Geldin tradutor Português
24,828 parallel translation
Buraya nasıl geldin?
Como entraste aqui?
Sanırım Karanlık ile savaşmak için geri geldin ve bu harika bir şey.
Suponho que tenha voltado para ajudar com a Escuridão, e isso é óptimo.
Ekibe hoş geldin.
Bem vindo a bordo.
Evet sonra maymunlarının başı derde girince hemen geldin!
Sim, e no segundo em que os teus macacos enviam um sinal de perigo... O papá volta para casa.
Eğer böyle hissediyorsan neden geldin?
Se é isso que sentes, porque apareceste?
Yani buraya bize yardıma geldin.
Então estás aqui para nos ajudar.
Şu heriften metamfetamin almaya mı geldin yine?
Andas, outra vez, a comprar metanfetaminas ali ao Shaggy?
Eve geldin, ortalığı karıştırıp gittin.
Chegaste a casa, agitaste tudo e foste embora.
Yetişkinliğe hoş geldin.
Bem-vindo ao mundo dos adultos.
Neden buraya kadar geldin?
Porque estás aqui?
Buraya balayımızı da... mahvettiğimi söylemek için mi geldin?
Voltaste aqui para me dizeres que também dei cabo da nossa lua-de-mel?
Bir tanem... Hoş geldin.
Querido, bem-vindo.
Penguen'in kelleme koyduğu ödülü almaya mı geldin?
Então? Vem recolher a recompensa que o Pinguim dá pela minha cabeça?
- İyi ki geldin.
Estamos felizes por estar aqui.
Böbürlenmeye mi geldin?
- Vieste vangloriar-te?
Geri geldin.
Voltaste.
Elveda demeye mi geldin?
Vieste despedir-te?
Nereden geldin ki?
De onde saíste tu?
İki dakika erken geldin.
Chegou dois minutos mais cedo.
Buraya cesaretini kaybettiğini söylemeye mi geldin?
E vens dizer-me que estás desalentado e que não sabes se vais até ao fim?
MİB'e üzerinde çalıştığımız davayı öğrenmek için geldin.
Na UCI, quiseste saber em que caso estávamos a trabalhar.
Seni kimse zorlamadı... sen oraya kendin geldin... hazırdın.
Ninguém te forçou... Foste até lá cima de livre vontade.
Neden geldin?
Porque estás aqui?
Düşük bütçeli bir film izlemek için mi geldin?
Vieste ver um belo filme B?
Benim dünyama hoş geldin.
É um imbecil?
HPD'ye hoş geldin.
- Bem-vinda à HPD.
Aramıza hoş geldin, Randall.
Bem-vindo a bordo, Randall.
Beni kontrole mi geldin ihtiyar?
Estás a ver como eu estou, Grisalho?
Birkaç yeni arkadaşım kulağıma fısıldadı. Biz de size güzel bir hoş geldin hediyesi verelim dedik.
Uns amigos novos meu, sussurraram-me ao ouvido, por isso eu e os rapazes decidiram dar-te uma prenda de boas-vindas.
- Buraya nasıl geldin?
- Como é que estás aqui?
Tam vaktinde geldin.
- Chegaste mesmo na hora.
- Ne oldu? - Geldin sonunda.
- O que é que aconteceu?
- Dünya 1'e hoş geldin.
- Bem-vindo à Terra 1.
- O zaman neden buraya geldin?
Para que é que vieste aqui?
- Çabuk gel demiştim ama beklediğimden de çabuk geldin.
Disse para chegares depressa, mas isso foi...
Hoş geldin Wally.
Olá, Wally.
Sen de aklımı başıma getirmeye çalışmaya mı geldin?
Então vieste tentar racionalizar comigo.
Alelacele bunları görmeyeyim diye mi geldin?
Voltaste aqui para garantir que eu não visse isso?
Buraya kadar geldin.
Chegaste até aqui.
Hoş geldin, Kapot.
Bem-vindo, Kapot.
Niye buraya geldin yani?
Porquê vires para aqui?
Oyuna geldin Bob.
Foste enganado, Bob.
Üstünde yatarken ağır geldin sadece.
Só estou triste por atirares para cima de mim.
Max, çok kötü bir zamanda geldin.
Max, agora, não é uma boa altura.
Sen ne halt etmeye geldin peki?
- O que é que estás aqui a fazer?
Eve erken geldin.
Chegaste cedo a casa.
Thirio'ya hoş geldin.
Bem-vindo ao Thirio.
- Hoş geldin.
Olá.
Viktor, yeni kardeşimizle içki içmeye mi geldin?
Viktor, vieste comemorar com o nosso novo irmão?
Pardon da ne ara geldin?
Olha, desculpa, quando é que chegaste aqui? Eu...
Hoş geldin.
Onde é que estiveram?
geldin mi 58
geldiniz 33
geldin demek 49
geldim 384
geldi 321
geldik 352
geldiğinde 28
geldik mi 60
geldi mi 70
geldiğin için teşekkür ederim 61
geldiniz 33
geldin demek 49
geldim 384
geldi 321
geldik 352
geldiğinde 28
geldik mi 60
geldi mi 70
geldiğin için teşekkür ederim 61