English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ C ] / Cumartesi

Cumartesi tradutor Português

5,901 parallel translation
Cumartesi geceleri striptizciler için çok kazançlıdır.
As noites de sábados são as mais lucrativas.
Cumartesi günü için tezgâhları kurmaya geleceklerini bildirmişler. Sandviç ve biraları hazır etsek iyi olur.
Isto é um aviso antecipado de que vêm preparar as bancas para Sábado, por isso é melhor termos sandes e cerveja prontinhas.
Korktuğum gibi, Alfred cumartesi Londra'ya dönmeden önce uğramak istiyor.
O que eu temia. O Alfred vem cá no Sábado de regresso a Londres.
Onu Cumartesi göreceğiz.
Vamos ver isso no Sábado.
- Alfred Cumartesi geliyor, değil mi?
- O Alfred vem no Sábado, não vem?
Brian ve Melissa Cain cumartesi gecesi kaçırıIdılar.
Brian e Melissa Cai foram raptados num sábado à noite.
Mitchelli'nin Emperyal Dans Salonu geçen cumartesi yanmış.
A sala onde íamos atuar ardeu no último sábado.
Yarın cumartesi.
Amanhã é sábado.
Gelecek cumartesi oldukça boşum.
O meu sábado está muito vazio.
Evet... Cumartesi akşamına ne dersin?
Sim, tu... que tal no sábado a noite?
Cumartesi şehir dışına çıkıyorum.
Vou estar fora da cidade no sábado.
O da bunu izler ve her cumartesi dansa gitmemiz için ısrar ederdi. Daha iyi yapmaya çalışırdık.
Ela via e insistia que fôssemos dançar todos os sábados à noite para tentar dançar melhor do que eles.
- Bu cumartesi de gidecek misiniz?
Vai neste sábado? Não, não vou.
Her cumartesi gecesi Dooleyae'de akordeon çalarmış.
Tocava acordeão ao sábado à noite no Dooley's.
Cumartesi gecesi çalışmaktan daha güzel bir şey yok değil mi?
Nada melhor que trabalhar num sábado, não?
Ayrıca cumartesi sabahı saat onda neredesin?
E onde estás num sábado de manhã às 10 : 00?
İş yeri olabilir. Cumartesi akşamı kapalı oluyorlar.
Pode ser um negócio, mas ao sábado à noite estão fechados.
Baksana, bazılarımız iskelenin oralarda, sahilde takılıyor, cumartesi gecesi, ve sen de gelmelisin.
Ouve, alguns de nós vão para a praia, no sábado à noite, devias de ir.
Cumartesi büyükannemin doğum günü.
Sábado vai ser o aniversário da minha avó.
Arkadaşlarından biri Fredrik Lundblad'ın cumartesi günü kayıp olduğu bildirilmiş.
Um dos amigos dele, Fredrik Lundblad, foi dado como desaparecido no sábado.
# Cumartesi, özür diledim
♪ Sábado, eu disse : Eu sinto muito.
Cumartesi bugün, temizlik yapmayacak mısın?
É sábado, não vais lavar o chão?
Eminim Cumartesi günü arkadaşlarına olmayı isterdin ama geldiğin için sağ ol.
Os meus fins de semana estão bastante aborrecidos.
Çoğu kız Cumartesi gecesini sevgilisiyle geçirmez mi?
Raparigas com namorados que não querem sair ao sábado? Ele não é meu namorado.
Cumartesi günü size gelsem?
Que tal se eu for no sábado?
Lena'nın babasının Cumartesi günü bir tören düzenlediğini biliyor muydun?
Bem, isto está morto. Por falar em loucura, sabias que o pai da Lena vai fazer a cerimónia no Sábado?
Onu sonsuza dek kaybetme riskini almak istiyorsan tabii, ve hatırlatırım geçen ay az kalsın kaybediyorduk o yüzden kendini aşman, güzel bir gömlek giymen ve o sarkık kıçını cumartesi günündeki düğüne taşıman gerekiyor.
A menos que queiras arriscar a perdê-la para sempre, como quase a perdeste no mês passado, devo lembrar-te, por isso tens de superar isso, e vestir uma bela camisa, e transportar o teu traseiro gordo para o casamento no Sábado.
Cumartesi günükü düğün için kendime özel bir şeyler bulabilirsem diye alış merkezine uğramaya karar vermiştim ve sanırım senin için de bir şeyler bulmuş olabilirim.
Bem, decidi ir ao centro comercial para ver se encontrava algo especial para usar no Sábado, e acho que talvez encontrei algo para ti também.
Eminim ki Del Paraiso FC'nin cumartesi günkü maçlarında stat kapasitesinden daha fazla seyircisi oluyordur.
Aposto que não sabia que o Del Paraiso FC atrai mais fãs nesses sábados do que lugares no estádio.
Cumartesi günü yamaç paraşütüne geliyor musun?
Vens fazer parapente no sábado?
Millie Quintana bu cumartesi 100 yaşına giriyor. 400 kelime, iç gıcıklayıcı olmalı.
A Millie Quintana faz cem anos este sábado. 400 palavras, alegre.
Bazen sadece günlerden Cumartesi diye mesela.
Às vezes só porque é sábado.
Yani bu pazar önemli bir golf maçınız varsa cumartesi istediğiniz kadar seks yapabilirsiniz.
Se tiverem um grande jogo de golfe no próximo domingo, por favor, façam o sexo que quiserem sábado à noite.
Cuma, Cumartesi günleri hiçbir şey yapamıyor. - Işıkları açmak, yemek yapmak gibi.
De sexta para sábado, não pode fazer nada, ligar as luzes, cozinhar...
Cumartesi gecesi, bu büyük parti olur, ve herkes gider ve ne olursa olsun eğlenirler.
No sábado à noite você tem essa grande festa e todos vão e se divertem juntos.
Cumartesi günkü maçın için heyecanlı mısın?
Estás entusiasmado com o jogo de sábado?
Cumartesi günkü maçta iyi eğlenceler.
Mas boa sorte para o jogo de sábado. Viva o desporto!
Cumartesi için bilet alacağım. Yani birkaç gün kaçıracak.
Vou comprar bilhetes para sábado, por isso vai ser só um dia ou dois.
Cumartesi nasıl olur?
Está bem? E que tal sábado?
Cumartesi geliyorsun değil mi?
Vejo-te no sábado, certo?
O zaman cumartesi sen de geliyorsun.
Então onde vais no sábado?
Cumartesi mi?
Sábado?
Bu cumartesi mi?
este sábado?
Cumartesi olmaz canım.
Sábado não posso querida.
Tüh, çünkü bir tek cumartesi günüm müsaitti.
Bolas, sabes, sábado é mesmo o único dia que tenho.
Aslında cumartesi evimde bir yemek veriyorum.
Na verdade, vou dar um pequeno jantar na minha casa no sábado.
Cumartesi yemek mi veriyorsun?
Vais dar um jantar no sábado?
Margo, cumartesi.
Margo, sábado.
Güzelim Cumartesi günümü saçmalıklarla harcıyorum. - Bugün Cumartesi mi?
Estou a desperdiçar o meu sábado com malucos.
Görünüşe göre harika bir Cumartesi geçiriyorsun.
Parece que estás a ter um sábado agitado.
Cumartesi sabahları görünmelisiniz.
Deviam estar em concursos televisivos e nos sábados de manhã.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]