram-me uma vida.
Evet. Bir daha ailemizin darmadağın olduğunu söylediğimde bana psikopat keçi adamları hatırlat.
Da próxima vez que me ouvires dizer que nossa familia é tramada, recorda-me que poderiamos ser um povo bode psicopatas.
Bana bir şey oldu Castiel.
Alguma coisa aconteceu-me, Castiel.
Bana bir şey söylemedi.
Ele não me disse nada. Ele mostrou-me.
Bana Dean beni ara bir sorunumuz var dedi.
Ela disse : " Dean, liga-me.
Kölem olarak düşmanlarım için öldürücü bir silah olabilirsin. Buna bana fazla rahat şekilde emirler veren İngiliz sürtük ile başlayalım.
Como meu escravo, poderias ser útil como uma arma, algo contra os meus inimigos, a começar por uma certa cadela britânica que está confortável demais a fazer-me ultimatos.
Kelly Kline ve tohumunun nerede olduğu ile ilgili bir bilgi aldığında o bilgiyi bana vereceksin.
Se tiveres uma informação sobre os paradeiros da Kelly Kline e da cria dos teus lombos poderás querer dar-me essa informação.
Bana saldırdığında onu bir şeytan zannettim.
Quando ela me atacou do nada, pensei que era um demónio.
Bana az da olsa bir bilgi vermeniz gerektğini düşünmüyor musunuz?
Olhe, não acham que me deveriam dizer um pouco mais, quer dizer, algo do que aconteceu?
- Bana bağırıp durması bir şeyi değiştirmeyecek.
Não precisa de me atacar.
Bir yolculuğa çıkacağım belki bana eşlik edersin demiştim.
Vou fazer uma pequena viagem. Pensei que podias vir comigo.
İnanamıyorum tam da Jim'lik bir iş. Tecavüze uğrayan da bunu bana anlatmak zorunda kalan da sensin.
Meu Deus, isto é típico do Jim, tu é que foste violada, e tu é que tens de me contar.
Beth, eğer bana dürüst olmazsan bu denetimlerin bir anlamı kalmaz.
Beth, o objetivo da supervisão é seres honesta comigo.
İşin iç yüzünü öğrendiğinizde gelip bana da anlatın bir zahmet.
E quando descobrirem porque o fez, venham dizer-me e mostrem um pouco de simpatia.
İlk onunla görüştüm, bana bir şey bilmediğini söyledi.
- Estava na tua lista! - Eu sei, mas eu falei com ele - e ele disse que não sabia de nada!
Ki size ne yapacağınızı söylemek bana düşmez toplantıyı planladığı gibi yapardım. Ekibin kalanıyla ayrıntıları paylaşmayın. Basın açıklaması yapmadan önce dışarı çıkın, hava alın, bir kahve için.
Não estou a dizer isto oficialmente, vão à reunião Gold e não comentem nada disto com o resto da equipa, depois, antes da declaração à imprensa, vão lá fora, apanhar ar, talvez tomar um café,
Resmi bir parti olacağı söylendi bana ama gittiğimde tek takım elbiseli bendim.
Tinham-me dito que era um evento formal. Mas quando lá cheguei, era o único a usar fato.
Hele de şüpheli için altı saat kalmışken. Böyle bir saatte aramamın nedeni de bu. - Neler olduğunu anlat bana.
Principalmente quando apenas tens mais seis horas com um suspeito, que é o motivo de eu te estar a ligar a esta hora.
- Hayır bana kalmış bir şey.
Ainda sou a editora aqui.
Baba bana ya da polisi söylemediğin bir şey varsa eğer, şimdi tam zamanı.
Pai, se há algo que não contou a mim ou à polícia, agora é a altura certa.
Bana söylendiğine göre Eoferwicli Guthred'ten bir adam, bir savaşçı alıp köle olarak satmışsın.
Contaram-me que haveis levado um homem, um guerreiro entregue por Guthred de Eoferwic. Haveis vendido esse homem como escravo.
O zaman bana bu lanet yığını alevlendirmeyecek bir hikaye ver.
Então, arranje-me uma história que não coloque este sítio inóspito em polvorosa.
Zamanında önemli derecede cesur ve cesurca önemli bir kadına âşıktım ancak kendisine evlilik teklif ettiğimde karmaşık ve akıl sır erdirilemeyen sebeplerden ötürü bana bir cevap verememişti.
Amei uma mulher notavelmente corajosa e corajosamente notável que, quando lhe perguntei se queria ser minha esposa, achou, por razões complicadas e insondáveis, que não me podia responder.
O hâlde bana fazladan bir dilim pasta kaldı.
Bem, sobra uma fatia de bolo.
Bir ihtiyacınız olursa bana her zaman...
Se precisarem de alguma coisa, podem contactar-me...
Annenle ilgili bir durum var bana söylemediği bir şey.
Passa-se alguma coisa com a tua mãe, algo que ela não me estava a dizer.
Bana güvenle gelen bir köpeğin omurgası.
A espinha dorsal de um cão que me foi confiado.
Bana bir model oluştur.
Constrói um modelo. Certo.
Bana bir dakika ver Louis.
Dá-me um minuto, Louis.
Bir de bana sor.
Nem me digas nada.
Bana sert bir şey ısmarlasana.
Queres oferecer-me uma "Sucker Punch"?
Dan bana bir paket verdi.
O Dan deu-me um saco.
Kitaptan eski bir hile,... ve telif hakkı bana ait.
Truque mais velho do livro. E fui eu que disse.
Tamam? Bana kalırsa hakim bir ruh, muhtemelen "dibuk".
Um espirito possessivo, talvez um espectro.
Ş ž imdi,... biri bana bir sürü para getirsin.
Agora, alguém me traga muitas moedas de 5 cêntimos.
Hepiniz bir dakika durup bana katılabilir misiniz?
Podem parar um pouco e juntar-se a mim aqui?
Ancak şu bir gerçek ki, yaptığın şeyin bana sandığından çok daha fazla yararı oldu.
Mas o facto mantém-se. As suas ações beneficiaram-me mais do que imagina.
Bir de bana sor. Kendi tabelasını bile astı.
Ele tem o seu próprio letreiro e tudo.
Koruyuculuğunu bana veren doktorlar bunun fiziksel bir hastalık olduğunu düşündü mü peki?
A médica que me deu a tutela considerou isto uma condição física?
Bana kalırsa sadece bir şeyin kanıtı.
E eu digo que era prova apenas de uma coisa.
Bana kalırsa cevap çok güçlü bir evet.
Acredito que a resposta seja um inequívoco sim.
Başka bir inşaat işinde daha bana ihtiyacın var.
Tem outro trabalho de construção e precisa da minha ajuda.
Salak salak bakma da bana başka bir tane getir.
Porque é que não tiras o ar de parvalhão da cara e me vais buscar outro?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]