Derine tradutor Português
1,495 parallel translation
Derine doğru at.
Atira-lhe longa!
Derine doğru at.
Atira-lhe longa...
Dolia derine koşu yaparsa derin pası atarsın, o kadar.
Eu quero que lances a bola. Se Dolia correr até ao fundo, manda-lhe longa!
Derine doğru koş, ortak.
Mano, vai fundo.
Ayıca, DA Linderman'ın çetesinin bağlarının daha derine gittiğini düşünüyor,... eğer onu enseleyebilirsem, imparatorluk çöker.
Bem... eles acham que o Linderman tem relações com a máfia por isso, se eu conseguir derrotá-lo, o império cai.
Hayati bir yapıya değmeksizin onu o kadar derine nasıl sokmuş? Vay canına.
Como é que está tão profundo, sem ter afectado nada vital?
Beni derine batır ve pis koku için öldür beni.
Mergulha fundo e mata-me por tresandar.
Biraz terlediğinde, rengi derine siniyor.
Transpiras um bocado, e desaparece da tua pele.
O kadar derine inmiyor, Randy. Bak, Adın Her Neyse, bir yabancı ile yaşamayacağım.
Não vou viver com um estranho.
Ah! Daha derine!
Oh, isso é fundo!
Ancak yarına derine doğru kazabilirim.
Cavar fundo só amanhã mermo.
Çok derine iniyormusum gibi hissediyorum.
Sinto que está a entrar muito.
Daha derine in.
Cava mais fundo.
Bunlar en güçlü, en duygusal anıları. Oldukça derine gömdüğü duygusal bir koruma duvarı çektiği anılar.
São as memórias dele mais fortes e viscerais, que ele escondeu por trás de uma firewall emocional.
Önce bana inanması gerekti. Korumasını kaldırdıktan sonra yeterince derine inebildim.
Tive de fazer com que ela confiasse em mim, que baixasse as defesas, antes de conseguir chegar a alguma profundidade.
Daha derine girebilcek bir şey bulmalıyız.
Precisamos de encontrar algo que penetre mais fundo.
Hadi, evlat! Biraz daha derine git, tamam mı evlat?
Esforça-te mais um bocado rapazinho, sim?
Lütfen, iki kiloluk makyajına ve yarım santim, sentetik olarak felç edilmiş derine ihtiyacım yok.
Oh por favor, não preciso desses 2 quilos de maquilhagem, e 6 cm de pele paralisada sinteticamente.
Bana bağlantılarımdan vazgeçip daha derine inmemi emrettiler.
Eles ordenaram-me a largar os meus contactos da agência e esconder-me.
Onun ne kadar derine gittiği hakkında en ufak bir fikrin bile yok, değil mi?
Não fazes ideia da profundidade do poço, pois não?
Yoksa bunu sadece derine mi gömüyorsun?
Ou enterramo-lo mais fundo?
Ama oldukça derine gömdüm.
- Mas está muito fundo.
Yüzeyel olarak ama şimdi daha derine inmek istiyorum.
Na superfície. Mas agora quero ir mais fundo.
Bıçak derine, üçüncü ve dördüncü kaburgalar arasına girmiş.
A penetração foi funda, a faca foi enterrada entre a 3ª e a 4ª costela.
Yeterince uzağa, erişemiyorsun daha derine gitmelisin.
Não te estás a esticar o suficiente. Tens que ir até o fundo.
Belli ki yeterince derine gömmemişsiniz çünkü ölmemiş.
Obviamente não a enterraram muito bem, porque ela não está morta.
Hayal ettiğinden bile derine.
Mais longe do que imaginam.
Dikiş iğnesiyle donatılmış bir tükenmez kalemmiş... çok derine sokulup periyostunu delmiş.
Foi com uma esferográfica e uma agulha, tão fundo que penetrou no periósteo.
Suda 15 metre derine dalabilirim.
Posso mergulhar até 15 metros.
Alıp, içime kazıyorum ve inebildiğim kadar derine inip, Üzerini yiyecekle örtüyorum.
Junto tudo isso, empurro o mais para baixo que conseguir e depois coloco alguma comida em cima de tudo isso.
Her şey normal gözükebilir ancak birkaç metre derine inildiğinde su durgun ve oksijensiz hale geliyor.
Pode parecer normal, mas abaixo dos primeiros metros, a água está estagnada e sem oxigénio.
Burada gerçekleşen şeyin boyutlarını anlamak için daha derine, suyun altına inmeniz gerekiyor.
Mas para compreender a escala do que aconteceu aqui, temos de ir mais fundo, debaixo de água.
Gödel, kendisi hakkında düşünen, ve en derine ulaşmayı başaran zihindir.
Gödel era a mente refletindo sobre si mesma e sobre o que é capaz em seu nível mais profundo.
Banyan ağacı derine saldığı köklerinden yeni ağaçlar çıkarır.
As raízes são profundas... formando novas árvores.
Derine.
Ao fundo.
Daha derine bak.
Procura melhor.
Yani, muhtemelen daha derine inmek zorunda kalacağız.
O que significa que provavelmente, teremos de ir mais fundo.
Daha derine gir.
Vá lá, força. Mais fundo.
- Daha derine girersem bebeğe sürterim.
- Bato no bebé, se for mais fundo.
- Daha derine.
- Mais forte.
- Derine.
- Força.
İyice derine inmek istiyorum.
Quero ir mais fundo
Ve sana şunu söyleyeyim Jane, kazıyarak gerçekten de derine iniyorlar.
Digo-te, eles furam mesmo fundo para as coroas, até me assusta!
Derine mi iniyorlar?
- Isso são coroas?
Bin metre derine iniyorlar.
Eles perfuram a mil metros de profundidade.
Neden daha derine dalmıyoruz?
Porque não vamos um pouco mais longe? Que tal isto?
Ne kadar derine gidiyor?
Vai aprofundar muito?
O kadar derine gitmesi şart mı?
É mesmo preciso aprofundar assim tanto?
Herkesten daha derine sızdı.
Infiltrou-se na organização como ninguém conseguiu antes.
Yani daha derine gidemem diyorsun.
Mas então dizes que não consegues ir tão fundo?
Çok basit ama derine işliyor.
Tão simples e, contudo, tão profunda.
derinden 18
derin 50
derinlik 26
derin bir nefes al 74
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33
derin 50
derinlik 26
derin bir nefes al 74
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33