Gerçekten iyi tradutor Português
6,382 parallel translation
Gerçekten iyi.
- Muito bem.
Ama seninki, evet, gerçekten iyi görünüyor.
Mas o teu está bonito.
Gerçekten iyi.
Muito bem.
- İyi, biz gerçekten iyi anlaşıyoruz
- Bem. Uh, estamos a conectar.
Bak, Damon'un Elena'ya gerçekten iyi geldiğini düşünsem seve seve yardım ederim. Ama düşünmüyorum.
Ouve, adorava ajudar se achasse que ele era bom para ela, mas não acho.
Ben de aman hadi yiyişelim diye düşündüm. Ama sonra onu öpmek gerçekten iyi hissettirdi. Sonra da onunla bildiğin seks yaptım.
"Vamos só curtir", mas depois foi mesmo bom beijá-lo, e acabei a fazer sexo com ele.
Biz gerçekten iyi bir ebeveyndik.
Éramos, realmente, muito bons pais.
Pina colada gerçekten iyi olurdu.
Mas uma piña colada vinha mesmo a calhar.
Bu gerçekten iyi.
Está muito bom.
Bu hapishanedeki koşulların gerçekten iyi olduğuna inanıyor musunuz?
Vocês acham que as condições nesta prisão estão perfeitamente bem?
- Gerçekten iyi.
Sem dúvida.
Gerçekten iyi bir adamın siyasi kariyerini eğer mahvederseniz bunun sorumluluğunu kabul edebilecek misiniz?
Não se importa de ser responsável por arruinar a carreira de um bom político?
Yukarı getirdim hakkında bazı gerçekten iyi noktaları Neden kimse değil Bu konuda bir şey yapıyor?
Acho que levantou uma questão muito pertinente, sobre o motivo de ninguém fazer nada sobre isto.
Ben gerçekten iyi durumdayım.
Estou em muito boa forma.
"Bu gerçekten iyi bir fikir" demek istediysen beyin fırtınasıdır o.
Se queres dizer que tiveste uma ótima ideia, é tempestade cerebral.
Bence onların burada olması gerçekten iyi.
Até prefiro tê-los aqui.
Christine, kendimi gerçekten iyi hissetmiyorum.
Christine, não me sinto mesmo bem.
Gerçekten iyi mücadele ettiniz ve ortaya yürek koydunuz. Ama sadece kaybetmeye yetecek kadardı.
Vocês tentaram bastante, e mostraram muito coração, mas apenas se esforçaram para perder.
2006'da. Evlat, dersine gerçekten iyi çalışmışsın.
Fizeste mesmo uma pesquisa, rapaz.
Ernie gerçekten iyi bir koç.
Agora! - O Ernie é muito bom treinador.
Gerçekten iyi yutturdun.
Foi bem convincente.
Bunun gerçekten iyi bir fikir olduğunu düşünüyorsun?
Achas mesmo que isso é uma boa ideia?
- Bu gerçekten iyi.
O'Neill.
Laboratuvar önlüğüyle yönetici koltuğunda bize gerçekten iyi hizmet etti.
É bom para nós, ter uma bata branca na cadeira da direção.
Mike sen gerçekten iyi bir babasın.
Mike, tu és um óptimo pai.
Gerçekten iyi.
É muito boa.
- İşinde gerçekten iyi Alan.
- Ela é muito boa, Alan.
Ve, gördüğüm kadarıyla gerçekten iyi kararlar.
E na minha opinião... elas são muito boas.
Bundan daha iyi bir güvence mi istiyorsun gerçekten?
Precisas de mais garantias que isso?
Onun iyi olduğunu bilmek gerçekten çok güzel.
Significa muito saber que ela está bem.
Thea, buraya gelmenin gerçekten de iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum.
Thea, acho que não foi boa ideia virmos até aqui.
- Gerçekten, bunun çok iyi bir açıklaması var.
Há uma boa explicação para tudo isto.
Gerçekten bebeklerle aran iyi.
Tens mesmo jeito para bebés.
Bak, gerçekten de Elena'nın Damon için iyi olduğunu düşünüyorum.
Ouve, acho mesmo que a Elena fica bem com o Damon.
Ama o haplar gerçekten kendini daha iyi hissetmeni sağlıyor mu?
Esses comprimidos fazem-te sentir melhor?
Kendimi gerçekten hiç iyi hissetmiyorum.
Sabes que mais? Não me estou a sentir muito bem.
Ayrıca onun ihtiyaçlarını bu kadar iyi şekilde karşılamana gerçekten hayranız.
E nós admiramos-te mesmo por tratares dela tão bem.
- Gerçekten dedikleri kadar iyi mi?
É mesmo assim tão bom?
Zararsız olduğunu söylemiyorum, bilgi çalmak suç kapsamında olmasın da demiyorum. Fakat hangi zararın gerçekten zararlı olduğunu iyi irdelemelisiniz.
Não estou a dizer que é inofensivo e não estou a dizer que não devemos criminalizar o roubo de informação, mas tem de se ser muito mais subtil ao tentar descobrir exatamente que tipo de prejuízo são prejudiciais aqui.
Regina gerçekten de iyi bir büyü yapmış.
- A Regina fez mesmo um belo trabalho.
Bunların hepsi gerçekten çok iyi alanlardır oldukça çok yardımcı olabilir.
Tudo isso pode ajudar muito.
- Gerçekten iyi, değil mi? - Kes sesini de işine bak.
Ele é bom, não é?
Gerçekten çok iyi, Rachel.
Que maravilha, Rachel.
Peder K gerçekten de çok iyi bir insandı.
Sabes, o padre K. era tão bom quanto dizem.
Çok iyi biri ve gerçekten hoşuma gidiyor.
Ele e muito porreiro, e eu gosto dele.
Ben iyiyim, gerçekten. Bunun neresi iyi?
- Como é que isto pode ser bom?
Gerçekten işleri daha iyi yapabilecek birşey kastediyorum.
Uma coisa que pode mesmo melhorar as coisas.
Çok iyi gidiyorlar, Rick. Gerçekten çok iyi. Bu iyi.
Vão bem, Rick... muito bem.
Ve bu hanımlar, Lena ve Stef çok iyi birilerine benziyorlar ve bu... burası gerçekten çok iyi bir ev.
E estas senhoras, a Lena e a Stef, têm sido impecáveis e este é um... Este é mesmo um... Este é um bom lar, é isto.
Tia kesinlikle en iyi dansçı ama sizce gerçekten takımın en iyi dansçısı mı?
A Tia é melhor dançarina, mas acham que é o melhor para o grupo?
İyi olur gerçekten.
Sim, é melhor.
gerçekten iyisin 22
gerçekten iyiyim 36
gerçekten iyi misin 17
gerçekten iyiydi 26
iyi akşamlar 4224
iyi aksamlar 25
iyiyim 3981
iyi bayramlar 19
iyi şanslar 1942
iyi sanslar 16
gerçekten iyiyim 36
gerçekten iyi misin 17
gerçekten iyiydi 26
iyi akşamlar 4224
iyi aksamlar 25
iyiyim 3981
iyi bayramlar 19
iyi şanslar 1942
iyi sanslar 16
iyi geceler canım 50
iyi geceler sevgilim 30
iyi günler dilerim 40
iyi eğlenceler 520
iyi günler 2648
iyi geceler tatlım 84
iyi geceler 8675
iyi uykular 287
iyi değilim 99
iyi seyirler 39
iyi geceler sevgilim 30
iyi günler dilerim 40
iyi eğlenceler 520
iyi günler 2648
iyi geceler tatlım 84
iyi geceler 8675
iyi uykular 287
iyi değilim 99
iyi seyirler 39
iyimisin 185
iyi geceler millet 19
iyi günler hanımefendi 25
iyi misin 6507
iyi bakalım 18
iyi yolculuklar 414
iyi uyudun mu 167
iyi birisin 30
iyiyiz 138
iyi hafta sonları 22
iyi geceler millet 19
iyi günler hanımefendi 25
iyi misin 6507
iyi bakalım 18
iyi yolculuklar 414
iyi uyudun mu 167
iyi birisin 30
iyiyiz 138
iyi hafta sonları 22