English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Bunu alın

Bunu alın tradutor Português

1,263 parallel translation
Bunu alın!
Deixa-me ver.
Bunu alın bakalım!
Toma!
Bunu alın.
Isso já têm...
Mahzuru yoksa bunu alın...
Agora guarde lá isto.
Bunu bir uyarı olan alın.
- Considerem isto um aviso.
- Alın bunu.
- Fique com o troco.
Alın bunu, sizi daha iyi yapacaktır.
Beba isto, vai sentir-se melhor.
Nasıl bunu benden alırsınız.
E como é que se atrevem a tirar-me isso?
Anlarsın ya, "Alın, bunu paylaşın."
Do tipo : "Tome, partilhe isto."
Ben kadını aldığımda... sen de bunu alırsın.
Você recebe isso... quando eu a tiver.
İngiltere Kraliçesi tacını alır almaz bunu ona verelim.
Assim que a coroarmos Rainha de Inglaterra, damos-lhe isto.
Eğer bunu Latince yaparsan ekstra kredi alırsın.
Se o fizer em Latim, ganha créditos.
Bunu alabilir miyim? Alın.
- Importa-se que leve a foto?
Bunu tele-marketlerden 9,99'a alırsın.
Isso compra-se no Televendas a $ 9,99.
150 dolarlık konyak? Bunu nasıl alırsın?
Uma garrafa de conhaque de 150 dólares?
- Alın bunu.
- leve-lhe isso - Kareem.
Ellen benim çok yakın arkadaşım. Bana nedimeliği bahşedecek kadar güveniyor ve bunu çok ciddiye alıyorum.
A Ellen é uma grande amiga minha, e ela confiou-me a responsabilidade de ser a dama de honor e levar isto muito muito a sério.
Al bunu, kendine bir otel satın al.
Toma. Compra um hotel para ti.
Tüm üssün ne durumda olduğuna bir bakmanızı tavsiye ederim. Gitmeden önce bulabildiğin herşeyi al. Yoksa daha bunu yapmadın mı?
Sugiro que passe a base a pente fino e arranje o material que for possível.
- Jackson. Al bunu, ihtiyacın olacak.
- Jackson, vais precisar disto.
Alın bunu!
Pegue isso!
Bunu alırsın, pis sapık.
- Esta foi por seres um pervertido.
Bunu bulması biraz zamanını alır.
Demora algum tempo a descobrir isso.
Bunu da yanınıza alın.
Entra.
Stanley bunu önceden görmüş ve alıp kameralarını edinmişti!
Stanley já tinha previsto isso e tinha comprado e construído as suas câmaras!
- Bunu tekneye alın.
Ponham esta no barco.
Bunu alır almaz beni arar mısın? Tamam.
Ligas-me logo que ouvires a mensagem?
Bunu SD-6'nın alıcısının üzerine yerleştir.
Prende isto por cima do dispositivo da SD-6.
Sana müşteri listemi verirsem, ki bunu toparlamak için yıllarca uğraştım, onu alınca beni vurmayacağını nereden bileyim?
Como vou saber se ao lhe dar a minha lista que demorou décadas a ser construída, que não me vai simplesmente dar um tiro?
Bak, eğer bunu Melody'i kurtarmak için yapmıyorsan, kendi hayatını kurtarmak için, Leo için biraz ilham al.
Olha, se não conseguires fazê-lo para salvar a Melody, ao menos, inspira-te para salvar a tua própria vida, pelo Leo.
ve şimdi o bunu yapandan intikamını alıcak.
E ele vai vingar-se.
Bizi kaç kere öldürmeye çalışmış olman göz önüne alınırsa, Bunu senin söylüyor olman çok komik.
Engraçado dizeres isso, tendo em conta as vezes que me tentaste matar, de facto.
Düşmanımızı veya düşmanımızın düşmanını bunu tekrarlamamasından ne alıkoyabilir?
O que impede o nosso inimigo, ou o inimigo do nosso inimigo, de começar tudo de novo?
Bunu imzalayarak doktorlarının hastanede yatmanın senin için en iyisi olduğunu bildiğini kabul ediyorsun. Doktorların tavsiyesinin aksine hastaneden çıkarak, psikiyatrik semptomlarının kötüye gitmesi riskini alıyorsun.
Declara que os médicos acharam melhor que ficasse hospitalizada e aceita e compreende que, se sair sem autorização médica, arrisca-se à deterioração dos seus sintomas psiquiátricos.
Bizler çok yakın, açık ve sevgi doluyuz. Çünkü ben bunu garanti altına alıyorum.
Somos unidos, sinceros e amamo-nos muito, porque eu faço por isso.
Lânet hindinizi kendiniz pişirin, lânet hediyelerinizi kendiniz alın ve bunu yaparken, atlı kızağınızı cehenneme sürün.
Por isso, cozinhem o raio do vosso próprio peru, embrulhem os raios dos vossos próprios presentes, e enquanto fazem isso, podem ir num trenó de um cavalo em direcção ao inferno!
Evet, bunu biliyorum... O halde hepimiz Moya'ya gidelim eşyalarınızı da alın.
Então vamos todos para Moya e dar o fora daqui.
Soğuk, alıngan ve çirkin olsanız da İhtişamınız bunu gölgeleyecektir
E embora estejam gelados Doridos e sejam feios O vosso orgulho Disfarçará o sofrimento
Bunu duymadığın açık, ama kendi kendime konuşmuyorum. Çünkü filme alıyorlar.
E é óbvio que não me consegues ouvir, mas não estou a falar sozinho porque estão a filmar...
Yaptın biliyorum. Bak ne diyeceğim.. .. bunu al, yere koy, gözlerini kapat ve kendini bırak.
- Eu sei que acabaste, mas quero que metas este copo no chão, feches os olhos e fiques maluco!
Bunu bana açıklar mısın? Sağlığın düzeldi ama testislerinden biri alındı diye niye bunalıma gireceğini açıkla.
Por que estarias deprimido, se estivesses saudável, mas tivesses de viver sem bolas?
Dışarıdaki insanları düşünürsek bunu sana söylememem gerekir ama işe alındın.
Não devia dizer-lhe isto, com tanta gente lá fora, mas está contratada.
Al bunu! Tam suratının ortasına!
Toma isso.
Şu kadarını söyleyeyim Junior. Bunu şahsi bir hakaret olarak alıyorum.
Devo dizer que considero isto um insulto pessoal.
Sakladığın şeyleri göz önüne alırsak en azından bunu annene söyleyebilirsin.
É o mínimo que podes dizer, com tudo o que tens mantido em segredo.
Bunu da al, burasını anlamadım. Ama bunu da al!
Não compreendo esta frase, mas toma lá esta!
Kusura bakmayın bayanlar, bunu alıyorum.
Desculpem, senhoras, sou comprometido.
Ben bunu yaparken bize kahve alır mısın?
Porque não nos arranjas uns cafés?
Bunu al, sakın kaybetme.
Tomem.
- Bunu yapamam. Yani eğer ben ölürsem benim kalbimi alıp ona takıp hayatını kurtarmayacak mısın?
Se eu estiver morto no chão, você não lhe dá o meu coração para que ele possa viver?
- Alın bunu, onu istemiyorum.
Fique com ela, eu não a quero. Dê-ma cá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]