English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bir kez

Bir kez tradutor Português

21,678 parallel translation
Son bir kez daha duymak istiyorum bebeğim.
Eu quero ouvir uma última vez.
Zehir sistemine bir kez girdimi... en karanlık anlarını tekrar yaşatır, yaptığın en kötü şeyleri.
Quando o veneno entra no teu organismo, faz-te reviver os teus piores momentos, as piores coisas que fizeste. Convulsões.
Bir kez yanlış yılana güvendim.
Confiei na cobra errada, uma vez.
- Zaten bir kez canınızı kurtardım.
- Já o salvei uma vez. - Calma, meu.
Bir kez daha soracağım.
Vou voltar a perguntar-lhe.
Şimdi bir kez daha soruyorum.
Por isso, volto a perguntar-te :
O bir kez yok olursa onlar da kayıp olur ve kaos katlanarak daha kötüye gider.
Quando desaparecer, ficarão perdidos, e o caos ficará exponencialmente pior.
Bir kez daha deneyelim.
Talvez não sejas. Vamos tentar outra vez.
- Onunla bir kez görüşün.
- Fale com ela uma vez.
Bana bir kez üniformasının gücünü gösterdi.
Ele já me tinha mostrado o poder da sua farda.
Bunun anlamı seninle Lamb and Flag'e gidip bara oturup oradaki her sıradan adamla bakışmak. Sırf bizi eve bırakmaları için bize içki ısmarlamalarını isteyerek ne kadar sıradan olduklarını bir kez daha gözler önüne sermek mi?
Quer dizer, ir ao bar com você, requebrar para todos os homens medíocres de lá, depois, deixar que nos embebedem para os trazermos para casa, só para confirmar que eles são mesmo medíocres?
"Uçmanın tadını bir kez alınca hayatın boyunca gözlerin hep gökte olacak çünkü oraya bir kez çıktın ve hep oraya dönmenin hasretini çekeceksin."
"Depois de experimentar voar, você andará para sempre com os olhos no céu, onde você esteve e para onde sempre desejará voltar."
Büyük olasılıkla yetişkinliğe erişene kadar yılda bir kez.
Provavelmente, uma por ano até ao teu crescimento completo.
O yüzden bir kez daha soracağım.
Então eu pergunto outra vez...
Bu yüzden devam etmeden önce üzerinden bir kez daha geçmek istediler.
Por isso elas queriam verificar antes de prosseguir.
Eğer söylediğin doğruysa ve her dava için bir kez limitiyle, .. 66 yıllığına hapse gireceğim.
Se o que diz for verdade, e há um limite de um crime por caso, irei para a prisão durante 66 anos.
Onlara yardım ettiğin için bir kez hapse gidiyordun, ve bunu kabul edemem.
Quase foste para a prisão por os teres ajudado, uma vez, e eu não suportaria isso.
Seni bir kez daha kaybetmenin düşüncesi...
E a ideia de te perder outra vez...
Bir kez daha, kel adamı kaçırdınız.
Mais uma vez, a reprimir os carecas.
Hadi son bir kez daha bak.
Pronto, demos um último deslumbre à loja.
Sana güvenmeyerek bir kez hata ettim.
Cometi o erro de não confiar em ti uma vez.
Fesih etmeyi de düşündük ama birbirimize daha çok aşık olunca bir kez daha evlendikten sonra ailelerimize duyurmanın harika olacağını düşündük.
E tencionávamos pedir a anulação, mas, uma vez que nos apaixonámos mais, achámos que seria maravilhoso revelá-lo às nossas famílias depois de casarmos outra vez.
Sen, ben olduğundan beri, bir kez bile davet edilmedin.
Mas como ele não sou eu, não recebeu um convite.
Bir kez aktive edildiğinde dört dakikadan önce çevirimiçi olmazlar.
Demoram quatro minutos para ficarem activos.
Elizabeth, annesini son bir kez görsün diye bir seyahat ayarlamayı düşünüyorum.
Quero organizar uma viagem para a Elizabeth ver a mãe uma última vez.
Ve bir kez daha Ajan Patterson bir sivilin FBI dosyalarına erişmesini sağlıyor.
E mais uma vez, a Agente Patterson dá acesso a dados do FBI a um civil.
Sen de sırrını bir kez daha güvende tuttun.
- E agora o teu segredo está a salvo.
Sadece sesini bir kez daha duyabilmek için.
Louvado seja Deus!
ve bir kez... bir kez okul gerçekten ona ihtiyaç duyduğunda... önde durmasına ve lider olmasına ihtiyaç duyduğunda yoktu.
e seja uma líder... Nada! Sabe... se houver um benemérito que tenha dinheiro, ela está logo lá.
İnsanlar senden bir kez sorumluluk almanı istiyor.
As pessoas estão-te a pedir que, pelo menos uma vez, assumas a responsabilidade.
Biliyor musunuz nasıl annem beni bir kez bıraktı?
Sabe como... a minha mãe desistiu de mim uma vez?
Okulun yararı için, bir kez daha, bir lider olmak zorunda kalacaksın.
Pelo bem da escola, mais uma vez, terá que ser um líder.
Bir kez bıçaklandım hatta.
Até já fui esfaqueado uma vez.
Bir kez daha tekrarlarsınız
Tu dizes outra vez
O sesi bir kez daha çıkarırsan bırakırım kahrolası bir köpek gibi sokaklarda geberirsin çünkü senin hak ettiğin bu!
Diz isso mais uma vez e deixo-te morrer como um cão na rua porque é isso que tu mereces!
Bir kez geri geldin.
Voltaste uma vez.
Daha önceden bir kez bile iniş yaptıysan bir kere daha yapabilirsin.
Se já aterraste um, consegues aterrar este.
Seni bir kez kaybettim.
Já te perdi uma vez.
Bin yıldır ilk kez kendime ait bir şeyim var.
Pela primeira vez em mil anos, tenho algo que é meu.
Bugün davayı düşürecek bir fırsat yakaladık ve işe yaramadı ama Donna'yı bu işten kurtardık ve ilk kez bundan kurtulabileceğimize inanmaya başladım.
Tivemos a hipótese de conseguir o arquivamento, hoje, e não resultou. Mas safámos a Donna. E, pela primeira vez, comecei a acreditar que podemos escapar a isto.
Bu ne tesadüf bir hafta içinde ikinci kez burada karşılaşıyoruz.
Que coincidência, encontrar-te aqui duas vezes numa semana.
Ve bu tür bir şeyi belki de son kez yapıyor olabilirim.
E pode ser a última vez que eu o posso fazer.
Avukat olmadığımı biliyorum ama Mike masum bulunursa aynı suçtan ikinci kez yargılama olmayacak ama hatalı yargılama olursa bir gün yine peşine düşebilirler belki de? - Öyle mi?
Não?
- Eder. Oraya bir sahtekârı ilk kez soktuğun gibi... -... hukuka yine karşı geleceksen, ilgilendirir.
- Diz-me respeito, se fores cometer mais ilegalidades tal como fizeste quando decidiste contratá-lo.
Önceden bir kaç kez daha kırılmıştı.
Já fracturei algumas antes.
Sandra'yla karşılaştık, çıkışta bir yere gittik. Birkaç kez oldu bu.
Encontrei lá a Sandra e depois saímos juntos, um par de vezes.
Son zamanlarda bir çok kez fazla mesaiye kaldım.
Se passar. Tenho trabalhado muito.
Ona bir kaç kez yazdım, ama cevap alamadım ve sonra bir kaç gün önce, beni ziyaret etmek istediğini duydum.
Escrevi-lhe algumas vezes, mas nunca me respondeu.
Hayır'ın anlamının "Hayır" olduğunu erken yaşlarda öğrendik. Ama bu kayıtta Ellen ilk kez "Hayır" dediğinde başka bir şey demek istiyordu.
Cedo aprendemos que não é não, mas a primeira vez que a Ellen o diz aqui tem outro significado.
Ölen üç kişiden olan, Sarah McGurk bir çok kez pizza sipariş etmiş.
Das 3 pessoas que morreram, a Sarah McGurk pede muitas entregas de comida.
Son bir kez daha soruyorum, Bay Wagner ile olan ilişkinizi bitirmek sizin fikrinizdi değil mi?
Só para clarificar...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]