Bu muhteşem tradutor Português
2,534 parallel translation
- Yada ihtiyacı olan insanlara doktor? - Evet, Tabiki, bu muhteşem olurdu.
E se fôssemos para África e levássemos água e médicos aos necessitados?
- Şşş. - Kitty, bu muhteşem.
Kitty, isso é fantástico.
Sonra bir gün bu muhteşem adam geldi...
E depois um dia apareceu este homem maravilhoso...
26 Nisan 1924'de çekilmiş bu muhteşem fotoğraf çok güzel.
Esta maravilhosa fotografia, tirada em 26 de Abril de 1924, é surpreendente.
Road Rider Jeanlerinin yeni yüzüsün. Ve bu muhteşem.
És a nova cara da "Low Rider Jeans", o que é excelente publicidade para a agência.
Haftaya yeni teklinin kaydına giriyorum, umarım bu muhteşem turneye devam ederim.
Para a semana vou gravar o meu novo single e espero continuar nesta bela digressão.
Bu muhteşem şehre neler oluyor?
O que é que está acontecendo com a cidade maravilhosa?
Yani ben onun istediği cevabı bulamıyorum bir türlü. Peki bu muhteşem yeni görünüşünün bunu halledemeyeceğini mi düşünüyorsun?
Não me ocorre a resposta que ele quer, sabe?
- Bu muhteşem.
- Que maravilha.
Bu muhteşem sarayın ona mezar olacağı fikrine dayanamıyorum.
Não suporto a ideia que este magnifico palácio será o túmulo dele.
Hayır. - Pekala millet, oturun ve bu muhteşem yemeğin tadını çıkarın.
Muito bem, vamos todos sentar-nos e aproveitar esta comida maravilhosa.
Bu muhteşem bir şey.
Isto é tão bom!
Bu muhteşem bir şey.
Isto é lindo.
Çocuklar, bu muhteşem.
- Malta, vocês são fantásticos!
- Bu muhteşem olacak çocuklar.
- Vai ser incrível.
Bu muhteşem bir parça.
É um trabalho magnífico.
Ben, "Ayaklarınıza Sağlık" ın çıkardığı bu muhteşem astarlardan bahsetmek istiyorum.
Quero falar sobre estas fantásticas palmilhas da Bon Appe-feet!
Bu muhteşem.
É grandioso.
Yani bu muhteşem.
Quero dizer, isto é incrível.
"Lightning" artık çalışmıyor. Fakat bu muhteşem parça, mühendislik harikası, beni 18 km yukarıya götürecek.
O Relâmpago não está mais em uso, mas esta peça magnífica de engenharia superpoderosa vai me levar a 18 km de altura, em linha reta.
Bu muhteşem robot vücutla gidip bir şeylere katılacağım.
Vou fugir com este invencível corpo de robô e aderir a alguma coisa.
Bu, bu muhteşem bir haber!
Isso são... boas notícias.
Durum buysa ben Hetty'e bir bakayım bu muhteşem gruba katılmak ister mi diye.
Bem, nesse caso, vou falar com a Hetty para ver se ela quer fazer disto Os Sete Magníficos.
Bu muhteşem.
- É incrível.
Kaygılarımızın kışı şimdi muhteşem bir yaza döndü bu York güneşi sayesinde.
"Agora é o Inverno do nosso descontentamento," "Verão glorioso, por este sol de York tornado."
Her zaman bu kadar muhteşem değildir.
Normalmente, não está tão majestosa como esta noite.
- Tüm bu olanlarda muhteşem bir doğal simetri...
- Há uma simetria natural incrível...
Eğer yeteri kadar bilim-kurgu filmlerine bakarsak, tuhaf ve muhteşem yaratıklar görürüz ama bizim asıl ilgilendiğimiz bu organizmaların nasıl oluştukları.
A noção de que existe um "eu" que é a mesma pessoa mesmo quando nossos pensamentos mudam não é uma ideia com a qual nascemos.
Tanrım, bu muhteşem.
Meu, isto é fantástico.
Tüm hanımefendiler bu gece muhteşem gözüküyorlar.
Todas as damas parecem magníficas.
Bir üstat görürsünüz ve bu bence büyük bir atlet veya büyük bir müzisyen görmek kadar muhteşem bir olaydır.
Ver um mestre é tão inacreditável quanto ver um grande atleta ou um grande músico...
Bu yediğim en muhteşem çörek.
Este é o donut mais extraor - dinário que alguma vez comi.
Ama bu da her muhteşem aşk hikayesinde olduğu gibi golfün tutkusu ve acısıdır. Dünyanın en iyi oyuncusuna karşı da olsa bir akşamüstü oğlunuzla oynasanız da.
Mas isso, tal como qualquer grande paixão, é o sofrimento e a paixão do golfe, quer esteja a jogar contra os maiores jogadores do mundo ou a bater umas bolas num fim de tarde com o seu filho.
Uzun zamandır bu sabahın gelmesini bekliyordum. Sadece ikimiz ve muhteşem bir sabah.
Há muito que espero com ansiedade por esta manhã, apenas nós os dois e uma bela manhã.
- Bu yaratık ne kadar büyük? Muhteşem!
- Qual é o tamanho da besta?
Bu adam muhteşem tişörtler tasarlardı.
Ele fazia umas t-shirts que eram um estrondo!
Bak her sabah bu masaya, bir tanecik karım ve muhteşem gevreğimle oturduğumda Neal Caffrey ile ilgili hiçbir düşünce olmuyor!
Repara, todas as manhãs, sento-me à minha mesa, com a minha mulher maravilhosa e com os meus deliciosos cereais. E sem pensar no Neal Caffrey.
Bu akşam Kate ile tanışamadım ama burası muhteşem, birader.
Não conhecia este tipo, mas é excelente.
Muhteşem lan bu!
Isto é fantástico!
- Bu. Tamam. O zaman seni sevdiğimi, her zaman yanında olacağımı... ve eninde sonunda bunun muhteşem olmasını sağlayacağımı bilmeni istiyorum.
Nesse caso, quero que saibas que te adoro, que vou estar sempre ao teu lado e que vou ajudar-te a conseguir que isto acabe por ser maravilhoso.
Bu iş için bir sürü muhteşem aday olduğuna eminim.
Quer dizer, tenho a certeza que há excelentes candidatos.
Lakros oyuncuları, futbol oyuncuları kadar yetenekli değildi ama bu atletik yeteneksizliklerini iyi görünüşleri, muhteşem saç şekilleri ve babacıklarının paralarıyla telafi ettiler.
Os jogadores de lacrosse não eram tão talentosos como os de futebol, mas o que lhes faltava em proeza atlética, era compensado com as suas boas aparências, cabelo esplêndido, e o dinheiro dos papás.
Olanlara bakınca bu yemeğe odaklanabilmen muhteşem.
Está mesmo concentrada neste jantar, é incrível, tendo em conta o que aconteceu.
Bu okulda bugüne kadar olan en muhteşem şey bu.
Aquilo é a coisa mais espantosa que alguma vez aconteceu nesta escola.
Bu sabah uyandığımda, kendimi muhteşem hissediyordum ve yeniden hayata dönmenin vakti geldi dedim.
Acordei esta manhã a sentir-me lindamente, e achei que estava na altura de voltar à minha vida.
Yani bu, pasta üzerindeki o muhteşem krema gibi. Pete'in hala Lucas'ın annesine aşık olması gerçeği dışında, bu...
Por isso é uma espécie de cereja no topo do bolo.
Seninki muhtemelen bu dosyalar arasında en muhteşem olanı.
Esta deve ser a ficha mais incrível que aqui está.
Gezegenimizin muhteşem izolasyonu içinde tüm varolanın bu olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Se você acha que isto é tudo, que o nosso planeta está em completo isolamento, então, você está errado!
Neden eve gidip geçerken muhteşem çöreklerden almıyoruz ve bu gece dünyanın çıldırdığını görmezden gelmiyoruz?
Porque não vamos até casa, saltamos directamente para os deliciosos donuts e por uma noite fingimos que o mundo inteiro não está virado do avesso?
Şimdi siz benden Paul Masson şaraplarının meşhur sözcüsünden 1938 yılındaki muhteşem radyo yayınımı bu kertenkele karısını kandırıp etkileyebilsin diye yeniden yaratmamı mı istiyorsunuz?
Estás-me a pedir, o porta-voz de renome do vinho Paul Masson, para recriar a minha brilhante emissão radiofónica de 1938 meramente para enganar e impressionar a mulher deste réptil escanzelado?
Bu adam, muhteşem bir keman sanatçısı ama berbat durumda.
Este tipo é um violinista brilhante, mas é completamente perturbado.
muhteşem 1010
muhteşemsin 53
muhteşem olacak 22
muhteşem görünüyorsun 79
muhteşemsiniz 16
muhteşem görünüyor 18
muhteşemdi 130
muhteşem değil mi 45
muhteşem bir şey 22
muhteşemler 23
muhteşemsin 53
muhteşem olacak 22
muhteşem görünüyorsun 79
muhteşemsiniz 16
muhteşem görünüyor 18
muhteşemdi 130
muhteşem değil mi 45
muhteşem bir şey 22
muhteşemler 23
muhteşemdir 17
muhteşemdin 52
muhteşemdiniz 17
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu mümkün mü 117
bu müzik 23
bu müthiş bir şey 23
muhteşemdin 52
muhteşemdiniz 17
bu mudur 30
bu mu 591
bu mu yani 67
bu mudur yani 17
bu mümkün mü 117
bu müzik 23
bu müthiş bir şey 23