Bir düşünün tradutor Português
1,532 parallel translation
Benimle bütün Avrupa'ya ulaşabilirsiniz. Bunu bir düşünün.
Pode chegar até à Europa, comigo.
Güzel bir kız, ve, bilirsiniz işte, bir düşünün. Ağız dolusu deve parmağı olsa bile... dudaklarımı nereye koyduğumu umursamazdım.
Ela é uma garota bonita, e, tu sabes, eu começo a pensar, eu não me importava de colocar a boca, se conseguisse um bocado daquele "dedo de camelo".
Sadece bir düşünün.
Apenas pensem nisso.
Eğer benim gibi bir insana bunu yapabiliyorsa bir düşünün sizin gibi insanlara neler yapabilir?
E se ele pôde fazer isso com um cara como eu, imaginem o que ele pode fazer com pessoas como vocês.
Neden bahsettiğinizi bir düşünün.
Pense naquilo que estão pedindo.
Tek bir kişi bile. Bir düşünün.
Pensem bem nisso.
Bir düşünün?
Pensas no assunto?
Lütfen, bunu bir düşünün.
Por favor, pense nisso.
Hakikaten çok güzel ve apaçık belli. Fakat durun ve bir düşünün...
É simples e até meio óbvio, mas, se pararmos para pensar...
Frappacinolarınızı yudumlarken bunları bir düşünün ve...
Pensem nisso enquanto estiverem a beber os vossos frappucinos.
Şimdi Lily, Eriksen ailesine katılmak konusunda zaten tedirginse içinde büyüyen, muhtemelen 6,75kg'lık bir Eriksen bebeği konusunda ne hisseder bir düşünün.
Agora, se a Lily já estava apreensiva em relação a juntar-se à família Eriksen, imaginem como ela se sentiu com a possibilidade de ter um Eriksen de 6,8 quilos a crescer dentro dela.
Bir düşünün.
Pensem nisso.
Yani, bir düşünün...
Quero dizer, pensem nisso.
Bir düşünün!
Porque nós vencemos!
Onlara çok şey borçluyuz, bence, çünkü eğer onlar evlenmeseydi, ben dünyaya gelmezdim ve o zaman neler kaçıracağınızı bir düşünün.
Todos, devemos-lhes tanto, acho, porque, se não se tivessem casado, nunca me teria tido, e imaginem o que estariam a perder se não me tivessem,
Multi-milyon dolarlık bir şirket kontrolünüzde olsaydı toplum için neler yapabileceğinizi bir düşünün.
Pense só na mudança que poderia trazer para esta comunidade, se tivesse o controlo sobre uma empresa multimilionária.
Landry'ye bilgi vermeden duş almayı bir düşünün.
Devia tomar banho antes da reunião com o Landry.
Korkunç olan ne biliyor musun? Eğer bir yıl böyle hızlı geçtiyse, Eric on yıl sonra nerede olacak bir düşünün.
O que é assustador, é que se um ano passou assim tão rápido, imaginem onde estará o Eric daqui a dez anos.
- Bir düşünün. Restoranda mutasyona uğramış bir sürü balık bulursak ne yapacağız?
E se encontrarmos vários peixes mutantes nesse local?
Peki. Tamam. O zaman, siz bu - siz bu gece bir düşünün isterseniz!
Pensem no assunto!
Yani bir düşünün.
Pensem nisto.
Ve bir düşünün böyle bir gelişme kimlerin sorumluluğu altında olmuştur... Onlar sadece çok zengin olmakla kalmazlar ayrıca... Tarihe de geçerlerdi, öyle değil mi?
E quem estivesse encarregado de desenvolver esse projecto... não só ficaria loucamente rico... como ficaria imortalizado na História, não é verdade?
Kendinizi başka bir şey olarak düşünün o zaman.
Vê-te como outra coisa.
Ne ima ettiğinizi bir kez daha düşünün, kaptan.
Pense no que está a insinuar, Comandante.
Şöyle düşünün ; Bermuda gibi bir vergi cennetinde 15 milyon kirli paranız var.
Imagine que tem 15 milhões de dinheiro sujo fechado numa sala de julgamento como esta.
Düşünün bir bunu.
Pensem nisso.
Bir virüs, ama virüslerin en kötüsünü düşünün ve bunun panzehirinin sadece sizde olduğunu düşünün.
Imagine um vírus, o vírus mais terrível que puder, e depois imagine que apenas você, e mais ninguém, tem a cura.
Bay Brinkman, farz edelim ki gerçekten cadılar var ve kanıtı yok tabii ama bir an düşünün, bu imaj onları ne kadar da rahatsız ederdi?
Brinkman, vamos supor que as bruxas existem mesmo e não há provas do contrário. Mr. Já imaginou o que sentiriam ao ver a sua imagem distorcida?
Yağmur yağmaz ve ürün alamazlarsa, bu insanların nasıl bir umutsuzluğa kapılacaklarını düşünün.
Imaginem o desespero das pessoas quando não chove e a colheita se estraga.
Koca bir şişe olduğunu düşünün.
Imaginem se tivesse o frasco int...
Bunları davetiye olarak düşünmeyin, bunları resmi bir çağrıma emri olarak düşünün.
Considere isto uma convocatória.
Suçlular arasında kucaktan kucağa dolaşınca zengin arkadaşlarınızın gözünde sokak itibarı mı kanacaksınız? Bir daha düşünün.
Se pensa que por andar metida com um bando de criminosos terá mais crédito com os seus amigos ricaços,
Sadece bir şeyleri patlatmayı seven biri olduğunu düşünün. Bu duygusal ve cinsel tatmin sağlıyor.
Estás a pensar em alguém que gosta de explodir coisas para conseguir uma libertação emocional ou sexual.
- Bay Bullock... bizim vücutlarımız bile o atın altında kalsa dayanamazdı. William'ın yaşındaki bir çocuğun durumunu siz düşünün.
- Sr. Bullock, nem o seu corpo nem o meu aguentavam algo assim, quanto mais o corpo frágil de um rapaz da idade do William.
Başka bir seçenek düşünün.
Considere outra alternativa.
- Bir cerrah gibi düşünün Dr. Yang.
- Pensa como um cirurgião.
Bunu bir yatırım olarak düşünün.
Pensem nisso como um investimento.
Bunu bir düşünün.
Pensem nisso.
Bir de, saklanan oyuncunun sınırlı sayıda seçeneği olduğunu düşünün.
Agora, supõe que o jogador que esconde tem opções limitadas.
Bir dakika düşünün isterseniz.
Pare um pouco para pensar.
Düşünün bir kere, televizyonda, filmlerde ya da..
Pensem.
İşten eve giden bir işçi düşünün, komşusu gelip soruyor, "Hey, Ödül aldın mı"
Um empregado vai para casa, e pergunta ao vizinho : "Recebeste algum prémio?"
Bana bir iyilik yapın ; ofisime geçin ve şu iç deri hakkında biraz düşünün, ha?
Faça-me um favor. Sente-se no meu escritório... e pense sobre aquele interior de cabedal.
Beni bir danışman gibi düşünün. Büyük gün yaklaşırken, her şeyin kontrol altında olduğundan emin olmak için geldim.
Considerem-me simplesmente como um supervisor que veio para assegurar que as coisas estão sob controlo antes do evento.
Hastalıksız bir dünya düşünün... ya da cücesiz. Her çocuğun her açıdan mükemmel oduğu bir dünya.
Pensem num mundo sem doenças... ou anões... onde todas as crianças são perfeitas em todos os aspectos.
Mükemmel bir evrim geçirmiş canlı düşünün, Bay Lee.
Imagine um animal desenvolvido ao ponto de perfeição, Mr.
Bu kristallerle dolu bir futbol sahası düşünün.
Imagine um campo de futebol dessa coisa, e fica com uma idéia.
Bir de birinin unutamamamız için sürekli uğraştığını düşünün.
Imagine se alguém estivesse a tentar fazer com que não esquecesse.
Önümüzdeki beş gün boyunca siz anne ve babalar, bebek mi bi daha düşünün için bir takım olacaksınız.
Nos próximos 5 dias, mães e pais vão se juntar e tomar conta de um bebé de brincar.
"Bir tarafında insanların, diğer tarafında askerlerin olduğu bir hendek düşünün."
Tentem imaginar uma vala com pessoas de um lado e soldados atrás delas -
Şimdi meyveli gazozunuzla bir dakika düşünün bakın bakalım, siz de görüyor musunuz vali bey.
Porque não pensa um minuto, com o seu sumo de laranja, para ver se também consegue ver... governador.
düşünün 108
düşününce 41
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dilek tut 57
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir daha asla 148
düşününce 41
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dilek tut 57
bir dakikaya geliyorum 18
bir dakika sonra 23
bir dakika bekleyin 225
bir dakika lütfen 248
bir daha asla 148
bir dakika bekle 619
bir daha yapma 24
bir dolar 65
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika daha 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika önce 23
bir de bana sor 80
bir dahaki sefere 163
bir daha yapma 24
bir dolar 65
bir dakika bekler misiniz 17
bir dakika sürmez 36
bir dakika daha 36
bir dakika bekler misin 40
bir dakika önce 23
bir de bana sor 80
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir dakika izin ver 16
bir dost 87
bir daha 442
bir dakika izin verin 27
bir daha bak 16
bir daha olmayacak 147
bir de 274
bir de bu 17
bir daha olmasın 24
bir dakika izin ver 16
bir dost 87
bir daha 442
bir dakika izin verin 27
bir daha bak 16
bir daha olmayacak 147
bir de 274
bir de bu 17