Evet o tradutor Português
84,719 parallel translation
- O halde onlara geri verelim. - Evet.
- Portanto, vamos devolvê-los.
Evet, aslında biz de o konu için gelmiştik.
Na verdade, foi por isso que viemos.
Evet. 2 sene önce Anata-Tek IPO için isteksizmiş. Ama hisseleri yükselince en büyük işleri için harekete geçtiler.
A OPI há dois anos foi fraquita, mas as ações subiram com o novo lançamento.
Evet, Ember'ın tahta geri çıkması mümkün olduğundan beri... Dünya Çocukları gelip duruyorlar öz sevgi ve güç arzusundan kendilerinden geçmişler.
Como Ember impossibilitou o meu regresso ao trono e os Filhos da Terra continuavam a vir, cegos pelo amor-próprio e sedentos pelo poder.
Evet. Bu Büyü Savaşları kitabındaki en güçlü metinler.
Esse é o nome de um dos melhores textos sobre magia de combate, "Opções de Última Esperança"
O yüzden evet, ona kesinlikle değerdi, diyebilirim.
Mas, sim. Posso dizer sem dúvidas que isso valeu a pena.
Evet, o Mike beni deli sanıyor.
Sim, esse Mike acha que sou louca.
Evet öyle, bir takım elbise satın aldım fotokopisini çekip iade ettim ve kopyayı giydim.
Isso mesmo, comprei um fato, tirei-lhe uma fotocópia, devolvi-o, e vesti a cópia.
Evet, o zamanlar "kudret kravatı" ve bonzai ağacı sahibi tüm CEO'lara kitap teklifi götürüyorlardı.
Sim, naquela altura davam um contrato de escritor a qualquer director executivo com uma gravata e um bonsai.
Evet, ne yazık ki kartınızı kırmak durumundayım.
Pois, receio que tenha que destruir o seu cartão.
Evet, eskiden Jazzy James'tim.
Sim, eu costumava ser o Jazzy James.
Evet, bu Homer.
Sim, é o Homer.
- Evet aradım çünkü uymam gereken emirler var ve savunma bakanı ifadeni verirken bunu takmanı istiyor.
- Sim, revistei. Porque eu também tenho ordens a cumprir. E o Ministro da Defesa quer que você use isto quando testemunhar.
Onu tanıyor musunuz? - Evet.
Já o segurou?
Evet ne olmuş ona?
Ai sim. O que tem ela?
- Evet, Maalesef aynı durumda.
- Sim, também já o levaram, receio eu.
- Evet, onunla tanıştım.
- Sim, já o conheci.
Evet, o şey harika.
Pois é. É mesmo bom.
Evet ama Gary'nin tadı çok güzeldi.
Sim, mas o Gary sabia tão bem.
Şapka hala sende mi? Evet, bende.
- Ainda tens o chapéu?
Saçlar sende mi? Evet.
- Adalind, tens o cabelo?
Bu Nick, değil mi? Evet, benim.
- É o Nick, não é?
Evet, o ben değildim!
Então, quem era?
Ne? Evet, nerdeyse yığılıp kalacaktı.
- Quase o deitou abaixo.
Evet, oğlumu ben büyüteceğim.
Sim, eu crio o meu filho.
Evet, Kelly'yi ben alırım.
- Sim. Vou buscar o Kelly.
Evet, sanırım bedenini oldukça iyi tanıyorsun. Tebrikler.
Sim, conhece bem o seu corpo, parabéns.
Evet, ama annesi çocuğun çamurda oynadığını söyledi.
É, mas a mãe disse que o filho estava a brincar na terra.
Evet, ben ve Hank.
Sim, eu e o Hank.
- Evet, burda öyle yazıyor.
- É o que diz.
- Evet, ne var?
O que foi?
- Evet, evet, evet, kastettiğim buydu.
- Está bem. Foi o que eu quis dizer.
Evet, bunlar için bir kelime var mı bilmiyorum, ama, ne yaptıklarını biliyorum.
Não sei se há uma palavra para isso, mas sei o que fazem.
Evet, çılığı duyduğumda ön büroyu kapıyordum.
Encontrei. Estava na recepção quando ouvi o grito.
Evet. Sen Alpe'sin.
És o Alpe.
Evet, evet, koy onu.
Ponha-o em linha.
Evet, o pencereyi ödedim.
Sim, paguei a janela.
Evet, Sanki laboratuarda ona ölümüne vurmuş
Como se quisessem destruir o laboratório com ela.
Evet, ben Dedektif Griffin. Bu Çavuş Wu.
Sim, detective Griffin, este é o sargento Wu.
Oh evet. Evet, o, ah...
Sim, sim, ela era...
Evet... o geç saate kadar çalışıyordu. Ve, uh, belki biraz sinirli Ama, uh, bu...
Sim, ela trabalhou até tarde e estava um bocado frustrada, mas isso é...
Evet, ama sevgini sakla :
Sim, mas guarda o teu amor para isto...
- Evet? - Bu ne hakkında?
- O que é isto?
- Evet. Hepsi Wesen'di ve birçoğu O adamyn mezarlığına gömüldü.
Eram Wesen... e muitos foram enterrados naquele cemitério.
Sana ve bana oldu. Evet, ama ne gördüler?
Sim, mas o que é que viram?
O cesetlerle ne yaptıklarını. - Evet.
Sim.
Evet, aynayı kırdım.
Sim. Por isso quebrei o espelho.
- Evet. - O zamandan beri aynada başka kimseyi gördünmü?
- Mais alguém viu alguma coisa no espelho?
- Arkadaşınızı bulacağız. - Tamam, evet, evet
- Vamos encontrar o seu amigo.
Evet, Bu başka yerde ne cehennemin olup bittiğini anlamalıyız.
Sim, precisamos de descobrir o que há com esse outro lugar.
Evet, o... Sana daha önce de söyledim.
Sim, já vos disse isso.
evet öyle 811
evet o benim 16
evet öyleyim 58
evet olabilir 28
evet öylesin 32
evet öyleydi 50
evet oğlum 29
okay 54
opera 37
önce 471
evet o benim 16
evet öyleyim 58
evet olabilir 28
evet öylesin 32
evet öyleydi 50
evet oğlum 29
okay 54
opera 37
önce 471