Bir daha olmayacak tradutor Português
1,617 parallel translation
Bu bir daha olmayacak.
- Não vai voltar a acontecer.
Bir daha olmayacak.
Não volta a acontecer.
Bir daha olmayacak.
Não vai voltar a acontecer.
Bir daha olmayacak.
Bom, não acontecerá de novo.
Lütfen, aynı şey bir daha olmayacak.
Por favor, nunca mais volta a acontecer...
Bir daha olmayacak.
Não irá acontecer novamente.
bu bir daha olmayacak demek. Aah! Tamam, çabuk.
Isso significa que nunca vai acontecer.
Kumar değil, ve bir daha olmayacak.
Não é jogo, e não volta a acontecer.
Söz veriyorum bir daha olmayacak.
Prometo que não voltará a acontecer.
Bir daha olmayacak.
Não vai acontecer outra vez.
Özür dilerim Margaret, bir daha olmayacak.
Peço desculpa pela Margaret. Não voltará a acontecer.
Bir daha olmayacak.
- Não volta a acontecer.
Biliyorum, ama sürekli bir daha olmayacak deyip duruyorum.
Eu sei, mas estou sempre a dizer que não se repete.
Hayır, bir daha olmayacak.
Não, não volta a acontecer.
"Bu bir daha olmayacak öyleyse artık bahsetmeyelim olur mu?"
Não está acontecendo mais por isso não vamos continuar falando, certo?
Söz veriyorum, bir daha olmayacak.
Eu prometo, não acontecerá de novo.
Çok üzgünüm, bu bir daha olmayacak.
Sabes que mais? Lamento. Não volta a acontecer.
Bir daha olmayacak, söz veriyorum, tekrarlamayacaklar.
Esquece, Fred. Não volta a acontecer. Eles não fazem mais isso.
Hayır, senin suçun değil. Bir hataydı ve olmamalıydı. Ve asla bir daha olmayacak.
- Não é sua culpa... foi um erro, não deveria ter acontecido e definitivamente não vai acontecer de novo, prometo.
Bu konuda yardım alacağım. Söz veriyorum, bir daha olmayacak.
Prometo que não farei isso novamente.
Pekala, bir daha olmayacak.
Bem, não vai acontecer outra vez.
Bizi utandıracak tek şey Meredith'in aşırılık budalası partisine gelmemen olur. Evet, birbirimizden yeterince uzak kaldık. Bu bir daha olmayacak, hiçbir nedenle özellikle de Meredith yüzünden.
Sim, combinámos que nada nos iria separar de novo, e muito menos pela Meredith!
Bunun gibi bir maç daha olmayacak.
Pois e eu não posso fazer outro como aquele.
Bir ev hazırlamak kolay olmayacak biliyorum. Ama, daha kaç kez Edward Albee sofrasına katlanmak zorunda kalacaksın?
Eu sei que uma casa não vai ser fácil de resolver, mas, quantos mais destes jantares dramáticos, vais querer assistir?
Bir daha olmayacak.
Não acontecerá de novo.
Bir daha sinyal derdin olmayacak.
Nunca mais terá que se preocupar Com a cobertura.
Yani, hiç daha iyi bir zaman olmayacak,... ve eğer başkan olursan...
Nunca haverá uma altura certa. E, se fores Presidente, nunca haverá tempo nenhum.
Yani burası daha iyi durumda olmayacak. Bunu, senden bir dost olarak istiyorum, lütfen?
Estou a pedir como amiga.
Bir daha böyle bir şey olmayacak.
Isto não irá acontecer novamente.
Evet, evet... ve her Kanton'da dalgalanmaya başlayınca, ondan daha müthiş bir şey olmayacak.
Sim, sim... E quando ela estiver por todas as aldeias, será ainda mais magnífica.
Ve bir daha asla olmayacak, yani... Casey'nin bilmesine gerek yok.
e isso não vai acontecer outra vez, portanto eu não vejo razão para que a Casey tenha que saber.
Bir daha asla olmayacak.
Não vai acontecer novamente.
Lou, söz veriyorum bir daha asla olmayacak, tamam mı?
Lou, juro que nunca mais volta a acontecer, está bem?
Bir daha diye bir şey olmayacak.
Não vai haver próxima vez.
Geçen akşam olan şey bir daha asla ama asla olmayacak.
O que aconteceu na outra noite não vai acontecer nunca mais.
Ama bu kutsamalarımız sadece bu küçük yerle sınırlı olmayacak, çünkü bu sadece daha geniş ve daha derin bir iyileştirmenin başlangıcı.
Mas, as bênções que trazemos não será somente limitado a este... pequeno lugar, porque isto é o princípio duma mais larga... e profunda cura.
Ama bir daha ki sefere gözlerin karardığında, elimi tutmak için uğraşma. Çünkü orada olmayacak.
Mas da próxima vez que os teus olhos escurecerem, não procures a minha mão, pois ela não vai lá estar.
Bir daha olmayacak.
Sim, não volta a acontecer.
Eğer biraz daha beklersek, Big Eye, bu konuda bir seçim hakkımız olmayacak.
Não vamos esperar mais, Big Eye, não temos voto na matéria. Não posso fazer uma curva em U aqui. Entendido, Cobra.
Bir daha yapmayacak çünkü artık buralarda olmayacak.
Ele não o vai fazer de novo porque já cá esteve.
Evet ama sana söz veriyorum, bu bir daha asla olmayacak.
Sim. E agora prometo que nunca mais o faço.
İki gün içinde olacak olan dolunay geçerse, bir yıl daha dolunay olmayacak.
Se deixarmos passar a lua cheia, teremos de esperar um ano inteiro.
" ve ben vali olduğum sürece bir daha asla olmayacak.
"e nunca teremos enquanto eu for governador."
Bir daha asla olmayacak.
Não volta a acontecer.
Amerika'nın imajı bir daha devrimin,... özgürlüğün ve de demokrasinin imajı olmayacak, şiddeti emperyalizmin imajı olacak.
A imagem da América nunca mais será... a imagem da revolução, da liberdade e da democracia... e sim a imagem do imperialismo violento!
Bir daha asla güzel olmayacak.
Deixe-me ver.
Bir daha koşu olmayacak. Gösteri yok, artık hiçbir şey yok. Hadi.
Não teremos mais corridas, nem programas, mais nada, esta noite.
Bize anlatmaya çalıştığın şey için müteşekkiriz, delikanlı. Bana istediğin veriyi ya da rakamları gösterebilirsin. Ama o koca şişman kayayı oradan kaldırmak için daha ucuz ve zeki bir fikirle gelmediğin müddetçe bu anlaşma olmayacak.
E aprecio o ponto de vista que tentas expor, filho, podes mostrar-me, todos os números e figuras que quiseres, mas o facto permanece que, se não vieres com uma ideia melhor e mais barata... sobre como despachar, aquela grande e grossa rocha,
Ve sana seçimimi söylüyorum ; bu eve bir daha geri dönemezsin çünkü artık senin evin olmayacak!
E escolho dizer-lhe que não poderá voltar a esta casa... porque ela não será mais a sua casa.
Bir daha hiçbir şey olmayacak.
Não vai acontecer nada outra vez.
Evet... ve bir daha da kesinlikle olmayacak.
Sim, e juro-te que não acontecerá de novo.
bir daha asla 148
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha yapma 24
bir dahaki sefere 163
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir daha 442
bir daha bak 16
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha yap 42
bir daha söyle 118
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha dene 80
bir daha yapmayacağım 40
bir daha düşün 29
bir daha yapmam 21
bir daha ki sefere 39
bir daha yapalım 21
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha dene 80
bir daha yapmayacağım 40
bir daha düşün 29
bir daha yapmam 21
bir daha ki sefere 39
bir daha yapalım 21
bir daha düşündüm de 20
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
olmayacaksın 18
olmayacak 119
olmayacak mı 17
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dilek tut 57
bir dakikaya geliyorum 18
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
olmayacaksın 18
olmayacak 119
olmayacak mı 17
bir dakika 5689
bir defa 29
bir dilek tut 57
bir dakikaya geliyorum 18